Mâlûmunuzdur ki.! Osmanlı’nın bitişine kadar; İnsani, islâmi, ilmi, dini ve sosyal hizmetler yapan kurumların, camilerin, cemaatlerin, tekkelerin, dergâhların, medreselerin ve benzeri hizmet faaliyetleri yapanların VAKIFLARI VE GELİR GETİREN VAKIF MALLARI VARDI

Malûmunuzdur ki.! Osmanlı'nın bitişine kadar; İnsani, islami, ilmi, dini ve sosyal hizmetler yapan kurumların, camilerin, cemaatlerin, tekkelerin, dergahların, medreselerin ve benzeri hizmet faaliyetleri yapanların VAKIFLARI VE GELİR GETİREN VAKIF MALLARI VARDI. AYRICA MÜ'MİNLERİN İMAN VE ĞAYRET SAHİBİ CÖMERT VE ÇALIŞKAN OLANLARI VARDI.

İşte.! O hizmet teşekkülleri vakıf gelirleriyle hizmetlerini yaparlardı.

Cumhuriyet sonrası ise bu vakıflar ve gelirleri ibtal edildi.

Dolayısıyla imana, kûr'ana, islama, ilme ve insanlığa hizmet eden toplulukların gelirleri ancak mü'minlerin zekat, sadaka vb yardımlarıyla olmaktadır.

Bu İNFÂK ve YARDIMLAR DA.!

O talebelere ve fakir- fûkara hizmetlerinin yürümesine, ihtiyaç karşılamasına ve geliştirilmesine kifayet etmediğinden, yani bu tarz gelirler zayıf ve yetersiz kalması sebebiyle islami ve insani hizmetlerin faaliyetlerini yapanlar Artık hizmetlerin ihtiyaçları ve yeni hizmet alanları oluşturabilmek için meşrû ve yasal gelir yollarına baş vurmak zorunda kaldılar.

Bu durumu akıl, iman, vicdan ve anlayışla karşılaması gereken müslümanlardan bazıları malesef ve meattessüf sûizanla demektedirler ki.!

İşte.! bunlar, şunlar, onlar da hizmet değil ticaret yapıyorlar, diyorlar.

Onlara sorarmısınız.?

Bir gün bir tek defa bile Kûr'an Kursunun ve benzeri bir hayır kurumunun bir tek tane doğalgaz faturasını ödemişlerlermi.?

Bir tek elektrik faturasını veya bir başka giderini karşılaştırmışlar mı.?

ÂLLÂH'tan korkmalı ve

ÂLLÂH 'tan haya etmelidir insan olan insan..

ESÂSEN Her müslüman DİN GÖNÜLLÜSÜ VE DİN GÖREVLİSİDİR. Dolayısıyla Bu ve benzeri sorumluluk ve vazifelerimizi, hem ihmal edip, hemde bizim adımıza yapanlara [ yeterince ve samimiyetle ] yardım etmeyip, bu kadar hata ve vebal de yetmezmiş gibi birde aleyhte konuşmalar ve yazılar yazarak, cemaatler şunu üretiyor, kermes yapıyor, bunu satıyor, ticaret yapıyorlar gibi sözlerle itibar suikasti yapmaktadırlar.

Halbuki bu itibarsızlaştırma işi mü'minlere değil DİN düşmanı kafirlere yakışır, müslümana değil.

Öyle anlaşılıyor ki müslümanım dediği halde islami, imani ve insani çalışmalar- faaliyetler- hizmetler yapanlara yardım etmeyen kapitalistleşmiş ve inançları ifsad olmuşlar istiyorlar ki islami hizmetler ve talebe hizmeti yapanlar, sürekli onların kapısına gitsin ve onlara yalvarıp yardım istesinler..

Bu kimselere şeriatte 'kutta-i tarik' yani hak tealanın rızasına giden yolun 'yol kesen eşkiya' denir.

Bu ne çirkin ve aşağılık sıfattır değilmi. Meazellah Neûzûbillah

*Herkes bilmelidir ki.!

Bu hizmetlerin;

Elektrik faturası, doğalgaz, su, telefon, erzak, inşaat, tadilat, tamirat, sigorta, personel vb vs vd hiçbir ihtiyacı karşılamadığı halde, İhtiyaçları ve gelişmeleri için; meşru ve yasal çare arayanlara engel olanlar ve rahatsız olanlar, kabirlerinde de ahirette de rahat edemeyeceklerdir.

Zira rahatsız oldukları, itibarsızlaştırma yaptıkları ve engel oldukları, aslında [islam ve insan] hizmetidir.

İslamın, müslümanın ve insanın sahibi olan rabbûlalemindir.

O'nun gayretine dokunan helak olmaya müstehak olmaları mukadderdir..

Bizden söylemesi..

Yarın hesap gününde beni kimse İKÂZ ve İRŞÂD etmedi demeyesiniz..

İyisi mi böylesi hataları yapanlar gelsinler.!

Bu mübarek Ramazan-ı Şerif'te tevbe istiğfar edip hatalarından dönsünler ve hatta aşkla şevkle hatalarını telafi için; elleri, dilleri, malları, makamları vs ile zarar verdikleri o kûr'an ve ilim talebe hizmetleri yapan kurumların hizmetlerine ve ihtiyaçlarını karşılamaya koşsunlar.

BİR MİLLETİN ISLÂHI KÖTÜLERİN İMHÂSIYLA DEĞİL.. NESLİN EĞİTİM VE TERBİYESİYLE MÜMKÜNDÜR..

Uyanışa vesile olması ümid ve niyazıyla ramazan-ı şerifinizi tebrik ederim.. Mevla teala hepimizi Razi olduğu islamın razi olduğu müslümanı ve mü'mini eylesin. Âmin