KENDİNİ yenileme ayının dokuzuncu gününü idrak ettik çok şükür. İlk günden itibaren adım adım bir plan dahilinde yol almaya çalışıyoruz. Alışık olduğumuz ve her Ramazan ayında yaptıklarımızdan farklı olarak kendilik bilincimizi inşa, kalbimizi ihya anlamında yenilenmeye çok ihtiyacımız var.

Bu ise dün ifade etmeye çalıştığımız gibi yapılandırıcı metnin önünde kendini yenilenmeye açmakla, revize olmaya niyet etmekle mümkün.

AHLÂK-I HASENE erleri sürekli düşünen insanlar olduklarından bu ay kendilerini revizyona açarlar.

Kararlıdırlar ama katı değildirler.

Sorunları görmek onlar için evleviyeti olan bir durumdur. Bunun için açık iletişimi esas alırlar.

Sahip oldukları güçlü kavramları maniple ederek tahakküm etmekten, başkalarını susturmaktan, kendilerini ifade etmekten alıkoyarak iletişimi kesmekten kesinlikle uzak dururlar.

“Ben Haktan yanayım sen batıldan tarafsın” gibi kesin yargı yaklaşımlarıyla diğerini elemezler.

Hakikat tekelciliğine girişmezler.

Çünkü ahlakî iletişimin sertlikle gerçekleşemeyeceğinin farkındadır.

GÜZEL ahlak yolcuları yenilenmeye açık olmanın önemini kavradıklarından başkaları için kesin yargılar kullanmazlar.

Kendisinin ve muhatabının değişebilmesine fırsat tanıyacak aralıklar bırakabilmek için bu prensipler üzerinden cümlelerini kurar, söylem geliştirirler.

Kendi ferdiyetini yani tekilliğini esas alarak umum hakkında kesin çıkarımlarda bulunmadan onu dinlemeye ve anlamaya değer görürler.

KENDİSİNİN dinlenilebilmesini de bu ahlakî ilke üzerinden temellendirirler.

Kendisinin dünyaya, başka insanlara, farklı olana açık tutabildiği ölçüde münasebete geçebileceğini, kritik edebileceğini tecrübe ederek sonuca ulaşabileceğinin idrakini ayakta tutarlar.

Güzel ahlak yolcusunun zihni vahiyle aydınlandığı ve aklını yine vahiyle işlettiği için eleştirel bilinç olmadan ahlakın tam ve mükemmel olarak teşekkül edip açığa çıkamayacağının farkındadır.

Bunun ön adımı ise önce kendisini tanımasıdır.

KENDİNİ tanıyamamış, negatif ve pozitif yanlarını tam kavrayamamış birisinin eleştiriden kaçacağını, kurduğu şatonun yıkılabileceğini bildiğinden saldırıya varan bir dil kullanacağına müdriktir.

Bu nedenle yüksek erdem yolcuları insanların birbirini anlayarak, evreni tanıyarak, hayatı ve hadiseleri doğru yorumlayarak ancak Kur’an-ı Kerim’i dolayısıyla Allah ve O’nun resulünü anlayabileceklerini bildiklerinden ötekiyle olan diyaloglarını erdem üzerinden gerçekleştirirler.

Bu, onlar için ahlâki bir iletişim tarzıdır.

Yaşamı yok saymaz. Olayları görmemezlikten gelerek geçiştirmezler.

Bedensel, zihnî ve ruhi tecrübeyi yadsımazlar.

EY HAKİKAT yolunun kendini revize etmeye açık ahlâki iletişimi önemseyen yolcusu.

Kendini hakikatin tekelcisi olmaktan vazgeçirip talibi olmaya yönlendirmelisin.

Hayatını kurgulardan arındırıp gerçekle temellendirmelisin.

Dini ve ahlakı kendi dünyanda konumlandırırken hevesle, tarafgirlikle, başkalarını mahkûm etmekle, örseleyip ötekileştirmekle değil kesin kanıt olan Kur’an-ı Kerim üzerinden sağlıklı bir biçimde yapmalısın.

Deneyimlerini ahlâki iletişim açısından önemsemelisin evet ama bunu diğerinin tecrübesini yok sayarak gerçekleştiremeyeceğinin farkında olmalısın.

EVVELA fani oluşunun idrakinde olmalısın ki, tutumun buna göre şekillensin.

Eleştiriden kendini muaf tutarak ahlakî bir iletişimi değil narsist bir davranışı ancak ortaya koyabilirsin.

Kibrin olduğu yerde iletişim eşitler arasında olamayacağından ast ve üst iletişimi ortaya çıkar ki, bu ahlakî olmaktan uzaktır.

Sade olmalısın.

Sahih olmaktan uzak düşmemelisin.

İnsanların birbirini anladıkça, tecrübelerini dikkate aldıkça, empatiyi önceledikçe ancak ortak bir payda oluşturarak etkileşimi açık tutabileceğini ve kendini revize edebileceğini unutmamalısın.

Maksudu anlama gayreti ahlakî iletişimin en önemli vasfıdır.

Eğer güzel ahlak yolunda vuslat edenlerden olmayı önemsiyorsan sen de onlar gibi kendini tahlil edip gereğini yapmaktan geri kalmamalısın.

Akıl ve kalp bu tecrübe ile ancak güzel ahlaka ulaşabilir yanı sıra Ramazan’ı ihya edebilir.

Ya Selam.