Dünya ve Türkiye'nin gündeminde olan İklim Kanunu ile ilgili tartışmalar devam ederken kanun teklifinin ilk dört maddesi ilgili komisyonda kabul edildi. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın yönettiği komisyon bugün diğer maddeleri görüşmek üzere bugün tekrar bir toplanacak.
TBMM GENEL KURULUNDA KABUL EDİLEN İLK DÖRT MADDEDE NELER VAR?
Kabul edilen maddelere göre, yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan teklif, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsıyor.
Teklifte, "Adil geçiş", "Birincil piyasa", "Denkleştirme", "Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)", "Gömülü sera gazı emisyonları" ile "Gönüllü karbon piyasaları", "İklim adaleti" gibi tanımlar bulunuyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede genel ilkelerin belirlendiği teklife göre, iklim değişikliği ile mücadelede Türkiye'nin "ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler" ilkesi dikkate alınarak, eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları esas alınacak.
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kamu yararı gözetilerek alınacak tedbirlere ve düzenlemelere süresinde uymakla ve bunları uygulamakla yükümlü olacak.
Ulusal Katkı Beyanında, net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda ülkenin kalkınma öncelikleri ve özel koşulları göz önünde bulundurulacak ve bu çerçevede önlemler alınacak.
Sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeler yıllık bazda İklim Değişikliği Başkanlığınca izlenecek.
Gerekli görülen tedbirlerin alınması amacıyla görev alanı dahilinde, kurumlar arası koordinasyonu sağlamak, faaliyetleri ve standartları belirlemek, gelişmeleri izlemek, karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaları düzenlemekle İklim Değişikliği Başkanlığı yetkili olacak.
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kendi yetki ve sorumlulukları çerçevesinde plan ve projeler yapacak, yaptıracak, uygulayacak, destekleyecek ve işbirliği yapacak.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, İklim Değişikliği Başkanlığı, düzenlemenin uygulanmasına yönelik gerekli gördüğü bilgi, belge ve veriyi, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden doğrudan istemeye yetkili olacak. Kendilerinden bilgi ve belge talebinde bulunulanlar, bunları istenilen sürede bedelsiz olarak Başkanlıkla paylaşacak.
Başkanlık, kendi iş ve işlemleri için ihtiyaç duyduğu verileri de öncelikli olarak Ulusal Coğrafi Bilgi Platformundan temin edecek. Başkanlık, temin ettiği veriler ile kendi ürettiği verileri de kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşılmak üzere Ulusal Coğrafi Bilgi Platformuna aktaracak.
İklim Değişikliği Başkanlığı, Ulusal Coğrafi Bilgi Platformunda bulunmayan verileri ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile protokol yaparak temin edebilecek.
Milli savunma ve milli güvenliğe ilişkin bilgi ve belgelerin paylaşılmasına dair usul ve esaslar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili bakanlık tarafından müşterek belirlenecek.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla gerektiğinde yetkilerini Başkanlığa devredebilecek.
"AKILLILAR, TEHLİKE GELİRKEN BAĞIRIRLAR!"
İklim Kanunu Teklifi'nin Kabul Edilmesi Tepkileri de beraberinden getirdi. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Profeserü Ahmet Şimşirgil, İklim Kanunu tabiata ve hayata bir tecavüz olarak niteliyor. Profesör Şimşirgil sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda İklim Kanunun İstanbul Sözleşmesi gibi herkesin feryat etmeye başlayacağı bir felaket projesi olduğuna vurgu yaparken, "ABD, Rusya ve Çin'in tavrına bakalım uyanalım. Akıllılar, tehlike gelirken bağırırlar!" diyor.
Profesör Şimşirgil sosyal medya paylaşımında ayrıca şu ifadelere de yer verdi:
"İklim kanunu büyük ihtimalle bu hafta mecliste onaylanacak...
Anlamadığım şu...
ABD, iklim sözleşmelerini Ocak ayında çöpe attı, Rusya ve Çin'in umurunda değil...
İklim sözleşmesini önemsemeyen AB ülkeleri bu cendereden nasıl çıkacaklarını tartışıyorlar...
Karbon emisyonları global anlamda ciddiye alınmayacak kadar küçük olan Türkiye neden bu kanunu böyle ciddiye alıyor?
Şimdi iyi düşünelim de, ileride "yanlış yapmışız" diye dertlenmeyelim..."
İKLİM KANUNU CEZALARI NE KADAR?
Anadolu Ajansın'da yer alan verilere göre; İklim Değişikliği Başkanlığınca Emisyon Ticaret Sistemi kurulacak. Karbon Piyasası Kurulu, ulusal tahsisat planını onaylayacak, ETS piyasasında ücretsiz tahsisatların dağılımına karar verecek. Doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, İklim Değişikliği Başkanlığından sera gazı emisyon izni alması zorunlu olacak.
Sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlar, 500 bin Türk lirasından 5 milyon Türk lirasına kadar idari para cezasına çarptırılacak.
Ozon tabakasını incelten maddeleri kullanan, ithal eden, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2,5 milyon Türk lirası, bu maddeleri içeren ürünlere veya ekipmana bakım, onarım ve servis amaçlı hizmet veren gerçek ve tüzel kişilere 250 bin Türk lirası, bu maddeleri içeren ürünlerin veya ekipmanın etiketlenmesi hükümlerine uymayanlara 120 bin Türk lirası idari para cezası verilecek.
Florlu sera gazlarına ilişkin usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, florlu sera gazlarını kullanan, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2,5 milyon Türk lirası idari para cezası verilecek ve 3 aydan 6 aya kadar Hidroflorokarbon Kontrol Belgesi verilmeyecek.
Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunmayan işletmelere 1 milyon Türk lirasından 10 milyon Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanacak.