Fenerbahçe'de Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı, Ülker Stadyumu'nda başladı. İki gün sürecek genel kurulu yönetmesi için Divan Başkanlığı'na Vefa Küçük seçildi. Sarı Lacivertliler'in yeni başkanını belirleyecek süreçte çarpıcı gelişmeler yaşandı. Fenerbahçe Başkan Adayı Aziz Yıldırım, Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı'nı terk etti. Ardından kürsüye gelen Acun Ilıcalı'nın sözleri de çok konuşuldu. Sarı Lacivertliler'de mevcut yönetim hem idari hem de mali yönden ibra edilirken kürsüye gelen son isim Ali Koç oldu. Ali Koç'un Aziz Yıldırım ile ilgili açıklamaları da çok dikkat çekti.

Adaylık sürecine ve bu süreçte kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veren Ali Koç, Fenerbahçe Başkan Adayı Aziz Yıldırım'la ilgili de konuştu. Aziz Yıldırım'ın genel kurulu terk etmesini eleştiren Ali Koç, kulüpten bir kuruş alacağının olmadığını ifade etti. Ali Koç ayrıca "Fenerbahçe'nin menfaati için her şeyi sineye çekmeye razıyım çünkü bu camia birbiriyle uğraşmaktan çok yorgun düştü, hep rakipler faydalandı. Şimdi sen ben değil, Fenerbahçe için birleşme zamanı" şeklinde konuştu.

Ali Koç'un açıklamalarından önemli satırbaşları...

"Bugün ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Ruhumun ruhunuza en ihtiyaç duyduğu bir dönemde buraya geldiniz. 9 bin kişi bugün gelmiş, kayıt yapmış. Gerek Aziz Yıldırım'ı gerek şahsımı desteklediniz. Çok farklı bir gün bekliyordum. 6 senedir hayal ettiğim buluşma bugün gerçekleşecekti ama yine olmadı. O kadar çok şey söylendi ki son 6 ayda, insan olan insan bunlara cevap veremediği zaman, atılan iftiralardan bir gram bile doğruluk payı olmadığı zaman isyan ediyorsunuz.

"Bundan sonraki 3 yıllık başkanını seçecek olan sizlere en doğru bilgilendirmeyi sunmayı hedefliyordum. En büyük hayalim son 6 senede bizleri destekleyen insanlara bundan 3 sene sonra 'iyiki yapmışız, iyi ki ona destek vermişiz.', ama bununla beraber 'karşısına kaldırım taşı çıksa ona oy verirdim' diyenlerin de 'iyi ki adam dayanmış' der konuma gelmeleri."

Ben mertçe savaşmayı, insanların gözünün içine bakarak mücadele etmeyi, söyleyeceğim şeyleri, söyleyeceğim kişi burada olmadığı için, onun yüzüne bakarak söyleyemeyeceğim için ne kadarını söyleYEbilirim bilemiyorum."

"6 seneyi beraber geçirdik. Futbol dışında geldiğimiz nokta itibariyse çok önemli mesafeler kat ettik. Tüm takım branşlarında çok büyük başarılar elde ettik. Borç şuydu, buydu, yanlış hesapladın... Hepsini bir yere getirdik. Biz dün Avrupa'nın batmaya en yakın kulübünden Mourinho'yu transfer edecek konuma geldik. Geminin doğru rotaya girdiğinin en büyük işaretidir bu ama daha yeni başlıyoruz."

"Bilerek, isteyerek hiçbir şekilde yanlış yapmadık. Kararlarımızı, hatalarımızı eleştirebilirsiniz ama Fenerbahçe için ne varsa yaptık. Kulübü aldığımızda Avrupa'nın finansal olarak en kötü kulüplerinden biriydik. Bütün kontrolümüz dışındaki olaylara rağmen bugünlere geldik. Kulüp için kendi ağzıyla batmış diyenler kulübü bu hale getirdiler."

"TARİHTE SON KEZ BU TEKLİFİ YAPIYORUM"

"Ayrılış şekline içim acıdı. Basın açıklaması yapılmış, onların iddialarının hepsi boş. Sayın başkan çok geç değil, saat 5'e geliyor, haydi bu akşam çıkalım televizyona... Tarihte son kez bu teklifi yapıyorum; istiyorsanız istediğiniz yerde buluşalım ve konuşalım.

"Söylemekten mahcubiyet duyuyorum. Bu kulüpte alacağım 1 kuruş para yoktur. Hiç mahcubiyet duymadan, ben 150 milyon euro vermediysem beni mahkemeye verecekmiş. Hep tehdit, hep tehdit! Vermeyen namert olsun. Bir hukukçu bulursanız dava açacak, bir mahkeme bulursanız kabul edecek verin. Kulübümüzün 2014'ten önce kayıtları doğru dürüst yok. Tamer Yelkovan Bey, doğru dürüst yönetmemiş. Geçmişi bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki ben ve arkadaşlarım, kulüple yaptığımız ticari ilişkide sizin yaptığınız gibi mahsuplaşma yapmadık. Ne verdiniz bilinmiyor, aldıklarınız, mahsuplaştıklarınız biliniyor.

"Benim ilk 6 senem ile sizin ilk 6 seneniz arasında 1 kupa farkı var. Geldiğimizde hiç manevra alanımız yok. Bütün gelirlerimiz temlikliydi. Obradovic ile ilk toplantımızda bana 'Şu Euroleague'e olan borcumuzu ödeyin' dedi. Ben de transfer isteyecek sanmıştım."

"Bütün kaynaklarımızı sadece hocaya mı ayırdık? Acun Ilıcalı nasıl bir takım kurmak istediğimizi söyledi. Dediği gibi çok çok iyi bir takımı, zaten hali hazırda çok iyi olan bir takıma monte edip bambaşka bir Fenerbahçe yaratacağız."

"Siz başkanlığını yapmak istediğiniz kurumu nasıl şikayet edersiniz. Sizin bol keseden verdiğiniz parayı, biz pazarlık yapıp indirince aklınıza ilk gelen şey; 'Açıktan para verdiler' demek mi? Siz Mourinho ile pazarlık etmediniz. Sonra gerçekçi yaklaşanlar işi bu noktaya getirdiği zaman; 'Usulsüzlük, suç...' İrfan Can'da da aynısını yaptınız. Hocanın menajerine borç takmışlar 2014'ten. Biz onu 2021'de ödedik, Bruno Alves'ten alacağını."

Bana karşı olumsuz düşünce içinde olan, Aziz Yıldırım'ı destekleyen, kararsız olanlar... Hepinize borcum var. Hiçbir kırgınlığım yok inanın. Tek kırgınlığım sahada çubukluyla mücadele eden çocuklara şu tribünlerden gelen tepkilere. Bize gelsin her şey, çubukluyla mücadele edenlere değil.

Ben neden aday oldum, neden karar değiştirdim? Onu da anlatacağım. 3 sebebi var... Birincisi; kulübümüzü bu duruma getiren zihniyetten kurtarmak için, o zihniyetin dönmemesi için karar değiştirdim. O güzel, güleç, çocukları soran, şakacı imaj gitti... Eskiden hatırladığımız kızgın, tehditkar, sabırsız, vicdansız kişilik geri geldi. Bizi bir kere tebrik etmediniz." 6 sene boyunca bir kere bile kutlamadınız, bir kere yanımızda durmadınız. Trabzon'da bizi suçladınız.

İkinci sebep; Fenerbahçe'yi hedefine koymuş bir yapıyla mücadelemizin yarıda kalmaması için. Fenerbahçe Başkanı kuru sıkı ateş etmez diyor. Siz hiç ateş ettiniz mi? Biz isyan bayrağını çektik ve operasyonu başladı, yabancı VAR hakemleri geldi, kulüpler imza kampanyası başlattı. İstemeyerek, mecburen seçim çağrısı yapmak zorunda kaldı. Bunlar kendiliğinden mi oldu. Fenerbahçe 20 yıldır sistematik bir saldırı yaşıyor. Bu saldırıları niye yaşıyoruz biliyor musunuz? Çünkü biz Fenerbahçe'yiz. Fenerbahçe cumhuriyetin ilkelerini damarlarında yaşamaktadır.

'Ben başkan olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar' şeklideki sözlerim bir isyanın ifadesiydi. Ama hiçbir şekilde teslimiyet, umutsuzluk değildi. Bunun üzerinden seçim kampanyası yapmak acziyetin ifadesidir.

"6 senedir güzel işler yaptık. Başlattığımız işleri bitirmek istiyoruz. Ben size şu sözü vereceğim: Fenerbahçe ekonomik olarak Türkiye'nin en güçlü kulübü olmak zorundadır. Önce bankalar birliği'nden çıkmamız lazım. Niye? Çünkü bir ana para ödeyemiyoruz. Hep faiz faiz. Bundan kurtulmamız lazım. Nasıl? Halka arz oranı en düşük Fenerbahçe. Stat ismimiz seneye değişiyor. Bunu kırdıracağız ve ana parayı ödemek için harcayacağız, transfere değil. Böylece borç ödemelerimiz düşmüş olacak.  O da yetmedi büyüyen ekonomimiz var, o da yetmedi gayrimenkullerimiz var. 'Salonu satarım' diyor, aynı kişi diyor ki, 'gayrimenkullerin satılmasına onay vermeyin' diyor. Sadece siz satarsanız mı onaylayacağız"

"Stadımızı Atatürk ismiyle değiştirme başvurumuz var devletimize. Resmiyete kavuşana kadar da çatımızı Mustafa Kemal Atatürk yazmak bizim bu konudaki ciddiyetimizin en güzel göstergesi olacaktır."

"Ayakta daha fazla taraftar alabilmek için yapılan bir çalışma var. Mevzuata göre UEFA maçlarında ayakta durmak yok ama 5 ülkede deniyorlar. Biz de denemeye girmek istedik. Önümüzdeki sezon deneyecekler. Eğer izni alamazsak, zaten oturulmuyor orada, mavi renkte daha dar oturaklar olacak ve kapasite artacak."

'BU ZİHNİYET GERİ DÖNMEMELİ'

Enteresandır, tam da borç tablosu anlatılırken kürsüye geldiniz. Sükünetle tartışma çağrıma cevap vermediniz. Sağlık olsun. Sahadan çekildiler diye laf ediyorsunuz mütemadiyen. Siz seçim sahasından çekilmediniz mi bu sabah giderek. Hayatta büyük konuşmamak lazım, başınıza gelir pek çok kez olduğu gibi. Holding mi olmalı, halkın takımı mı olmalı diye enteresan bir sözü var. Kendini kulübün üstünde görmek ne demek biliyor musunuz, kendini kulübün sahibi olarak görmek ne demek biliyor musunuz? Kulübün kaynaklarını belli dönemlerde kendi özel ihtiyaçlarınız için kullanıp sonra tekrar kulübün kasasına koymak, aradaki ödeme dönemin faizini vermek, yani kulüp üzerinden fonlanmak veya bir yöneticinizin yaptığı gibi futbolcularımıza yaptığımız ödemeleri, iki çekte toparlayıp sonra onun arkasından çekin arkasına imza atıp futbolculara da kişisel ileri tarihli çek verip, o tarih gelince bir daha ileri tarihli çek vermek, yani akçeli işe girmek. Futbolculara soruyoruz, kulüp menfaatleri ve FFP için diyorlar. Bu bahsettiğimiz rakamlar az buz rakamlar değil. Kulübün sahibiyseniz ne yaparsanız 1700 küsür kombineyi bir taraftar grubuna bilabedel verebilirsiniz. Kulübün sahibiyseniz bir yöneticiniz top oynadığı insanlara 90 küsür kombineyi bilabedel verebilirsiniz. Bunlar sizin yanınızda çalışan muhasebecinin sözleri, altı imzalı. Siz Fenerbahçe'nin sahibi gibi görmüşsünüz kendinizi. Siz futbolcularla olan konuyu bilmiyordunuz, öğrendikten sonra da bir şey yapmadınız. Bunların hiçbiri biz varken Fenerbahçe'de gerçekleşmez. O yüzden bu zihniyet dönmemeli.

'SİZ NEYMİŞSİNİZ YA'

Kürsüye çıkmak için 25 kişiyle Divan Başkanımızın tabiriyle 'kürsüyü işgal' etmenize hiç ama hiç gerek yoktu. 'Kavga çıkacak Ali Koç' dedim, 'Kavga edelim' dedi demişsiniz. İş öyle değil Sayın Başkan, nasıl biliyor musunuz? Geldiniz, elimi sıktınız, hayırlı olsun, kavga çıkacak dediniz. Ben de kavga çıkacaksa çıkacaktır dedim. Hatırlayın. Hafızanızı zorlayın. 'Genel kurula divana gelirim, ama kendi emniyetlerini sağlayabilirler mi, konuşursam neler olacağının farkında değiller mi, 20-30 kişi karşısında Ali Bey dağıldı' dediniz. Siz neymişsiniz ya! Herkesi korkutuyorsunuz, herkes sizden kaçıyor. Biz kavga falan istemiyoruz ama her zaman geçen sefer de olduğu gibi, kürsüden de hitap etmiyorsunuz, insanları korkmakla, dağılmakla suçluyorsunuz. Yahu siz kongreye gelince biz niye kendimizi korumak zorundayız. Siz esas ağzınızdan çıkan lafa dikkat edin. Bugünkü Divan seçimine itiraz ediyorsunuz ve diyorsunuz ki hepimizi zan altında bırakıyorsunuz, hepimizi çift kol kaldırmakla itham ediyorsunuz. Delegelerin dörtte biri delege değildi, kaçak girdiler diyorsunuz. Güvenlik kartlarını başka bir şey olarak medyaya ifade ediyorsunuz. Fenerbahçe'nin haklarını savunamıyormuşuz, güya haksızlığa uğramışsınız ama kendi hakkınızı savunmadan kaçıp gidiyorsunuz.

'BUGÜN BURADA YAŞANANLARA ÇOK ÜZGÜNÜM'

Bugün burada yaşananlara, yaşatılanlara çok çok üzgünüm. Fenerbahçe'ye büyük emekler verdiniz, uğruna hapis yattınız. Maddi manevi fedakarlık yaptınız. Her şeye minnettarız. Ancak, insan değişir. Siz de değiştiniz ama çok değiştiniz. Garip değiştiniz. Bu benim için içler acısı bir durumdur. Geçmişte çok büyük işler yapan siz, bugün Fenerbahçe'yi sevmiyorsunuz. Siz kendinizi Fenerbahçe'den daha çok seviyorsunuz. Siz Türkiye'nin, hepimizin göz bebeği, milli değerlerin karşılığı, dünyanın en büyük spor kulübü olan Fenerbahçe'yi kişisel ihtiraslarınızdan sahiplenmiyor, umursamıyorsunuz. Siz sadece Fenerbahçe'de başkan olmayı seviyor ve yahut başkanı olduğunuz Fenerbahçe'yi seviyorsunuz. Siz benden nefret ediyorsunuz, bu duyguyu aşamıyorsunuz. Ben sizden nefret etmiyorum. Sizin Ali Koç nefretiniz, Fenerbahçe sevginizin önüne geçmiş. Çok acı. Ben Fenerbahçe'yi çok seviyorum, elimden geleni yapıyorum, emek veriyorum. Benim niyetimi sorgulayamazsınız. Vereceğiniz en önemli kararlardan bir tanesi, tüm hırsıyla adeta Fenerbahçe ile kavga eden bir profil mi yoksa Fenerbahçe için mücadele eden bir adayın tarafı mı olacaksınız? Tablo çok net.

Kaynak: istiklal.com.tr