CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

Özgür Özel toplantıda konuşmadan önce CHP'ye katılan eğitimci Sevinç Atabay'a rozetini taktı. Özel Atabay için "Baba evine hoş geldi" dedi. CHP lideri, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'e de başarılar diledi. 

Konuşmasında Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasına değinen Özel, kararın Anayasa’nın ihlali anlamına geldiğini söyledi.

“Anayasa bir demokrasinin elbisesiyse sen mevcut Anayasa'ya uymuyorsan yenisini alsan ne olur eskisinde kalsan ne olur?” ifadelerini kullanan Özgür Özel, Taksim’e uygulanan yasağın kaldırılması için çağrısını yineledi.

Özel, 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin ise tüm sendikaların kutlamalarında CHP’lilerin bulunacağını sözlerine ekledi.

Özgür Özel'in konuşmasından satırbaşları...

"Busenazlar yüzümüzü güldürdü. Aradım tebrik ettim. İzmir'in artık bir temsilcisi var, Göztepe'yi kutluyorum. Amedspor'u da kutluyorum.

İYİ PARTİ'YE TEBRİK

Geçtiğimiz ittifak yaptığımız İYİ Parti'de sayın Meral Akşener'in görevi bırakmasından sonra onun ve vedası ve bayrak değişimi vardı. Meral Hanım'a bir kez daha bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluklar diliyorum değerli ailesiyle birlikte. Çoklu bir yarışta rekabetçi bir ortamda ki bu demokrasi için önemlidir daha önce birlikte grup başkanvekilliği yaptığımız sayın Müsavat Dervişoğlu seçildi. Kendisine ve partisine başarılar diliyoruz.

TAKSİM'DE 1 MAYIS YASAKLARI

Bir meydanın 1 Mayıs'a kapalı olması o iktidarın başarılı olmasını değil aslında muhtedir olamadığını, iktidarda olduğunu ama o meydanda kutlamaya yasak getirerek aslında lüzumsuz bir tedirginlik içinde olduğunu güvenliği sağlayamayacağını peşinen itiraf ettiğini ve bunun demokrasilerde özgüvensizliğin iktidarlara hiç iyi gelmeyeceğini bu yüzden bizim sorumlıuluk almaya hazır olduğumuzu ve sendikalarla birlikte göev yaparak kimsenin burnu kanamadan o meydandaki kutlamalara izin verilmesini talep etmiştik. 1 hafta geçti dün sayın İçişleri Bakanını aradım bu konudaki talebimi taahhüdümü ve meseleye koyduğumuz kefaleti ifade ettim. Ve iş birliği teklif ettim. Kendisi bana görevi gereği birtakım mahsurları birtakım istihbaratları birtakım yasadışı örgütlerin yapmış olduğu çağrıları da gerekçelendirerek buna izin vermeyeceklerini tekrar etti. İletişime açık olumlu bir yaklaşım içindeydi. Ama sonuçta bir yasaklama vardı o ona kısıtlama diyordu.

Esasen Taksim Gezi Parkı birileri tarafından kendi egemenlik sancaklarıymış da oraya toplum giderse egemenliklerini iktidarlarını kaybedeceklerini sanıyorlar. Oysa siz bir yasaklamayla egemenlik korumaya başladıysanız zaten orada artık egemenlikten muktedirlikten iktidardan bahsedilemez. Baskıyla güçle tesis edilen iktidarlar önünde sonunda kaybetmeye mahkumdur. Ülkeyi yöneten akıl bu özgüvenden de demokrasi anlayışından da mahrum. Bütün uyarılarımıza rağmen olmadı. Bu sabah Bakan'la bir görüşme daha yaptık, önerilerimizi yerine getiremeyeceklerini söylediler. Hala geç değil çağrımı yineliyorum.

YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI

Bugün bir anayasa tartışması var. Sayın Numan Kurtulmuş geldi, ziyaret etti. "Yeni anayasa sürecine CHP de dahil olsun" diyorlar. Anayasalar her doğan için yapılır, Erdoğan için anayasa yapılmaz. Anayasalar toplumu kuşatırlar, kapsayıcı, çoğulcudur. Anayasa demokrasisinin elbisesiyse, sen ona uymuyorsan, yenisini alsan ne olur. Türkiye'nin bir anayasası var. Hepimizin beğendiği ve beğenmediği maddeleri var. Yenisi yapılana kadar eskisine uymak herkesin görevi.

Anayasa der ki, AYM kararları bağlayıcıdır. O karara uymak herkesin yükümlülüğüdür. AYM yürütmeye "Taksim'i yasaklayamazsın" diyor. Bu karara uymayan birisi yarın, elbette müzakere edeceğiz ama iş anayasaya gelince, mevcut anayasaya uyulmasını beklemek kadar doğal bir şey yoktur. Can Atalay kararı ortadadır. Gezi tutuklularının her biri için verilen hak ihlali kararı vardır, onları tutmak anayasa uymamaktır.

Siyasilerin el sıkışmasını hep savundum, savunacağım. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir. Anayasa'ya yemin etmiş bizlerin birbirine yeminine sadık kalmasını beklemek her birimizin görevidir.

CAN ATALAY VE GEZİ TUTUKLARINI HATIRLATTI

Taksim kararı ortadadır. Taksim'i kapatmak Anayasa'ya aykırıdır. Can Atalay kararı ortadadır. Can Atalay'ı bırakmamak anayasayı tanımamaktır. Gezi'deki Gezi tutukluları hakkında verilmiş hak ihlalleri kararları vardır. Onları Bakırköy'de Silivri'de tutmak Anayasa kararını tanımamaktır. Siyasilerin el sıkışmasını hep savundum, savunacağım. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir. Anayasa'ya yemin etmiş bizlerin birbirine yeminine sadık kalmasını beklemek her birimizin görevidir. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir, aynı fikirde olmak başka bir şeydir.

Hangi ilde nerede 1 Mayıs kutlaması varsa bu gruptan bir temsilcimiz o kutlamada yer alacak. Hak-İŞ'in yaptığı kutlamaya da TÜRK-İŞ'in yaptığı kutlamaya da gideceğiz. Hiçbir sendikayı ayırmadan, zaman zaman farklı düşünsek de her sendikanın yaptığı her şehirdeki etkinlikte olacağız. 1 Mayıs'ta cop görmek istemediğimizi biber gazı görmek istemediğimizi kelepçe görmek istemediğimizi güvenlik güçleriyle çatışma görmek istemediğimizi bir kez daha hatırlatarak tüm kamu görevlilerini sorumluluğa tertip komitelerini de kanunsuz emiri veren anayasal tanımazlarla evladına ekmek götürmek için bu emirlere uymak zorunda olan emekçileri polis kardeşlerimize karşı hassasiyete bekliyor 1 Mayıs işçi emekçi bayramını şimdiden kutluyorum.

BATI'DAKİ FİLİSTİN EYLEMLERİ

O eylemleri öven iktidarın dönüp Türkiye'de Boğaziçi'nde yaptığı eylemlere müdahale etmesinin Boğaziçi öğretim görevlilerinin önceki dekanlarının sokmaya kadar gitmesinin ODTÜ'de devrim stadında mezuniyet töreni yapılmasına izin vermeyenlerin öğrencilerimizi ODTÜ'de Boğaziçi'nde kriminalize eden gözaltı yapan tutuklu yapan zihniyetin Amerika'daki eylemleri övmesi ikiyüzlülükten başka bir şey değildir. ODTÜ'deki devrim standına o silinemez devrim yazısını yazan Filistin davasında hepimizin önderi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıdır aklınızı başınıza alın. Filistin meselesinde Amerika'ya demokratlık taslayıp Boğaziçi'nde ODTÜ'de bir anda despot kesilmenin izahı yoktur.  İzah için 31 Mart seçim sonuçlarına bakın.

ATANMAYAN ÖĞRETMEN TEPKİSİ

MEB 85 bin ücretli öğretmen çalıştırıyor. Diğer taraftan 85 bin öğretmen atama bekliyor, atanmıyor. Mülakat kaldıracak deniliyor, mülakat gibi mülakat gibi yapıyorlar. Bundan 22-23 yıl önce 68 bin atanmayan öğretmen var, atamayacaksan niye okutuyorsun diyen Erdoğan, 1 milyon öğretmeni okutmuş ve atamamıştır. O hesabı şimdi size soruyoruz; madem atamayacaksınız niye okuttunuz?

MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ ELEŞTİRİSİ: REDDEDİYORUZ!

AK Parti'den kadın seçmen kırılımına bakın ve AK Parti'den en az memnun olduğu ne diye bakın. Çocuğun eğitimidir. AK Partili kadın seçmen Erdoğan'a en yüksek seçmen gruplarından birisi evladının eğitimine yüz üzerinden 19 veriyor. Kültür Bakanlığından sonra en çok değiştirilen bakanlık MEB. Yazboz tahtası. Her gelen reform yapıyor. Ya bu reforma milleti muhtaç hale getireni kim atadı? Aynı dolma kalem atadı. Aynı mürekkep atadı aynı kişi atadı mesele kindar bir nesil yetiştirelim, değerleri bize bağlı olsun, potansiyel seçmen olsun bakış açısı eğitim bakış açısı değildir. Bu müfredatı reddediyoruz!

Astsubay emeklileriyle ilgili acil eylem planımız var bunun yasalaşmasıyla ilgili müdahaleler edeceğiz. Astsubaylara 10 bin gösterge rakamı üzerinden tazminat verilmesinden başlayıp göreve başlangıç derecesini 9/9/2 olmasından, aldıkları disiplin cezalarının bir kereye mahsus affına kadar, tabii ki devlete karşı işlenen suçlar gibi meslekle bağdaşmayacak suçları kapsamıyor. 60 yaşına kadar görevde kalıp emekli edilenlerin subaylık gibi kadrosuzluk tazminatından yararlanmasından tutun onur kırıcı bir kelime olan adi malüllük yerine sağlık malüllüğünün kullanılmasına kadar sahadan gelen bir kanun teklifimizi de önümüzdeki haftalarda mecliste görüştüreceğiz. Biz askerimizi koruruz diyenlerin o kanunda ellerini göreceğiz

Kaynak: Haber Merkezi