Nurol İnşaat mensubu 3 mühendis, 1 muhasebeci ve 14 işçimiz, 2
Eylül 2015 günü Bağdat'ın Sadr bölgesi Habibiye Mahallesi’nde inşa
edilmekte olan stadyumdan kendilerine "Ölüm Mangası" diyen Şii bir
grup tarafından kaçırıldılar.
Şantiyedeki mahalli güvenlik personeli bir gün sonra
elleri-ayakları bağlı vaziyette bulunmuşlardı.
Şii haydutlar, olaydan dokuz gün sonra bir video yayınladılar.
Taleplerini şöylece sıralıyorlardı:
-Kürt petrol ihracatı, Türkiye üzerinden yapılmasın!
-Ceyş'ül Feth'in Suriye'nin Fua ve Kefreyya'daki kuşatmaları
kaldırılsın!
-Türkiye'den Irak'a silahlı şahıslar girmesin!
Kaçırma üzerine Irak Şiileri lideri Ayetullah Ali Sistani, bir
yazılı açıklama neşrederek Şiiliğe ve İslama zarar veren bu eylemin
bitirilmesini istedi. Şii din adamı Mukteda es Sadr da hadiseyi
DAEŞ eylemlerine benzeterek rehineler serbest bırakılsın, dedi.
Kaçırılma hadisesi duyulunca Dışişlerimiz, Bağdat Büyükelçiliğimiz
ve bölgede aslanlar gibi çalışan istihbarat elemanlarımız, Irak
hükümetiyle irtibata geçti. Temaslar devam ederken dışarıya haber
sızdırılmadı. Böylece 16 Eylül'de iki vatandaşımız, 30 Eylül
sabahında da diğer 16 vatandaşımız kurtarıldılar. "Kurtarıldılar"
kelimesine itiraz edenler olabilir. Hakikaten bir baskın yapılarak
kurtarılma olmadı. Serbest bırakıldılar. Ama her ne olursa olsun,
hayatları kurtuldu. Önemli olan sonuçtur! Bunun ne demek olduğunu
bir aya yakın rehine hayatı yaşayan mağdur vatandaşlarımızla
onların burada bayramı mahzun halde geçiren ailelerine sormak
lazım.
Elde edilen, elbette iktidarın başarısıdır. Fakat iktidar, o
başarıyı devleti namına kazanmış, milleti sevindirmiştir. Haddini
aşan talepleri dayatan eylemde belli ki üçüncü bir devletin ajan
grubu olan o fanatik haydutları ikna için mahalli nüfuz unsurlar da
kullanılarak güzel bir sonuç elde edilmiştir.
Dikkat edileceği gibi uçak kaçırılması dahil benzeri olayların
tamamında emniyetimiz, istihbaratımız, askerimiz, hariciyemiz hep
muvaffak oldular. Musul Konsolosluğu personelinin sağ-salim
kurtulmaları herhalde hafızlardadır. Böylesi durumlarda çok
devletin nasıl bir hüsrana uğradığı hatırlanıyor olmalı.
Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti muhalefetinden de öte
kini kendilerini perişan etmiş olan üstelik de aydın yaftalı bazı
kimseler, mes'eleyi muvazaa iddiasıyla tiyatrolaştırmaya tevessül
ederlerse şaşmamalı. "İşçiler anlaşmalı şekilde kaçırıldı, maksat
seçim öncesi bıraktırıp iktidara puan toplamaktı!" diyebilirler. Bu
hastalıklı görüş sahipleri, şu an devam etmekte olan terörle
mücadelemizi bile benzer yorumlarla akıl mantık almaz tarzda
çarpıtmaktalar. Öyle ki yarın Kandil'de örgüt liderlerinden birkaçı
yakalanıp getirilse bunu dahi aynı zehirlenmiş anlayışla
yorumlarlar...
Hürriyetlerine, ailelerine kavuşan 18 kardeşimize geçmiş olsun
diyoruz. Vatanınıza hoş geldiniz! Bu kurtarma ameliyesinde emeği
geçen herkese teşekkür ederiz. Ayrıca daha evvel kurtarma
operasyonu düzenlendiğinde şehit düşen Iraklı iki askere de
rahmetler dileriz.
Yürekleriyle zihinleri zehirli ihtiraslarla sarıp sarmalanmış,
kinlerinin zebunu yarım aydınlara gelince... O zavallılara Allah
acısın. Asla temenni etmeyiz ama onlar, ancak başlarına benzer bir
felaket geldiğinde bu yazıyı anlarlar.