Bir zengin ailenin kızı, iş hayatındaki sıkıntıları ve iddialara göre ailesiyle ilişkilerini ihmal etti. Anne ve babası, vefasızlık olarak değerlendirdikleri davranışları nedeniyle bu evladı mirastan mahrum bırakmak amacıyla bir vasiyetname hazırladı. Genç kadın mahkemeye başvurarak vasiyetnamenin iptalini talep etti.

Davalı olan anne, kızının ailesiyle ilişkilerini ihmal ettiğini, iş hayatında uyumsuzluklar yaşadığını ve başarılı olamadığını savundu. Mahkeme, davacının babasının ekonomik ve sosyal desteği ile yurt dışında eğitim aldığını, rahat bir yaşam sürebildiğini ancak ticari alanda başarılı olamadığını belirtti. Ayrıca, davacının ailesiyle olan ilişkilerini ihmal ettiğini ve onlara karşı görevlerini yerine getirmediğini tespit etti.

Mahkeme kararında, ailenin onay vermediği evlilikler ve davacının ailesine karşı vefasız davranışlarına vurgu yapıldı. Davacının ailesini ziyaret etmeyi bıraktığı, aile üyelerine karşı saygısızlık içeren davranışlarda bulunduğu ifade edildi. Bu gerekçelerle Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddeleri doğrultusunda mirasçılıktan çıkarma nedenlerinin gerçekleştiği belirtildi.

Bölge Adliye Mahkemesi, davalı annenin ispat ettiği vasiyetnamenin geçerli olduğuna hükmetti. Ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davacının ailesiyle ilişkilerini ihmal ettiğine dair tanıkların sözlerinin gerçeği yansıtmadığına karar verdi. Bu nedenle, mahkemenin yanılgılı bir değerlendirme yaptığına hükmetti ve kararı bozdu.

Yargıtay'ın emsal kararı, ailesine saygısızlık ve vefasızlık gösteren bir evladın vasiyetname ile mirastan men edilebileceği yolunda önemli bir örnek teşkil etmektedir.