Montrö (Mountreux) Boğazlar Sözleşmesi nedir? Anlaşmada hangi hususlar var? Gerekirse nasıl feshedilebilir? Hükümleri nelerdir? Özel durumlar için hangi hükümleri mündemictir?

Montrö (Mountreux) Boğazlar Sözleşmesi nedir? Anlaşmada hangi hususlar var? Gerekirse nasıl feshedilebilir? Hükümleri nelerdir? Özel durumlar için hangi hükümleri mündemictir?

İnternette basit bir arama ile bunları ve haklarındaki yorumları bulabilirsinz.

Kanal İstanbul derseniz o zaten çoluk çocuğun bile ağzına sakız olmuş... Yàni bilen de konuşuyor bilmeyen de...

Lozan zafer miydi yoksa Kadir Mısıroğlu'nun dediği gibi hezimet miydi? Tarihimiz meçhullerle dolu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Tarihte bize ne yaptılar? 1920'de bize Sevr'i gösterdiler, 1923'te Lozan'a bizi razı ettiler. Birileri de Lozan'ı 'zafer' diye yutturmaya çalıştı. Her şey ortada. İşte şu an Ege'yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları Lozan'da verdik. Zafer bu mu? Oralarda camilerimiz, mabetlerimiz var ama şu anda hála Ege'de kıta sahanlığı ne olacak, havada, denizde ne olacak bunları konuşuyoruz, mücadelesini veriyoruz. Niye? O masaya oturanlar, anlaşmanın hakkını vermediler...' demişti.

Masanın hakkını vermek... Mısır'ı ve Sudan'ı bilemem ama, Türklerin çoğunlukta olduğu Batı Trakya, adalar ve Antakya kayıtsız şartsız bizde kalmalıydı... Oysa biz Hatay'ı ancak 1931'de geri alabildik, Batı Trakya ve adalar Kurtuluş Savaşı ile denize döktüğümüz Yunanistan'a bırakıldı.

Ne zaferdir diyelim, ne hezimettir diyelim anlaşmalara... Oturup işin doğrusunu tarihçilerimiz muhtasar bir rapor olarak kamuya arz etsinler. Hem Lozan, hem 1936'da imzaladığımız Montrö hakkında daha kendi aramızda anlaşamıyorsak, neyin kavgasını kime karşı vereceğiz?

* * *

Dün yüzde yüz yerli ve millî ilk otomobilimiz tanıtıldı... Allah nasib ederse 2022'de Türkiye'nin otomobili ......... seri üretime geçmiş olacak. Belki daha önce... Bendeniz Mehmet Şevket Eygi üstada vefa gösterilerek otomobile EYGİ isminin verilmesini arzu ve teklif ediyorum.

Yüzde yüz yerli ve millî bir otomobil fikri üstadın ömrü boyunca binlerce kez haykırıp durduğu bir mesele idi.

Üstad Güney Kore'yi misal gösterip 'adamlar otomobillerini Amerika'ya bile ihraç ettiler, büyük paralar kazandılar, Türkiye bunu neden yapmıyor?' deyip durdu.

Yalnızca otomobili değil, bugün çoluk çocuğa kadar herkesin elindeki akıllı cep telefonlarını da misal veriyor, 'Samsung telefonlarıyla ABD'ye kafa tutuyor, milyar dolarlar kazanıyorlar' diye yazıp duruyordu merhum.

Şimdi bazıları 'hadi ya, senin üstadı kaç kişi tanır, bu otomobil bir dünya markası olacak' diyebilirler. Onlara cevaben derim ki:

Hadi oradan nádan adamlar. Üstadı yalnızca siz tanımıyorsunuz çünkü cahil ve cüheyla takımısınız. Önümüzdeki günlerde dünyaca ünlü TIMES dergisi üstadı kapak yaparsa ne diyeceksiniz?

'Dünyanın en fazla okuyan yazan kişisi... Türkiye'nin medar-ı iftiharı Mehmet Şevket Eygi pırıl pırıl bir zekaya sahipti. 86 yaşında verdiği son nefesine kadar en küçük bir hafıza kaybı yaşamadı... Üç lisanda (Fransızca, Arapça ve İngilizce) üstün derece ve Farsça, Latince, İbranice gibi lisanlara da oldukça vakıf Eygi, yüksek bir kültüre ve birikime sahipti... Yüzbinden fazla şahsi kitap, dergi ve elyazmasını Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne bağışlamıştı. Düşmalarının bile mükemmel bir İstanbul beyefendisi olduğunda birleştiği Eygi, 12.07.2019 tarihinde vefat etti.'

Utanacak mısınız böyle yazarsa elin gavuru...