Suriye’deki sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarına göre, bu kampanya, ülkenin toplumsal yapısını zayıflatmayı ve iç çatışmaları körüklemeyi hedefleyen yabancı istihbarat servisleri tarafından yönetiliyor.
Çok sayıda aktivist ve gözlemci, bu girişimlerin Suriye’de barış ve istikrarı sağlamak yerine, ülkeyi kargaşaya sürükleyerek mezhepsel ve etnik çatışmaları alevlendirme amacına hizmet ettiğini vurguluyor.
Sosyal medya yorumlarında, saldırıların özellikle güvenlik güçlerini hedef almasının, ulusal birliği ve iç barışı baltalamaya yönelik bilinçli bir strateji olduğu belirtiliyor.
Organize Propaganda Kampanyasının Arkasındaki Güçler
Aktivistlerin dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise bu kampanyanın son derece iyi organize edilmiş olması. Bu durum, yerel unsurların tek başına böyle bir propagandayı yönlendirme kapasitesine sahip olmadığını, dolayısıyla dış destek olmadan böyle bir operasyonun yürütülmesinin pek mümkün olmadığını gösteriyor.
Bazı sosyal medya kullanıcıları, Esed rejimi kalıntılarının küresel çapta dijital propaganda yürütme konusunda yeterli deneyime sahip olmadığını ve bunu destekleyecek geniş bir aktivist ağı bulunmadığını belirtiyor. Bu bağlamda, Suriye’de istikrarsızlığın sürmesinden kimin fayda sağladığı sorusu gündeme geliyor.
Propaganda Saldırısına Karşı Stratejiler
Gazeteciler ve sosyal medya aktivistleri, bu medya saldırılarına karşı üç ana alanda çalışma yürütülmesi gerektiğini belirtiyor:
Medyanın Rolü: Suriye’nin istikrarını savunan özel ve resmi medya organlarının, yalan haberleri çürütmek, bu dezenformasyonun arkasındaki aktörleri açığa çıkarmak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek için harekete geçmesi.
Hükümetin Adımları: Cumhurbaşkanı Ahmed Şer’ah’ın, yasadışı faaliyetlerde bulunanların hesap vereceğini belirten açıklamalarına yer verilmesi, ayrıca toplumsal krizleri çözmek adına bir komitenin kurulmasının sağlanması.
Gerçeklerin Ortaya Konması: Esed rejimi kalıntıları tarafından pusuya düşürülen ve saldırıya uğrayan güvenlik güçleri ve sivillere dair haber ve belgelerin daha fazla paylaşılması, böylece kamuoyunun olayların gerçek yüzünü görmesi.
Bununla birlikte, uzmanlar, Suriye’nin dost ülkelerle veya devrimci koordinasyon ağlarıyla iş birliği yaparak profesyonel dijital ekipler kurması gerektiğini belirtiyor. Bu ekipler, karşıt propaganda kampanyalarına yanıt vererek, sahte haberlerin yayılmasını önleyebilir.
Bu çerçevede, Suriyeliler ülkenin istikrarını koruma ve yanlış anlatılara karşı mücadele etme amacıyla “Suriye Elektronik Ordusu” adıyla yeni bir oluşum kurduklarını duyurdu. Bu grubun, toplumu bölmeye çalışan yanlış bilgileri tespit edip, mezhepçilik kışkırtıcılarına karşı mücadele edeceği açıklandı.
Sahte Haberlerle Mücadele
Uzmanlar, sosyal medya kullanıcılarının sahte ve manipülatif içeriklere karşı bilinçli hareket etmesi için şu önerilerde bulunuyor:
Paylaşmadan Önce Düşünmek: İçinde bulunulan hassas dönemde, her bilginin bilinçsizce paylaşılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Kaynakları Doğrulamak: Özellikle sosyal medyada hızla yayılan haberlerin güvenilirliği teyit edilmeden doğru kabul edilmemelidir.
Yanlış Bilgileri Desteklememek: Sahte haber içeren paylaşımlarla etkileşime girmek, onların daha fazla yayılmasına sebep olur. Bunun yerine, yanlış bilgilere bilinçli ve tarafsız yanıtlar verilmelidir.
Toplumsal Farkındalığı Artırmak: Bilginin doğruluğunu teyit etmeden yaymanın, bireylerin güvenliğini ve toplumsal istikrarı tehlikeye atabileceği unutulmamalıdır.
Yanıltıcı Haberlerin Örnekleri
Aktivistlerin gündeme getirdiği en dikkat çekici sahte haber örneklerinden biri, milyarder iş insanı Elon Musk’ın Suriye hükümetinin Hristiyanları hedef alarak katliamlar gerçekleştirdiği iddiasına ilişkin bir tweet’e verdiği yanıttı.
Musk, paylaşımında “Kaç kişi öldürüldü?” diye sorarak konuya ilgi gösterdi. Bu tweet, kısa sürede büyük bir yankı uyandırarak 78 milyondan fazla görüntüleme aldı.
Ancak, Suriyeli Ortodoks rahip Spyridon Tannous, Musk’a doğrudan yanıt vererek şu açıklamayı yaptı:
"Merhaba Elon, ben Suriye’deki Ortodoks Kilisesi’nin bir temsilcisi olarak buradaki cemaatimize hizmet ediyorum. Bu tweet’te paylaşılan iddiaların gerçekle hiçbir ilgisi yok. Suriye’de Hristiyanlar hedef alınmıyor. Eğer doğru bilgiler almak isterseniz, bizimle iletişime geçebilirsiniz."
Suriye’deki gerginlik artarken, medya ve sosyal medya platformlarında yürütülen bilgi savaşlarının önemi de giderek büyüyor.
Bazı güçler, ülkeyi istikrarsızlaştırmak için bilinçli şekilde dezenformasyon yayarken, halkın bu tür içeriklere karşı duyarlı olması ve doğruluğu teyit edilmiş bilgileri paylaşması, Suriye’nin geleceği açısından kritik bir önem taşıyor.