Kendi Tarihine küfredenler!
Dünyada tarihine bizim kadar küfreden başka
bir millet yoktur herhalde!
Ruslar, 50 Milyon insanı sırf bir felsefe
uğruna açlıktan, sefaletten hatta çoğunu kurşuna dizerek
öldürdü! Bunu Stalin döneminde yaptı. Şimdi Rusların
içinde Stalin'e küfreden biri var mı?
Lenin devrim yaptı, kendi imparatorunu astı!
İmparatorun ailesini çoluk çocuk demeden katletti! "Herkes eşittir,
herkes aynı hak ve özgürlüklere sahiptir!" dedi, sonra ne yaptı? En
başta din adamlarını katletti! İçlerinde hiç Lenin'e küfreden
var mı?
Amerika, şu gün
bile hâlâ halkı üzerinde baskı
uygulayan bir ülkedir! Amerika dünyada en çok siyaseti kendi
halkına yapar! En çok halkı uyutulan
ülke Amerika'dır! Amerika etnik kökenlerinden, azınlık guruplarına
varana kadar ilk deneyini kendi
halkına yapar, orada başarılı olduktan
sonra, tutar bunu dünyada yapmak
istediği ülkeye yapar! Bu Amerika'nın
standart politikasıdır!
Sonra özgürlükten, insan haklarından
falan bahseder!
Fakat tüm bunlara rağmen; halkının
eleştirdiği, küfrettiği bir Amerikan tarihi yoktur!
Amerikan tarihindeki bütün başkanlar
kahramandır! (Son 20 yıldır başkanlarına karşı diş bileyen
bir kitle vardır, onlarda oy kullanmayan
gruptur!)
Amerikan halkı çıkıp ta Gerorge
Washington'a veya Abraham lincoln'a
küfretmez!
Kendi tarihini
aşağılamaz!
Amerika dediğin medeniyet zaten çökmüş,
köhneleşmiş, orta çağ karanlık Avrupa'sının medeniyeti değil
midir?
300 yıl önce Amerika'ya neden gittiler ve
neler yaptılar? Hepsi Avrupa'dan çıkıp, bedava Amerika
topraklarına yerleşip, oradaki yerli halkı katledip, onların hazır
var olan kurulu sistemlerine konan altın, para peşinde olan,
sömüren aç ve yamyamlardan en çok ta barbarlardan oluşan bir
kitleydi!
Neden Avrupa'nın soyluları gitmedi de
soysuzları gitti Amerika'ya?
Soysuzların ne işi var? Onlar zaten rahat yaşıyordu Avrupa'da! İdam mahkumlarını
Avustralya'ya gönderdiler! Bugün Avustralya dediğimiz İngiliz
sömürgesi, bir zamanlar sadece idam mahkumlarının sürgüne
gönderildiği bir yerdi!
Şimdi dünya tarihini bırakıp gelelim
kendi tarihimize!
Bugüne kadar İstanbul'un fethi dışında,
bizlere Osmanlı hakkında övgü dolu ne öğretildi?
Tek övündüğümüz konu çağ açıp, çağ
kapamak!
Orta çağ kapandı, yeni çağ açıldı!
Onu da bizim Atamız yaptı! O da sırf Avrupalılar kabul
ettiği için! Ki mecburen kabul ettiler; bir çağ açılıp, bir çağ
kapandı netice de...
Bunu bize tarihin en kral noktası olarak
anlatırlar, peki ya ondan önceki tarih?
ilköğretim son, lise ve üniversitede tarih
İnkılap tarihi ile başlar!
Başka bir tarih yoktur senin kökünde! "Bundan
önceki atalarının hepsi padişahtı, sultandı, haremi
vardı, çağdaş, laik Avrupa'ya uygun olmadığı için sana bunları
vermiyoruz!"
Hatta biz yeniden yazdığımız için anlatalım
bakalım sana; senin ataların Avrupa krallarından farklı
mıymış?
Avrupa kralları istediği zaman "Götürün,
kesin kellesini!" deme yetkisine sahipti! Çünkü onlarda ki
inanç sistemi bunu uygun görüyordu. Peki şeriat İle yönetilen bir
devlette padişah kim ola ki kafa alabilsin?
Madem ki sen bana Fatih Sultan Mehmet'i
öve öve anlatıyorsun (Avrupa mecburiyetten kabul ettiği için) Bakın
bakalım Fatih Sultan Mehmet, kolunu kestirdiği Ortodoks mimarın
şikayeti üzerine mahkemeye nasıl getirilmiş? Mahkemenin vermiş
olduğu karar neymiş?
"Padişah dahi olsan, mahkemede senin
padişahlığın geçersizdir, haksız yere kolunu kestirdiysen senin de
kolun kesilecektir Ey Mehmet!"
Dikkatinizi çekerim! "Ey
Mehmet!" Padişah Mehmet değil!
Peki, Sultan Mehmet'in verdiği cevap
ne?
"Şeraitin kestiği parmak acımaz! Eğer ben bu
hatayı yaptıysam, kolumu buyurun kesin!"
Bir de içki içen, kahveleri yasaklayan,
tütünü yasaklayan, akıl hastası olarak anlatılan bir V. Murat
var!
Sizin gözünüzle bakıyoruz!
Nasıl olur da akıl hastası bir padişah,
sizin tarihinizde Osmanlı'da en çok reformu yapıp, tekrar Osmanlıyı
eski gücüne kavuşturmuş bir padişah olabiliyor?
Bir akıl hastasını çıkarıp devletin başına
koyuyorsun, o akıl hastası çökmüş bir devletle dünyaya
hükmediyor!
Önce akıl hastası diye bana tanıt, ardından
"Yenilikler yaptı, reformlar yaptı, tekrar Osmanlıyı ayağa
kaldırdı!" diye anlat!
Sadece bu bile, sana inanmamam
için bana delil olarak yeter!
Osmanlının çöküş dönemlerinde gelen V. Murat
evet celalliydi, celalli olmak zorundaydı! Çünkü içerisi hain
doluydu! Osmanlı o kadar çok batılı olmuştu ki, hainler o kadar çok
batının uşağı olmuştu ki Osmanlı, Osmanlı olduğunu
unutmuştu!
V. Murat'ın tahta kaldığı süre
içerisinde yaptıklarına bakıyorsun, birde
hakkında söylenilenlere bakıyorsun!
Yapılan söylenilenin delilidir! Ben delile
bakarım! Padişahın yaptıklarına baktığımda sizin söylediklerinizle
o kadar tutarsız ki!
Siz yalan söylüyorsunuz!
Aynı padişahı önce reform yapan bir padişah
olarak anlatıyorsunuz, sonra akıl hastası, içki içen
biri gibi anlatıyorsunuz!
Bu adam çok şey yapmış! Bu yaptığı çok şey
sizin anlattığınız gibi birinin yapabileceği şeyler
değil!
Buna siz dahi inanmıyorsunuz! Benim
inanmamı, halkın inanmasını beklemeyin! Eğer atalarınızı bu
şekilde kötülemeye, aşağılamaya devam ederseniz o ataların torunu,
torunları çıkar, sizin bu kötülemelerinize karşılık; atasını öyle
bir savunur ki verecek cevap bulamazsınız!
Osmanlı padişahları içerinde bana bir tane
"Şöyle bir padişahtı, böyle bir padişahtı,
yok şuydu, buydu!" diyebileceğiniz bir padişah yoktur!
Diyebiliyorsanız buyurun bana delil edin! Ben de size
olmadığını delil edeyim! Bir şey iftiraysa bile o adam aklanmadan
yönetimde kalamaz!
Cam kirlendiyse ardını
göstermez! Temizlenmesi gerekir, ardını göstermesi için! Eğer
o cam kalıcı bir kire sahipse, çıkartır yenisini
takarsın!
Devlet siyasetinde bu olaylar böyle
yürür!
"Bugün ben alimim, profesörüm!" diyen adamın
savunduğu şeylere bak!
Hakkın üzerini örten, her insan
cahildir! Ne anlamda cahildir?
Sırf gururundan, inadından ve
menfaatinden "Evet doğru yapıyorsun ama sen yinede yanlış
yapıyorsun!" diyebilecek kadar fanatik cahildir!
Olaya siyasetle bakmamak gerekiyor! Siyaset
yapanlar koltuk davası güdenlerdir! Koltuk davası güdenler gitsin,
siyaset yapsın!
"Tamam şunu şunu yapmışta; ama bunu bunu da
yapıyormuş!"
Hepsi geçmiş zaman! Bildiğinden konuşmuyor ki
zaten... Birilerinin öğretilerini konuşuyor; "mış,
miş, muş, müş..."
Başka bir şey değil!
Evet bunu yapmış da, içki de
içiyormuş!
Hayırdır, beraber kadeh mi tokuşturdunuz
yoksa?
Hangi içkiyi içiyormuş? Beyaz şarap mı,
yoksa kırmızı şarap mı?
Aldığı içkinin
markası neymiş?
Yıllanmış şarap mı içiyormuş, normal gündelik
şarap mı?
Hani söyleyin de ikna olalım!
Peki içkiyi
hangi fabrikada yaptırıyormuş? CHP demiyor muydu; "Bizim şeker
fabrikamız bile yoktu, Atatürk yokken!" diye...
O dönemde V. Murat fabrikayı nereden buldu da
içkiyi yaptırdı?
"İçkiler o dönem evde
yapılıyormuş!"
Tamam sarayın hangi odasında
yapılıyormuş? Şarap nerede damıtılıyor muş?
İçki bin yıldır var canım,
yurt dışından
getirtiyormuş!
Hangi gemi ile getirtiyormuş
lan?
Osmanlı Devleti ne zaman sınırlarından içki
geçmesine müsaade etti?
İtalya'dan getirtiyormuş diyelim, bu
içkiler hangi limanda indiriliyormuş da saraya
taşınıyormuş?
Hadi padişah getirtti diyelim, peki halk
nasıl getirtiyormuş?
Cevap?
"Kem, küm..."
Ayıp, ayıp!
Sen kendi tarihine sahip
çıkmazsan!
Başkaları gelir senin tarihini
yazar!