Ortadoğu'da yeni büyük bir savaşın haberini vereyim size:

Öyle bir savaş ki Suriye ve Irak ufak bir hikaye kalacaktır bunun yanında. Önce madde madde tavsiyeleri yazıyorum, peşinden de genel özet vereceğim, aklı basireti olan değerlendirir

1.
Dindarlardan imkanı olan herkes "Hac ve Umresini" yapsın! Zira önümüzde savaş ve kan dolu uzun karanlık geceler geliyor.

2.
Türk müteahhitler ülkenin kuzeyinde ve batısında projelere kafa yorsunlar! Nitekim yakında sadece Araplara çalışacaksınız.

3.
Altının itibarsızlaştırıldığına bakmayın, Rusya dahil tüm büyük devletler ellerindeki döviz rezervini olabildiğince hızlı bir zamanda altına çeviriyorlar. Hatta Hindistan düşük faizli uzun vadeli kredi karşılığında kendi vatandaşlarından evdeki altınları toplamaya başladı. Elinde dövizi, parası olan altına yatırsın! Som altın iyidir ama bozması sıkıntılı, çeyreğe - Cumhuriyete ağırlık verin.

4.
Evinizde, garajınızda mutlaka sağlam bir soba (odun, kömür) bulundurun! Doğalgaz var diye güvenmeyin hatta odun kömür stoğu yapın. "Rezidanstayım, plazadayım yok artık soba mı?" demeyin o kadar zenginseniz kendinize çiftlik veya müstakil ev alın çünkü kömür sobası bunlarda imajınızı bozmaz. Soğuktan donacak değilsiniz ya..

5.
Araç alırken asfalt güzeli süslü püslüleri değil de jeep veya pikap türünden tercih ediniz! Günü gelince anlarsınız nedenini.

6.
"Yabancı dil öğreneyim" derken Rusça, Arapça, Farsçayı yabana atmayın. Potansiyel müşteri ve mahalledeki komşu adaylarınızın dilleri bunlar.

7.
Ev ortamında depolana bilir konserve gıda tekniğine kafa yorun. Zira çok yakında balkonunda domates ve patlıcan ekmeyen kimse kalmayacak. Şişme bot ve ilgili araç gereçiniz olsun ki; et ihtiyacınızı balık tutarak karşılaya bilesiniz. Bayat ekmekler kurutulup hafif kızartılarak depolanabilir.

8.
Eski kıyafetlerinizi atmayınız; zaten pek yakında moda kimsenin umurunda olmayacak. Yamaları süsleyerek giyinenler de çıkar.

Neyse fazla tavsiye verip kafanızı şişirmeyeyim.

Sebebine gelince:

ABD'nin iç ve dış borcu çöküşe geçen ekonomisiyle beraber doları patlatacak. Tomar tomar dolarlar milletin elinde kalacak. Euro'da aynı kaderi paylaşacak. Nitekim ikisi de kağıt para. "Vampire yaşaması için kırmızı şarap değil, taze kan gerektiği" gibi sömürgeci kodaman devletler için de ayakta kalmaya "kağıt para değil altın" gerekli. Irak ve Libya'nın altınlarını ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya taksim etti. Rusya'da Suriye'nin altınları benim diyor.

Şu an hepsinin şişman inek gözüyle baktıkları muazzam işlenmiş altın rezervine sahip bir ülke var: Suudi Arabistan!

Diyeceksiniz; "ABD'nin müttefiki, dostu" ama öyle değil. ABD'nin "dostu" değil sadece "menfaati" var.

Yemen'deki Şii ayaklanması, Suudilerin Yemen'i kaç haftadan beri devamlı bombalaması, zincire bağlı sürekli üren (havlayan) köpeğe benzeyen İran'ın ambargolarının anlaşmalı olarak ambargoyu koyan ABD'nin kendisi tarafından sürpriz şekilde kaldırılması, hiç alakası yokken durup durduğu yerde Suriye üzerinden sık sık Suudi Arabistan ile Rusya'nın biri birine "vururum" modunda diş göstermesi, İran'ın Suriye'ye parça parça büyük bir ordu yığması, geçtiğimiz ayda hacda yüzlerce İranlı Şii hacının ölmesi ve en son olarakta Rus yolcu uçağının Mısır'dan dönerken düş(ürül)mesi - tüm bunların hepsi Ortadoğu'da fitili çoktan ateşlenmiş yeni Sünni - Şii savaşının ilk çatırtılarıydı.

Hepsi tamam da şu Rus uçağının "Sünni - Şii savaşıyla ne alakası var?" derseniz hemen söyleyeyim. Hatırlıyorsanız; IŞİD hatta ABD medyası bile uçağın IŞİD tarafından düşürüldüğünü öyleseler de Rusya yani Putin öyle olduğunu kabul etmemişti. Tecrübeli herkes Putin'in susmasının hayra alamet olmadığını söylemişti. İşte dünden itibaren Rus medyası, Putin'in dilinden konuşmaya başladı. Onlarca gazete ve köşe yazarları, Rus istihbaratının uçağın düşürülmesinin Suudilerle ilişkili olduğuna dair kesin belge ve bilgileri Putin'e sunduğunu ve en yakın zamanda Putin'in gereken karşılığı vereceğini hatta alternatifler arasında Beyaz Kuğu diye bilinen Tu-160 bombardıman uçağının olduğunu da yazmaktalar. Dolayısıyla Rusya, Suudi Arabistan'a saldırırsa (ki bunun için Rusların Çeçen savaşından kalma vehhabi ve ayrılıkçıların Suudiler tarafından finans, lojistik, tedavi ve ideolojik eğitimle desteklenmesi gibi bir sürü kendi nedenleri var) bu saldırı Suudi Arabistan'ın güneyinde Yemen'de, kuzeyde ise Suriye ve Irak'ta ordu asker biriktiren İran'ın önünü açacaktır.

Durum o kadar ciddi ki Mısır'ın darbeci başkanı Sisi bile daha düne kadar kökünü kazıyıp silmeye çalıştığı "İhvan-ı Müslim (Müslüman Kardeşler)" ile ilgili dün akşam yeni bir demeç verdi. Mısır'ın geleceği ve politik asayiş için İhvan-ı Müslim ile yeniden oturup konuşula bileceğini, onların fesh edilip edilmemesin de kendi kararıyla değil de halka sorulması gerektiğini söyledi. Korkuyor, endişesi vardır çünkü. Suudi Arabistan'da çıkacak savaşta, rejim laik olsa da çoğunluğu Sünni Müslüman halkın tutumu sebebiyle aynı savaşın Mısır'a da sıçramasından, darbeci rejimin tepe taklak olmasından korkuyor. AK Parti'nin 7 Haziran yenilgisinden sonra ümmet ve anti terör cihadıyla tekrar nasıl 1 Kasım'da güçlendiğini, seçim zaferini görüyorlar. Anlatmak istediğim AK Parti'nin seçim zaferi değil nitekim partiye iktidara taşıyan kitledir. İşte Ortadoğu'da planlara yeniden ayar vermeye zorlayan etken de bu kitle şuurudur. Dolayısıyla ümmetçiliğin pekişip politik görüşe dönüştüğü bir zamanda Ortadoğuyla ilgili planları olanların açısından Sünni-Şii savaşı kaçınılmazdır.

Özetliyorum, bugüne kadar çıkan savaşların petrol uğuruna yapıldığını söylüyorlar ya hepsi hikaye onların. Medeniyetler çatışmasıymış, küresel ısınmaymış, kuş gribiymiş... İnanmayın hiç birisine, perde arkasına kulise odaklanın!

Tarih boyu çıkan tüm savaşlar 3 şey uğuruna yapılmıştır;

1. Su

2.
Ekmek (buğday, bereket yani gıda)

3. Altın

Ve karşımızda tarihin altın uğuruna yapılacak "gelmiş geçmiş en büyük savaş"" duruyor. Bu kez Sünni-Şii savaşıyla müslümanların altınını alacaklar. Demiri demirle dövecekler, biri sıcak diğeri soğuk. Ahır zaman fitnesinden haber veren hadislerde bilirsiniz, altın ve su savaşlarından da bahsedilmekte. Altın biriktirmekten bahseden ayetleri de biliyorsunuz...

Biraz karamsar ve korkunç gelebilir ama kimse korkmasın bence. Herkes bir kez ölür, ayrıca kimse zamanı geri saramıyor da. Paniklemeye hiç gerek yok. Tek yapılması gereken vicdanını, iyiliğe olan umudunu, ahirete olan inancını kaybetmeden paylaşmaya, dayanışmaya devam etmektir. İnsanlara mezhebine, rengine, milliyetine göre değil kalbine, niyetine göre davranmaktır.