ABD Başkanı Donald Trump Washington DC'de dün yaptığı bir konuşmada İklim Değişikliği ile ilgili kongrede yapılan açıklamaları eleştirdi. Trump, iklim değişikliği olduğunu iddia eden ve çevre ile ilgili hiçbir eğitimi olmadığını vurguladığı bir kongre üyesinin 'Dünyada birkaç yılımız kaldı" söylemine atıfta bulunarak, "Şu ana kadar hepimizin çoktan yok olması gerekiyordu" dedi. 

Trump konuşmasında, "Şu anda çevreyle ilgili asıl endişelenilmesi gereken konu ‘nükleer ısı’. Çevresel ısınma değil, nükleer tehdit daha büyük bir sorun. Eğer akıllıysak, şu anda İran ve bazı diğer ülkelerle birlikte bu mesele üzerinde çalışıyor olmamız gerekirdi. Endişelenmeniz gereken şey bu. Yoksa hava biraz ısınacakmış, okyanus 500-600 yıl içinde çeyrek inç yükselecekmiş... Bu da size biraz daha deniz kenarı kazandırır." ifadelerini kullandı. 


İKLİM KANUN TEKLİFİNE SİYASİ PARTİLER NE DİYOR? 

Türkiye'de iklim değişikliğiyle mücadele için hazırlanan ilk İklim Kanunu Teklifi, 26 Şubat 2025 tarihinde TBMM'ye sunuldu ve Çevre Komisyonu tarafından da kabul edildi. Bu teklif, iklim değişikliği kaynaklı afetlerin etkilerini azaltmayı, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı amaçladığı iddia edildi. 

TBMM Genel Kurulunda, İklim Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler dün ve bugün yapılan görüşmelerle tartışıldı. Yapılan görüşmeler sırasından siyasi partiler görüş bildirdi. Peki hangi parti ne dedi? 

Görüşmelerde konuşan  AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir: "Bu kanun, bizim suyumuzun, soluduğumuz havanın temiz kalmasını, toprağımızın bereketini, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için getirilmiştir. Gözlerimizi yumarak, bunu görmezden gelerek, başka yerlere çekerek çözüme ulaşmamız mümkün değildir. Sel baskınlarıyla, kuraklıkla, orman yangınlarıyla, artan afet riskiyle artık her bir vatandaşımız bu gerçeği bizzat hayatında yaşamaktadır. Bu mesele artık yalnızca çevreyle ilgili bir meseleden ziyade, kalkınmadan sağlığa, tarımdan şehirleşmeye, enerjiden ekonomiye kadar hayatımızın tüm alanlarını doğrudan etkileyen bir gerçekliktir. Türkiye, bu konuda yalnızca seyirci kalacak bir ülke konumunda değildir. Konumumuz, ithalatımız, ihracatımız gereği, Akdeniz Kuşağında bulunmamızdan dolayı bunları seyredecek durumda değiliz. Bu kanun bizim gündelik hayatımıza doğrudan müdahale getirmemektedir. Bu kanun bizim yaşam tarzımızı, tüketim biçimimizi zorla değiştirecek, karbon ayak izi gibi takip edilecek, davranışlarımızı yönlendirecek bir sistem değildir. Bu kanun, bizim suyumuzun, soluduğumuz havanın temiz kalmasını, toprağımızın bereketini, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için getirilmiştir. Bu bir dönüşümdür ama bu dönüşüm asla zorlama değildir. Bu dönüşüm eğer kullanılırsa bir davettir. Vatandaşımızın sırtına yük bindiren değil, yük alandır; cezalandıran değil, teşvik edendir; dayatılan değil, işbirliği yapan bir kanundur." dedi. 


MHP Ankara Milletvekili Sadir Durmaz ise, İklim  değişikliği kanunu ile iligli kaybecek vakit olmadığını iddia ederek, "Bu düzenleme sayesinde iklim değişikliğiyle çok daha güçlü ve kararlı bir şekilde mücadele edilmesi mümkün olabilecektir. Bu sorunun etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak amacıyla birçok ülkenin iklim politikalarını güncelleyen ve güçlendiren yasalar çıkardığını biliyoruz. Aynı doğrultuda ilgili kurumlarımızın uzun araştırma ve çalışmaları sonucu büyük emek harcanarak hazırlanan İklim Kanunu Teklifi, çevresel, ekonomik ve toplumsal açıdan birçok olumlu yönü bulunan önemli bir düzenlemedir. Bu düzenleme sayesinde iklim değişikliğiyle çok daha güçlü ve kararlı bir şekilde mücadele edilmesi mümkün olabilecektir." dedi. 


CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer ise, "Bu yasa teklifi ne doğayı ne emekçiyi koruma amacı taşımaktadır. Aksine büyük şirketlerin ve sermaye çevrelerinin talepleri doğrultusunda ticari kaygıları gidermeyi hedeflemektedir" vurgusunu yaparak, "İklim krizi sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir adalet meselesidir. Bu kriz en çok yoksulları, emeği ile geçinenleri, gıdaya, temiz suya erişimi sınırlı olanları vuracaktır. Ama gelin görün ki bu yasa teklifi ne doğayı ne emekçiyi koruma amacı taşımaktadır. Aksine büyük şirketlerin ve sermaye çevrelerinin talepleri doğrultusunda ticari kaygıları gidermeyi hedeflemektedir. Bu teklifte Türkiye'nin karbon emisyonu azaltmaya yönelik bir yol haritası ne yazık ki yoktur." ifadesini kullandı. 

İYİ Parti Bursa Milletvekili Hasan Toktaş, Türkiye'nin geleceğini ve gelecek nesilleri doğrudan ilgilendiren bir yasa teklifinin görüşüldüğüne dikkat çekerek, "Ancak ne yazık ki önümüzdeki bu İklim Kanunu Teklifi, gerçek bir iklim kanunu olmaktan, iklim krizine etkili bir yanıt vermekten uzak, usul ve esas açısından eksik ve daha çok 'emisyon ticaret sistemi düzenlemesi' niteliği taşıyan, yani bir nevi ticaret kanunu anlayışıyla hazırlanmıştır." ifadelerini kullandı. İklim değişikliğiyle mücadele etmek için önce karbon yutak alanlarının korunması gerektiğini söyleyen Toktaş, mevcut ormanları ve sulak alanları korumanın, karbon emisyonlarını dengelemenin en önemli yolu olduğunu belirtti.

DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Türkiye'nin iklim krizinin merkezinde bulunduğunu, Akdeniz Bölgesi'nin bu konuda en riskli yerlerden olduğunu iddia etti. Kanun teklifini "karbon piyasasını düzenleme kanunu" olarak nitelendiren Akın, gerçek anlamda bir "İklim Kanunu"na ihtiyaç olduğunu aktardı.

Teklifin tümü üzerinde söz alan Yeni Yol Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen ise, kanun teklifinin geri alınması ve iyileştirmeler yapılması gerektiğine vurgu yaptı. 

Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Bozdağ, birleşimi için bugün saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Bunlarla birlikte İklim Kanununa en büyük eleştirileri getiren partilerden biri de Yeniden Refah Partisi.

Yeniden Refah Partisi, İklim Kanunu teklifine yönelik sert eleştirilerini her platformda iletiyor. Parti temsilcileri, bu kanunun ekonomi ve toplum üzerinde olumsuz etkileri olacağını, özellikle tarım ve hayvancılık sektörlerini olumsuz etkileyeceğini ve işsizlik, açlık, kıtlık gibi sorunları artırabileceğini savunuyorlar. Bununla birlikte, kanunun karbon ayak izi ve sıfır karbon hedeflerinin insan yaşamını olumsuz etkileyebileceğini ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasına hizmet edebileceğine de önemle vurgu yapıyorlar. Yeniden Refah Partisi 28. dönem Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla, İklim Kanunu'nun Meclis'e gelmemesi gerektiğini, gelse bile kabul edilmemesi gerektiğini savunanlardan. 

İklim Kanunu Teklifine Eleştirilerin Ana Noktaları Neler? 

Ekonomik Etkiler:

İklim Kanunu'nun yüksek vergiler ve ek maliyetler getireceğini, bu durumun işsizliği artıracağını ve ekonomiyi olumsuz etkileyeceği vurgulanıyor.

Tarım ve Hayvancılık:

Kanunu, tarım ve hayvancılık sektörlerini bitirebilecek bir tehdit olarak görülüyor. Üreticilerin zor durumda kalacağına dikkat çekiliyor. 

Sosyal ve Siyasi Kaygılar:

İklim Kanunu'nun, yeni bir dünya düzeni kurulmasına hizmet edebileceğini ve insan hakları ile özgürlükleri tehdit edebileceğinin altı önemle çiziliyor. 

İktidarın Aceleci Tavrı:

İktidarın bu kanunu çıkarmadaki aceleci ve ısrarcı tavrı eleştirilerin odağında. Kanunun halkın ve üreticilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılamadığı en öenmli savunular arasında geliyor. 


PEKİ İKLİM KANUNU TEKLİFİNDE NELER VAR?


Bakanlıktan yapılan açıklamada, 20 madde, 2 geçici madde ve 3 farklı kanunda değişiklik içeren kanun teklifiyle iklim değişikliğiyle mücadele yasal zemine kavuşturulması hedefleniyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 14 soruda "İklim Kanunu Teklifi" ile ilgili merak edilenlere yanıt bulmaya çalıştı. İşte bakanlık tarafından hazırlanan soru ve cevaplar...

1- İklim Kanunu'na neden ihtiyaç duyuldu?

"İklim Kanunu'nun temel amacı, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Büyüme'dir. İklim Kanunu, iklim değişikliği kaynaklı krizlerin ve zararların olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen yasal bir düzenlemedir. Kanun, iklime dirençli şehirlerin oluşturulması ve afet risklerinin azaltılmasında kritik bir öneme sahiptir. Biyoçeşitlilik ve doğal kaynakların korunmasında, su ile gıda güvenliğinin sağlanmasında, ormanların ve yeşil alanların artırılmasında, yenilenebilir enerji kapasiteleri artırılarak enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasında yol haritası oluşturacaktır."

2 - İklim Kanunu hangi sektörleri ilgilendirecek?

"Kanun teklifi şehirleri, altyapıyı, tarımı, hayvancılığı, yeşil alanları, su kaynaklarını koruyacak. Enerji, sanayi, ulaştırma gibi sektörleri teknolojik ve çevre dostu yapıya kavuşturacak bir yaklaşımla hazırlandı. Teklif ile çevrenin, ekonominin, toplumun ve halk sağlığının iklim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesi sağlanacak."

3 - Yerle düzeyde hangi adımlar atılacak?

"Her ilde vali başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacak. Her ilin kendi şartları düşünülerek o ile özel eylem planları ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanacak. İlgili kurumlar en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar kendi eylem ve strateji planlarını iklim değişikliği politikalarıyla uyumlu şekilde hazırlayacak."

4 - İklim kaynaklı afetlere karşı hangi tedbirler alınacak?

"İklim değişikliğine bağlı afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması amacıyla risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri, bütünleşik afet yönetimi esas alınarak geliştirilecek."

5 - Su yönetimi ve arazi tahribatının önlenmesi için neler yapılacak?

"Orman, tarım, mera ve sulak alanlarda iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için ilgili kurumlarca hazırlanan strateji ve eylem planları doğrultusunda su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacak. Denizel ve karasal korunan alanların niteliği ve oranı yükseltilecek. Kuraklık, erozyon ve arazi tahribatının önlenmesi için ulusal düzeyde rehabilitasyon çalışmaları plan ve program çerçevesinde daha etkin bir şekilde yürütülecek."

6 - Temiz teknolojinin kullanımı nasıl yaygınlaştırılacak?

"Kanun teklifi, hidrojen teknolojisi gibi yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması için kamu, özel sektör ve kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesini, bu alanlarda çalışmalar yapılmasını teşvik edecek."

7 - İklim Değişikliği ve Yeşil Dönüşüm farkındalığı için neler yapılacak?

"Kamuoyu farkındalığının artırılması ve toplumun iklim değişikliğinin etkileri konusunda duyarlı hale getirilmesi için eğitim ve bilinçlendirme programları düzenlenecek. Tüm eğitim düzeylerinde müfredat ve öğretim programlarının güncellenmesi ve yeşil iş gücünün yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu'nca yapılacak."

8 - Türkiye Yeşil Taksonomisi ne getirecek?

"Türkiye Yeşil Taksonomisi, yatırımın gerçekten çevreci ve iklim değişikliğini olumsuz etkilemeyen yatırım olup olmadığını belirleyerek, ulusal yatırım olanaklarını artıracak ve ülkemize uluslararası finans akışlarını hızlandıracak."

9 - Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi ile ne sağlanacak?

"Ülkemizde ilk defa uygulanmaya başlayacak olan bu sistem sayesinde iklim değişikliğiyle mücadelede yıllar içerisinde sera gazı emisyonları maliyeti etkin bir şekilde azaltılacak. Böylece sanayi tesislerinin Yeşil Dönüşüm kapsamında daha verimli, daha temiz ve daha rekabetçi imalat imkanlarına ulaşmaları sağlanacak."

10 - İklim Kanunu sadece ticaret sistemine yönelik bir kanun mu?

"İklim Kanunu iklim kaynaklı afetlere dirençli şehirler kurmak, su ve gıda güvenliğini sağlamak, Sıfır Atık sistemini yaygınlaştırmak, yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerin kullanımını artırmak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve daha sağlıklı bir çevre bırakmak, tarımsal alanları ve biyolojik çeşitliliği korumak için gerekli düzenlemeleri içeren bir kanundur. Ayrıca, emisyon ticaret sistemiyle sanayimizin daha rekabetçi, temiz ve verimli üretim yapmasını da sağlayacak nitelikte hazırlanmıştır."

11 - "İklim Kanunu tarımsal faaliyetleri bitirecek, yapar gıda getirecek" iddiası doğru mu?

"İklim Kanunu'nun hazırlık süreci, hazırlanma gerekçesi dikkate alındığında hiçbir şekilde hayvancılığın ortadan kaldırılacağı, sürdürülebilir protein adı altında böcek bazlı bir beslenme düzenine geçileceği gibi bir durum söz konusu olmayıp bu iddialar tamamen hayal ürünüdür. Kanun aksine, organik tarımı ve hayvancılığı desteklemekte ve bu yaklaşımı gıda güvenliği bağlamında öncelemektedir."

12- Kanunla vatandaştan karbon vergisi mi alınacak?

"Hayır. Kanunda vatandaştan vergi alınmasına ilişkin bir düzenleme asla yer almamaktadır."

13 - Kanunla kömür, petrol kullanımı tamamen kalkacak mı?

"Kanunla kömür, petrol kullanımının tamamen kaldırılacağı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Kanun, çevre dostu temiz enerjiyi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Kanundaki tüm maddeler ülkenin kalkınma önceliği ve toplumsal refahı dikkate alınarak hayata geçirilecektir."

14 - Kanunda yer alan karbon ayak izi ne getirecek?

"Karbon ayak izi, bir ürünün üretiminde ortaya çıkan emisyon faaliyetleriyle, çevreye verilen zararı ifade eden sera gazı emisyonunun karbondioksit karşılığıdır. Bu kapsamda, Kanun teklifinde de görüleceği üzere sadece üretim yapan kurum ve kuruluşların imalat sürecinde yeni ve temiz teknolojiler kullanarak karbon ayak izini azaltması yükümlülüğü söz konusudur. Bu noktada aynı ürünün üretim aşamasında daha az enerji ve maliyetle üretilmesi kastedilmektedir. Metinden de anlaşılacağı gibi bireysel, toplumsal ve sosyal açıdan özgürlüklerin kısıtlanmasına dair herhangi bir düzenleme, hüküm veya durum söz konusu değildir. Tamamen kurum ve kuruluşların özellikle ürünlerin sanayideki üretim aşamasında enerji verimliliği ile yeni teknolojilerin kullanılarak üretilmesi, doğal kaynakların ve çevrenin korunmasından bahsedilmektedir."

İKLİM DEĞİŞLİĞİ İLE İLGİLİ BAKANLIĞIN İNTERNET SİTESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ

Kaynak: Haber Merkezi