İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada müştekilerin ardından söz alan tutuklu sanık Seçil Erzan, dolandırıcı olmadığını, akıl oyunlarına maruz kaldığını savunarak, kendisini insanların isteklerini yerine getirme gibi bir zorunluluğu varmış gibi hissettiğini söyledi.
Dolandırıcı olduğunu düşünse kendisini borçlu, suçlu ve yorgun hissetmeyeceğini kaydeden Erzan, "Hesap kitap yapar, kendimi mağdur hale getirmezdim. Beni abla, kardeş ve kızı gibi gören kişileri hiçbir zaman dolandırmadım. Kimsenin bir kuruşunu bile almadım. Gecesini gündüzüne katan başarılı bir şube müdürüydüm. 23 yıl boyunca işimle ön plandaydım. Elimden gelenin fazlasını yaptım. Sıkıştığım bu çarkta banka tarafından sahip çıkılmadım. Ben şubede darbedilip kızılca kıyametler kopartılırken her şey görmezden gelindi. Aklımın başkalarının akıl oyunlarıyla sıkıştırıldığı bir süreç yaşadım." diye konuştu.
Banka yetkilileri hakkında suç duyurusu talebi
Erzan, mağdur olan kim varsa banka tarafından zararının ödenmesini istediğini, parayı kendisi alsa ödeyeceğini öne sürerek, mahkemeye sunduğu listedeki Fernando Muslera ve Selçuk İnan gibi isimlerin kendisine baskı yapmadığını belirtti.
Söz konusu olaylar ortaya çıktıktan sonra kendisine arkasında olacağını söyleyen kişiler tarafından aldatıldığını savunan Erzan, ölmeyi düşündüğünü anlattı.
Sanık Erzan, "Banka, bana bu sorunu bir şekilde çözeceklerini söyledi. Böyle bir durumda ellerini taşın altına koyacaklarını düşündüm. Banka, kötü niyetli insanların fazla para almaya çalıştıklarını fark etti. Kimin mağdur olduğuna, kimin gerçekten para verdiğine adaletin karar vermesini istedi. Annemin bana en çok ihtiyacı olduğu dönemi dört duvar arasında ağlayarak geçirdim. Ben de bir insanım, cani değilim." dedi.
Duruşmada söz alan müşteki İbrahim Çağlar'ın avukatı Metin Sinan Aslan, suç duyurusu talebini dile getirerek, "Yargılamayı akamete uğratabilmek için banka kamera kayıtlarını geç verdiler. Küçücük bankanın içinde üç koli ve valiz bulunuyor ve kimse bunun Seçil Erzan'a ait olduğunu bilmiyormuş. Banka yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz." diye konuştu.
- Tutuklu sanık Ali Yörük tahliye edildi
Alınan savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ali Yörük'ün, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, tutuklulukta geçirdiği süre, sanık yönünden delillerin toplanmış olması ve karartabileceği delil kalmadığı gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı ve haftada 3 gün imza şartıyla tahliyesine hükmetti.
Sanık Erzan'ın çalıştığı dönemdeki maillerinin gönderilmesi için bankaya yazı yazılmasına karar veren heyet, bazı müşteki avukatlarının talebi üzerine bankanın çalışanlarından sorumlularla ilgili "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan savcılığa bildirimde bulunulmasını kararlaştırdı.
Duruşma, 15 Kasım'a ertelendi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
- Sanık Erzan'ın 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün de aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın ise "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.