Dün Türkiye’nin gündeminde Deniz Akkaya ve kızı vardı. Kızının kendisine saldırdığını ve balkona kilitlediğini iddia eden Akkaya, kızını çocuk esirgemene kurumuna burnu sürtülsün diye gönderdiğini açıkladı. Fakat tüm magazin sitelerinde çocuğun devlet korumasına alındığı şeklinde haberler yapıldı. Deniz Akkaya ise bu haberleri görünce öfkelendi ve sosyal medya hesabından bu yorumları yapanlara tepki gösterdi. Hakikaten perişan görünüyordu.

Bir annenin kolay kolay alamayacağı bir karar almış ve çaresinin tükendiğini hissedip çocuğunu devlete emanet etmiş. Belki korktu, belki çok çaresizdi, belki anlık öfkeyle hareket etti, belki sinir krizi geçirdi, bilinçsizdi… Asla o an ne hissettiğini bilmeyeceksiniz. Hem Deniz Akkaya hem de çocuğu adına üzgünüm ancak en çok da bu haberlerin altına yapılan yorumlara üzüldüm.

Bir anneyi eleştirmek, yargılamak bu kadar kolay olmamalı. Yorum yaparken bu kadar cüretkâr davranmak bizim gibi bir topluma yakışmıyor. Eminim yorumlarda Akkaya’ya yüklenenlerin birçoğunun çocuğu var ve kendilerinin de başına gelebileceğini hesaba katmıyorlar. Bir insanı eleştirdiğinizde o kişiyi karmanıza dahil ediyorsunuz. Tek bir insan bile kınadığı olayı yaşamadan ölmez. Sizin başınıza gelmezse çocuklarınızın ya da torunlarınızın başına gelir. Sosyal medyada gördüğünüz bir olayla ilgili gerekmedikçe yorum yapmayın. Olayın içyüzünü çoğu zaman bilmiyorsunuz zira medya çalışanları, bir haberi tüm gerçekliğiyle yansıtmazlar, nasıl daha fazla etkileşim alacaklarına inanıyorlar ise o şekilde kurgulayıp size aktarırlar.

Birçok medya kuruluşu, kamuoyunun tepkisini çekecek haberleri, halkı daha da galeyana getirecek bir başlık ve metin ile sunarlar. Siz kendinize ne kadar hâkim olamayıp yorum yaparsanız bu hesaplar o kadar çok kazanır. Bu yüzden bütün haber paylaşım hesapları ve influencerlar, sırf para kazanma uğruna duygularınızı, değerlerinizi, hassasiyetlerinizi, inançlarınızı suistimal etmekten çekinmezler. Bir annenin duyguları, bir çocuğun psikolojisi onlar için önemli değildir. Bakmayın tepki gösteriyormuş gibi paylaşım yaptıklarına, tek amaçları asıl tepkiyi sizin göstermeniz ve onlara etkileşim ile destek vermenizdir. Bugün Deniz Akkaya ve kızını malzeme olarak kullanıp tüketirler yarın malzeme sizden biri de olabilir. Lütfen bir gönderiye yorum yapmadan önce kimlere destek verdiğinize iyi bakın. Hayatta başınıza gelecek olaylar, bugünkü seçimlerinize ve davranışlarınıza göre şekillenir. Ruhsal çöküntü yaşayan bir anneyi linç edenlerin kervanına katıldıysanız benzerini yaşamaya da hazırlıklı olmalısınız.

Belli ki Deniz Akkaya ciddi bir tükenmişlik sendromu yaşıyor, iyi değil görmüyor musunuz? Hiçbir anne kendi isteğiyle bu duruma düşmez. Duyduğunuz tek bir olay üzerinden bir insanı yargılamak en kolayı, anlamaya çalışmak ise zor olandır. Toplum olarak sürekli kolaya kaçma huyumuzdan ne zaman vazgeçeceğiz? Akkaya’nın psikoloğa gitmesi gerektiğini söyleyenlerin eminim çoğu ondan daha fazla psikolojik desteğe ihtiyaç duyanlardır. Elbette psikolojik destek almıştır ancak bazen ne kadar uğraşsanız da sorunlar çözülmedikçe iyileşemezsiniz.

Çok sevdiğim bir Kızılderili atasözü var: Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun makosenleriyle yürü!”

Bu zamanın çocuklarına ebeveyn olmak o kadar kolay değil. Analog neslin dijital çocuklarını yönetmek, eğitmek, yönlendirmek basit bir iş değil. Zira çocuklarımız bizim elimizde değil internetin elinde eğitiliyor. En ufak bir ihmal çocukların, gençlerin telafisi zor hatalara düşmelerine yol açıyor. Bir insanın evinde çocuğuna nasıl davrandığını bilmeden, bu raddeye gelmeden evvel denediği çözüm yollarını bilmeden yargılamak, vicdanlı ve ahlaklı insanlara yakışmaz. Değişime önce kendimizden başlamamız şart. Eğer bir insanın yanlış yaptığını düşünüyorsanız onun için güzel dileklerde bulunun, dua edin ve sessizce işinize bakın. Acımasızca eleştirmeyin ki siz de aynı acıyla sınanmayın.