7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e gerçekleştirdiği saldırının ardından yeniden alevlenen İsrail-Filistin Savaşı, Filistin’in savaşacak askeri gücü ve arkasında yardıma gelecek bir devlet olmadığı halde fitili ateşleyen Hamas’ın cesur tavrı, dünyada birçok insan tarafından eleştirilse de Hamas, asıl amacına ulaştı ve İsrail’in itibarı küresel çapta yerle bir oldu.

7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e gerçekleştirdiği saldırının ardından yeniden alevlenen İsrail-Filistin Savaşı, Filistin'in savaşacak askeri gücü ve arkasında yardıma gelecek bir devlet olmadığı halde fitili ateşleyen Hamas'ın cesur tavrı, dünyada birçok insan tarafından eleştirilse de Hamas, asıl amacına ulaştı ve İsrail'in itibarı küresel çapta yerle bir oldu. İsrail ordusunun ve istihbaratının, zannedildiği gibi yenilmez olmadığını, ABD ve Avrupa ülkelerinin ırkçılığını ve vicdansızlığını tüm dünyaya gösterdi.

Filistin'in direnişini ve askeri gücünü küçümseyenler bir noktada yanılgıya düşüyor. Filistin, askeri güç ve diğer tüm imkanlar açısından dezavantajlı konumda olsa da mazlum tarafı destekleyen kolektif direniş ekseninde değerlendirildiğinde dünya çapında kazanan taraf oldu ve Hamas büyük bir siyasi başarı elde etmiş oldu. Zira İsrail, 7 Ekim'den bu yana kullandığı orantısız güç, işlediği savaş suçları ve acımasızlığı ile artık sadece kendi sınırlarında değil, dünya çapında Yahudi halkının güvenliğini sağlamak konusunda başarısız olacaktır. Zira Netanyahu'nun dinci söylemleri, Müslümanların da Yahudiler hakkındaki dini söylemleri ile karşılık bularak tüm Yahudilere karşı cephe alınmasını sağlamış oldu. Laik görüşleriyle tanınan Netanyahu'nun, 7 Ekim'den beri sıklıkla Tevrat'tan alıntılar yaparak halkına seslenmesi, Yahudi olmayanlara insanımsı hayvan ifadesi kullanması, dindar olmayan Müslümanların bile Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerle karşılık vermesini hatta bu ayetlerin tüm dünyada duyulmasını sağladı. Netanyahu'nun ırkçı ve nefret dolu söylemleri sebebiyle 7 Ekim'den beri antisemitizm yaygınlaşmaya başladı.

Dünyanın bazı ülkelerinde İsrail'den gelen uçaklardaki yolcuların ülkeye alınmaması için protestolar gerçekleştirildi. Wizz Air Havayolları ile İsrail'den Birleşik Arap Emirlikleri'ne giden uçaktaki 170 yolcunun ülkeye girişine izin verilmedi. Rusya'ya bağlı Dağıstan'da ise İsrail'den gelen uçakların geri gönderilmesi için yüzlerce kişi havaalanını basarak kaos çıkardı. Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı tarafından yapılan açıklamada, Mahaçkale Havaalanı'nın çıkan olaylar nedeniyle uçuşa kapatıldığını ve "durum normalleşene" kadar kapalı kalacağını duyurdu. Bu iki örnekte olduğu gibi birçok ülkede, Netanyahu yüzünden Yahudilere karşı nefret başladı.

Bazı Müslümanlar Maide Suresi'nde geçen 'Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin zira onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o da onlardandır' ayetini referans alarak İsrail'i haklı bulan ve Filistin dramına sessiz kalan dostlarını hayatlarından çıkarmaya başladılar.

Ulusal güvenliği sağlama yalanıyla aslında dini bir savaş başlatan ve ırkçılık kaynaklı kin motivasyonuyla hareket eden İsrail'in kendi halkının yanı sıra tüm dünyayı nasıl sömürdüğünü, nasıl kandırdığını ortaya çıkaran Hamas, açık cezaevi haline getirilen küçücük bir şehirde böylesine büyük bir operasyona imza atarak tüm dünyanın ilgisini ilk kez bu denli yoğun biçimde Filistin'in üzerine çekti.

Ek olarak Hamas'ın operasyonu, Siyonist terör örgütünün hava savunma sistemi olan 'Demir Kubbe'nin sanıldığı gibi geçilmez ve kusursuz bir kalkan olduğu yalanını, kubbeyi kevgire çevirip aşarak tüm dünyaya ispatlamış oldu.

Bunun yanında Gazze halkının gördükleri ölçüsüz şiddete rağmen hala direniyor olmaları, ailelerini kaybeden insanların 'onlar şehit oldu' diyerek Allah'a isyan etmeden hala şükrediyor olmaları dünyada birçok insanı etkiledi. Filistinlilerin Allah'a karşı koşulsuz itaati ve imanı, Müslümanların kendilerini sorgulamalarına, Müslüman olmayanların ise İslam'ı merak edip araştırmalarına hatta birçok insanın Müslüman olmalarına yol açtı. Kurbanları her daim masum siviller olan İsrail'in, Hamas'ı bahane ederek onlarca yıldır uyguladığı baskının ve şiddetin dozunu akıl almaz ölçüde artırması, ABD'nin bu vahşeti maddi ve manevi olarak desteklemesi insanların kalbinde ve zihninde savaş ve şehitlik atmosferi oluşturdu. Monoton diplomasinin hiçbir çözüm üretmeyeceğini anlayan insanlar, ipleri eline aldı. 7 Ekim'de başlayan ateş tüm dünyayı sardı ve yeni savaşları, trajedileri de beraberinde getirmeden sönmeyecek gibi görünüyor.

İslamofobi'nin körüklendiği ve karşılık bulduğu onlarca yılın ardından oklar tersine döndü. Belki de tüm dünya ilk kez sorunun İsrail'in güvenliği değil nefreti olduğunu, ABD'nin barış söylemlerinin sahte olduğunu, Müslümanların nasıl bir haksızlığa maruz bırakıldığını görmüş oldu.

Gazze'de yaşananlar, tüm dinlerden, tüm ırklardan, tüm siyasi görüşlerden vicdan sahibi insanları bir araya getirdi ve siyasi hesaplara girmeden sadece insani içgüdülerle başlatıp devam ettikleri direnişle, çağın deccalını şoka uğrattı. Tüm dünyada büyük bir uyanış başladı. Direniş, Filistin'in sınırlarını çoktan aştı ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.