UZAK olsun evet. Bizden nelerin uzak olması, neleri geride bırakmamız gerektiği hususu Ramazan ayının bize kazandırdığı en mühim alışkanlıklardan birisidir.

Buna “Terkler” diyebiliriz. Yani terk edilmesi gerekenler bir listede önem sırasına göre sıralanıp bizden o maddenin üstünü çizmemizi beklerler.

Yapabildik mi sorusunu artık daha ciddi düşünmeliyiz zira son bölümündeyiz mübarek ayın.

Dün ele aldığımız konu olan aklı çoğaltabilmek için ahmaklıktan uzak kalmak gerekiyor.

AHLÂK-I HASENE erlerinin en çekindikleri ve aralarına mesafe koymak istedikleri hallerden birisi aklın devre dışı bırakılması anlamına gelen ahmaklıktır.

Rabbimizin en önemli bağışlarından birisidir akıl. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de aklı çalıştırmak hususunda önemli vurgular yer almaktadır. Bu emri yüklenen güzel ahlak yolcuları ahmaklık kuyusuna düştükleri zaman görüşlerinin daralacağını çok iyi bilirler. Basiretlerinin azalacağının hatta zamanla körleşeceğinin farkında olurlar. Bu nedenle daima gündemlerinde tutarlar.

Geçmişi yanlış yorumlamamak buna bağlıdır.

Gelecek öngörülerinde isabet etmek yine bununla alakalıdır.

AHMAKLAR sahip oldukları yetilerin farkına varamadıklarından bunları geliştirmek, hayatın hakkını vermek hususunda hep geriye düşerler. Bu nedenle tüm yaşamları sünepelik üzerinden ilerler.

Kâinatın güzelliklerini görüp, hayret ve hayranlık makamlarına yükselemediklerinden sersemik yaşarlar.

Şaşkındırlar.

Anlayışları zayıftan öte zayıf olur.

Kâr ve zarar hesabı yapamazlar.

Yağmurun ıslatıcı oluşunu, ateşin yaktığını bilmezler.  Yani sebep sonuç ilişkisini kuramadıklarından her teşebbüsleri yanlış sonuçlanır ve azap içinde ömür törpülerler.

YÜCE kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bir adı olan “Furkan” olma özelliğini kazanamadıklarından ayrıştırıcı olamazlar. Ayrıntılara giremediklerinden yüzeysel düşünce ve yüzeysel zevk ile yüzeysel hayata razı gelirler.

Asıl varken onu görüp ona ulaşmak yerine taklitle tok olmayı yeğlerler. Bu sebeple zamanla zekâ seviyeleri geriler.  Bu nedenle zihni faaliyetlerin zahmetine katlanamazlar. Karşılaştıkları durumları tüm boyutlarıyla ele alarak inceleyemezler. Dolayısıyla duygusal yeteneklerini öldürür işlevsiz hâle getirirler. Yine buna bağlı olarak yanlış deneyimlerini sürdürüp doğru sonuç beklemek gibi bir ahmaklığı tekrar edip dururlar.

EY HAKİKAT yolunun ahmaklığa pirim vermeyip aklın aydınlığında güvenle yürüyen yolcusu.

Eğer güzel ahlak yolunda erdem üzere yürümeyi sürdürmek istiyorsan akıl nimetini dikkate her vakit almalısın. Aklın ilkelerini bellemeli ve bunları sonuna kadar kullanmaktan geri durmamalısın.

Sahip olduklarının idrakinde olmalısın. Derin düşünce olan tefekkürden ırak düşmemelisin.

Dünya için âhiretini heba eden bir ahmaklığın pençesine yakalanmamalısın.

Aleyhine olanı talep eden bir budalalığa meyletmemelisin.

Alıklık senden uzak olmalı. Bönlük yanına yakınına yaklaşmamalı. Aptallık ile isimlendirilebilecek iş ve eylemleri kendine yasaklamalısın.

Kendi kusurlarını yok hükmünde görüp başkalarının kabahatlerini büyütüp bunlarla tatmin olmak gibi bir aymazlık senin gölgene bile yaklaşamamalıdır.

Bilgisizlerle işlerini istişare etmemelisin.

Sana her anlatını hemen kabul edip kolayı tercih etmek yerine bilimsel şüpheyi esas alarak her meseleyi vahyin aydınlığında açıklığa kavuşturmalısın.

Allah’ın azabını hesaba katmadan sürekli rahmeti üzerinden düşünüp kendini temize çıkarma hamakatine meyletmemelisin.

Hâlâ bir defa bile anlayarak okumadığın kitaba iman ettiğini düşünme gafletine düşmemelisin.

Başkalarını itham edici tutumlarla mazlum rolüne girmenin seni iman hususunda kurtarmayacağını bilmelisin.

Gereksiz büyüklenmek gibi gereksiz alınganlıklara da itibar etmemeli ve kendinin efendisi olmak için kendilik bilincini yükseltmelisin.

Elinde Kur’an gibi bir veri, önünde Şanlı Nebi gibi bir örnek varken ahmaklığın kurumuş derelerinde susuz kalmak hiç yakışık almaz.

Aklını çaldırma ki, imanını çaldıran ahmaklarla haşrolmayasın.

Ya Selam.