Tenha 110

Şairlerin sessizliğindeki sesi, satırlara dökülmediği sürece sadrından sadece kendisinin duyduğu çığlıkları hep merak etmişimdir. Söylenenlerin ardına özenle saklanmış söylenmeyenler ilgimin odağı olur. Bir şiir kitabını okurken, bir şairle söyleşirken saklanmış, perdelenmiş bu gökçek yüzü görmek isterim. Şair Serap Kadıoğlu ile konuşurken yine öyle yapmaya çalıştım. Muvaffak olabildim mi emin değilim. Takdir sizin.

-------------------

Yeni şiir kitabınız çıktı hayırlı olsun…

-Çok teşekkür ederim.

Eksik gamze ne demek?

-Bu soruya asla cevap vermek istemem ama sizin yüce hatırınız için şu kadarını söyleyebilirim: Eksik gamze, eksikliği sizi güzelleştiren şeydir belki de. Kitabın adını “Sürgün” şiirimde geçen ve tam da beni imleyen “Kusurlu Güzellik” koymak istemiştim önce ama biraz araştırınca bu ismin poetik bir kitap adı olarak kullanıldığını gördüm ve üzüldüm doğrusu. Müellifi gücenmesin ama poetika için bu ismi kurban etmek yazık oldu sanki…  Şimdi buradan bakınca iyi ki de olmuş diyorum, çünkü “Eksik Gamze” benimle daha çok özdeşleşen, okurda da derinlemesine karşılık bulan bir isim oldu. Mânâsına daha fazla inmeden sağ yanağımdaki gamzemin zamanla kaybolduğu bilgisini de vermiş olayım madem.

Şiir esrik zamanların yani kendinden geçilmiş vakitlerin bir ürünü mü?

-Kendinden geçmeyenin yolu şiirden geçer mi?

Şiirde matematiğin önemine inanır mısınız?

-Elbette. Şiirin şaire özgü teknik ve ahenk unsurları bütünleştiğinde şiir, matematiksel olarak da hitama ermiş olur.

Hep bir yerlere yetişme telaşında olan ve hep yarım kalan günümüz insanı için şiir ne ifade eder?

-Kendini aradıkça evde bulamamayı, şarkıya dönememeyi.

Neşet’in tellerini Karakoç’a nasıl bağlıyorsunuz?

-Neşet Ertaş türkünün ustası ise, Sezai Karakoç da şiirin üstadıdır. Bazen türkünün kanadından şiirin kollarına bırakırım gecemi. Sabahında ise gecikilmiş bir randevu daha…

Asree4Tas

Felaketi çağıran pervasız kalp ile arayı bulmak isteyen akıl arasında şiirin nasıl bir işlevi var?

-O pervasız kalp ile akıl arasında dokunan mekiğin adıdır şiir. Kalp sultan, akıl vezirse şiir; kalpten çok aklın aldığı darbelerin ürünüdür aslında.

Güzellik ve yanılmak arasında nasıl ilişki var?

- “Biz nerede güzelsek orada yenildik” mısraına atıfta bulunuyorsunuz sanırım. Bu dünyanın, güzel insanların yeri olmadığına inanırım. O güzel insanlar iyilikleriyle, nahiflikleriyle, kötülüğün inadı karşısında yenik düşerler genelde. Sonsuzluk zaferine talip oldukları için kötüye yenik düşmekte mahirdirler.

İnsan ölünce daha bir şairdir diyorsunuz. Bu ne demek?

-Maşallah bütün mısralarımı deşifre etmeye ant içmiş gibisiniz.  Biraz da okurlar mı düşünse acaba? Mesela neden Cahit Zarifoğlu hayattayken onu pek kimse tanımıyor ve türlü imkansızlıklar içinde Mavera dergisini çıkarmaya çalışıyorken vefatından sonra tabiri caizse popüler olacak kadar ünlü oldu? Veya yaşarken 3 dolarlık ev kirasını ödeyemeyen Poe’nin öldükten sonra el yazıları neden 10 bin dolara satıldı? Bazı insanların ölümleri, onlara hayat verir.

Siz de babasına sevdiğini söyleyemeyen çocuklardan mıydınız? Eğer öyleyse bu şiirinize nasıl yansıdı ya da yansıdı mı?

-Bu sorunun cevabı “Eylül Biraz” kitabımda bulunan “Aslından Ağır Gölge” adlı şiirimde bariz olarak mevcuttur. Şiirin epigrafı şöyleydi:

Seni seviyorum demeye utanan çocuklardık biz

Biri söylesin onlara, her şeyden çok sevdiğimi

Arabi’nin selamı duino ağıtlarını dindirebiliyor mu?

-Arabî’nin bir selamına bütün ağıtları yakarım!

WarwterdsAsrgrefds

Şair ağırbaşlı efkârların mı yoksa vaveyla eden duyguların mı sahibi?

-Şiir, ağırbaşlı efkârların vaveylasıdır çoğu zaman.

Siz Şiar dergisinin sahibisiniz. Şiar ne kadar şiirdir?

-Şiar’ın doğuşu da yürüyüşü de bir gönül hareketi oldu. Şiar çatısı altında bir araya geldiğimiz dostlarla iletişimimiz de öykü gibi kurgusal değil, şiir gibi imgesel oldu. Hikâyemiz de ancak şiirden ibaret olur.

Gülü unutmamak için gül olmak gerektiğine inanır mısınız?

-Edebiyatımızda gül motifi, vahdeti anlatmak için çağlar boyu farklı teşbihlerle kullanılmıştır. Bizler âcizane Aşık Yunus’un;

“Dostun yüzi gül bana âşıkam yol bul ana

Kaykımazam dört yana çün buldum ışk erini”

beyitinde bahsettiği aşkı ararken gülün dikeniyle feryat etmemek için

“kalpte yara kolay da

yarada kalp taşımak ne zor

gül’ü hatırladım sonra

gül olmuştu bir yaradan

unutma dedim kendime

gül’ü unutma…”

mısralarıyla Gül’ün (s.a.v) nelere sabır gösterdiğini kendimize hatırlatmaya çalışıyoruz. Maksudumuz gülle hemhal olup güle boyanmaktır fakat biz gülü anma makamını aşamadık maalesef.

Umudu kalmamış kuşlar ne yana uçarlar?

-Onlar, kanadı yamalı kuşlar oldukları için fazla yükseklere uçamazlar, göğe düşerler genelde.

Awrwedsa

Şiir için bir milletin umudu diyebilir miyiz?

- Eskiden olsa diyebilirdim belki. Artık bu memleketi ne şiir kurtarır ne şair. Belki küçük gruplar olarak birbirimizi kurtarabiliriz umuduyla sesimizi göğe asıp Allah’a ısmarlıyoruz.

Şiiriyetini yitirmiş hayatı nasıl tarif edersiniz?

-Günümüz insanının içinde bulunduğu ahvalle, yani postmodernitenin rüzgârıyla sağa sola savrulan, kimliksiz, ruhsuz bir hayatı tarif edebilirim.

Dergilerin şiiri ayakta tuttuğunu ve yeni sesleri şiir severlerle buluşturduğunu söyleyebilir misiniz?

-Elbette. Bunu başka hiçbir şeyin bu kadar etkili yapamayacağının altını da vurgulayarak.

Sevda gönülden önce neden suya düşer?

-Sizce de fazla ifşa olmadı mı? Bırakalım anlam, okurun gönlünde kalsın.

Yangın aşkın mütemmim cüzü diyorsunuz, ne demek bu?

-Siz hangi âşık gördünüz ki içinde yangın olmasın? Bazen acıdan, bazen hasretinden bazen iştiyakından kıvranır, yanar insan. Yanmayan kalbe aşina değiliz.

Son olarak türkülerin kanadına umutlar nasıl bağlanır?

-O dizenin ardından “aminsiz duaya vardı yolum” diyerek umutsuzluğunu ifade ediyordu aslında şair. Şairler uzun konuşmayı sevmedikleri için imgelere başvururlar ve sözleri ehline ulaşsın isterler. Şiirin dilinden anlayan kalpler çoğalsın dileğiyle…

Nurayydsfhujj

YAZAR NURAY ALPER’İN DEĞERLENDİRMESİ: Eksik Gamze

Bilen bilir, Serap Kadıoğlu şiirlerini severim. Kendi kelimeleri var şairin, üzerinde eğreti duran, bir başkasına özenip öykünen sözcükleri giyinmemiş o. Serap Kadıoğlu’nun Kasım 2023’te Profil yayınlarından çıkan son kitabı Eksik Gamze 76 sayfa. Kapağın renklerine bakınca içimi bayram çocuklarının topladığı şekerlere bakarken duyduklarına has bir mutluluk doldurdu. Renklerden sıyrılmayı başarıp kapağın motiflerine girip de ilaca, eski bavula, yarım çocuk yüzüne odaklanınca bu coşku yerini ince ve munis bir hüzne devretti. Kadıoğlu bu motiflerin neresine saklamış acaba eksik gamzesini diyerek araladım kapağı, lacivert mürekkeple ismime imzalanan incecik bir yazı, ardındaki sayfada “Hiç gitmeyip hiçbir zaman gelmeyecek olana” ithafı…

Eksik Gamze “Sehl-i Mümteni Yaşayanlar İçin”, “Sevmeye Besmele’den Başlayanlar İçin”, “Valizini Açmadan Gitmek İsteyenler İçin” başlığını taşıyan üç bölümden oluşuyor, ilk kısma girmeden önce Şeyh Galip’in “Efendimsin cihânda i'tibârım varsa sendendir” ve devamındaki birkaç dize karşılıyor okuru. Alışkın olmadığımız tamlamaların oluşturduğu ilk alt başlık altındaki bölümde serbest şiirlerin ağırlığı, ikinci bölümde yerini “modern hece” dediğimiz tarza ve son kısımda karma bir yapıya bırakıyor. Kitabın ilk şiiri “Sürgün”de kırgın bir anlam dünyasını imleyen ince bir üslup güzelliği karşılıyor bizi:

“hep bir şeye yetişme telaşında/her şeye yarım/ne zaman kendimi arasam evde yokum/iç ses, heves, cennet, cehennem, nokta/derken yorgunum/neyle örtsem mahcup yüzümü/okunur gözlerimden huzursuz dünya”

Kitaba adını veren “eksik gamze” ise onun ikinci şiiri. Şiir yer yer kırık hece dediğimiz tarza yaslandığını düşündürse de bu tavrın sesle tesis edildiği onun içine girildiğinde anlaşılıyor. Nitekim “biz nerede güzelsek orada yenildik” mısraıyla sehl-i mümteni’nin mümtaz bir örneği konuşturulurken bir kısmı arka kapağa alınan eksik gamze giyindiği mısralarla çıkıyor ortaya;

güzelleşir neyse ki yıllar sonra

öldürür sandığımız nice kahır

yâdımızda kalan kreşendo sevda

yanağımızda eksik bir gamze gibi ağır

gönlümüz yazdadır ama şiir kış biraz

bazı şeyler şiir olsun diye yarım kalır

Kitabın şiirleri bir bütün olarak güzellik arz ediyor. Çağın mısraa yansıyan dağınıklığı, kafa karışıklığı, nizamsızlığı yok kitapta… Okurda her biriminin ayrı zamanlarda yazıldığı hissiyatı oluşturmuyor bu şiirler. Bununla birlikte onlarda “şah mısra” denilebilecek altı çizilesi dizelere sık rastlanmakta:

“şiir toplar gün batımı biraz daha göğsümüz (s. 16), “biz nerede güzelsek orada yenildik”, “insan ölünce daha şairdir/artık gündüzün e acıyor canı (s. 17)”, “sözlerinden bana kalan kabuksuz bir yara/sustuklarınla sevdim ben seni, bunu hatırla (s. 22)”, “ne kadar aldansak da/gönüllü yenilmiştik kalbe dokunanlara (s. 28)”, “uzun bir suskunluğa döndü dilimde dünya”

Bütünlük duygusunu muhafaza eden onca şiirin içinden, şiir gücüne tekabül eden mısraları çıkarabilmek çok değerli… O mısralarda kadının hassas ancak güçlü ve anaç sesini duymak, hayat öykülerimize temas eden bir yerlere dokunmak çok özel. Eksik Gamze üzerine fazlaca şey yazılabilecek özellikte bir kitap. Ancak ben şimdilik kitabın yazıcısı için “söyledikleriyle söylemediklerini de söyleyebilmiş şair” demekle yetineceğim:

“Tanrı’nın testisinde suya olmaz elveda (s. 43)”

MİLAT 13.02.2024

___

ŞAİR VE YAZAR SERAP KADIOĞLU KİMDİR?

Rize doğumlu. İlkokulu Libya’da, ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladı. 19 Mayıs Üniversitesi İnşaat, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji ve Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinden mezun oldu. Meslek hayatına muhabir olarak başladı. Editörlük, redaktörlük gibi muhtelif işler yaptı. Şiire olan tutkusuyla aktif iş hayatını bırakıp 2014’ün sonlarında ekibini kurarak “Nasip Oldukça Çıkan Dergi” mottosuyla Şiar dergisini çıkardı. Ulusal ve uluslararası birçok şiir festivalinde yer aldı. Anadolu Yazarlar Birliği koordinatörü olarak çeşitli edebiyat projelerinin yönetiminde yer aldı. Şiir ve yazıları ağırlıklı olarak Şiar, İtibar, Muhit ve Türk Edebiyatı dergilerinde yayımlandı. İlk kitabı olan Eylül Biraz 2018 yılında, İkinci şiir kitabı Eksik Gamze 2023 yılında Profil Kitap’tan çıktı. Çeşitli yazı akademilerinde edebiyatla ilgilenen gençlere eğitim vererek onlara yol olmaya çalışıyor. Halen Şiar dergisinin yayın yönetmenliğini yapan şair, Anadolu Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyesidir.

Editör: Esma ÇOĞALTAY