New York Times köşe yazarı Thomas Friedman, “Bu İsrail hükümeti bizim müttefikimiz değil” başlıklı yazısında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kendi siyasi çıkarlarını hem İsrail’in hem de ABD’nin çıkarlarının önünde tuttuğunu vurguladı.
“Trump bir gerçeği kavrıy”or
Friedman, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan, BAE ve Katar liderleriyle görüşme planı yaparken Netanyahu ile görüşmekten kaçınmasının, “önemli bir farkındalığın işareti” olduğunu belirtti.
“Netanyahu bizim dostumuz değil”
İsrail hükümetinin ABD'nin bölgesel çıkarlarını tehlikeye attığını savunan Friedman, “Netanyahu bizim dostumuz değil.” ifadesini kullandı.
“Trump’ı satın alamazsınız”
Friedman’a göre, Netanyahu Trump’ı “kandırabileceğini” düşündü. Ancak ABD’nin Hamas, İran ve Husilerle yürüttüğü bağımsız diplomasiyle Trump, Netanyahu’ya “satın alınamayacağını” gösterdi.
“Aşırı milliyetçi ve mesihçi”
Friedman, İsrail hükümetini “aşırı milliyetçi ve mesihçi” olarak tanımladı. Bu yapının, komşu Arap halklarla birlikte yaşamayı reddettiğini ifade etti.
“ABD’nin çıkarlarına zarar veriyor”
Netanyahu yönetiminin temel hedeflerinin Batı Şeria’nın ilhakı, Gazze’deki Filistinlilerin tahliyesi ve yerleşim inşası olduğunu belirten Friedman, “Bu gündem, ABD çıkarlarına doğrudan zarar veriyor” dedi.
“ABD-İsrail-Arap ittifakı tehlikede”
Friedman, 1973’te kurulan ABD-İsrail-Arap ittifakının, ABD'nin bölgedeki hâkimiyetini sağladığını belirtti. Bu yapının temeli ise iki devletli çözüme dayalıydı. Friedman, Trump’ın ilk başkanlık döneminde bu çözüm için adım attığını hatırlattı.
“Netanyahu uzlaşmayı reddetti”
Friedman, Biden yönetiminin iki devletli çözüm için Filistin yönetimiyle temas kurulmasını istediğini, ancak Netanyahu’nun, koalisyon ortaklarının tehdidi nedeniyle bunu reddettiğini yazdı.
“Netanyahu, başbakanlık dokunulmazlığını yitirdiğinde yargılanmaktan ve hapse girmekten korkuyordu” dedi.
“Kendi çıkarlarını öne koydu”
Netanyahu’nun, Filistinlilerle normalleşmeye dayalı Suudi Arabistan ile ilişkileri reddederek büyük fırsatı kaçırdığını belirten Friedman, “Netanyahu, hem İsrail’in hem ABD’nin çıkarlarının önüne kendi çıkarlarını koydu” ifadesini kullandı.
“Gazze planı yeni savaş suçları doğurabilir”
Friedman, Netanyahu’nun Gazze’ye yeniden girerek Filistin halkını Mısır sınırıyla Akdeniz arasındaki dar bir alana sıkıştırmayı hedeflediğini belirtti. Bu planın, “daha fazla savaş suçu” iddiasını beraberinde getirebileceğini söyledi.
“Asıl hedef kalıcı işgal”
Yazıda, Netanyahu’nun Gazze planının Hamas’a alternatif üretmekten ziyade kalıcı bir askeri işgali amaçladığını ifade eden Friedman, bu yaklaşımın “Akdeniz kıyısında bir Vietnam’a dönüşebileceğini” savundu.
Smotrich’in açıklamalarına dikkat çekti
Friedman, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in Gazze’nin kalıcı işgaline dair 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya işaret ederek, yerel nüfusun Gazze’nin yalnızca dörtte birine sıkıştırılmasının planlandığını aktardı.
“Altyapı yıkılabilir, sivil ölümler artabilir”
İsrailli uzman Amos Harel’in analizine değinen Friedman, İsrail ordusunun kayıpları azaltmak için daha agresif yöntemlere başvurabileceğini, bunun da Gazze’deki sivil altyapının yok olmasına yol açabileceğini belirtti.
Harel’e göre bu strateji, sivillerin zorla yardım kamplarına yerleştirilmesi, gıda ve ilaç krizleri ve yeni kitlesel ölümlerle sonuçlanabilir.
“İsrail yöneticileri yargılanabilir”
Friedman, yaşanacak bu insani krizlerin, İsrailli siyasi ve askeri liderlerin bireysel düzeyde uluslararası mahkemelerde yargılanmalarına yol açabileceğini söyledi.
“Bölgesel müttefikler tehdit altında”
Friedman’a göre Netanyahu’nun politikaları yalnızca İsrail’e değil, ABD’nin Orta Doğu’daki müttefikleri olan Ürdün ve Mısır’a da tehdit oluşturuyor. Bu iki ülke, Filistinlilerin topraklarına yönlendirilmesinden endişe ediyor.
“İran ve Çin için fırsat doğar”
Filistinlilerin umutlarının yok edilmesinin, ABD-Arap-İsrail güvenlik yapısını zayıflatacağını ifade eden Friedman, bunun İran ve Çin’in lehine uzun vadeli stratejik kazanımlar doğurabileceğini kaydetti.
“Savaşı durdurun, gözlerinizi kaçırmayın”
Friedman yazısını şu ifadelerle tamamladı:
“Sayın Başkan, Orta Doğu konusunda bağımsız ve doğru içgüdülere sahipsiniz, bu içgüdüleri takip edin. Aksi takdirde Yahudi torunlarınız, Yahudi devletinin yalnızlaştırıldığı bir dünyada büyüyen ilk nesil olacak.”
“Bu savaşı bizim ellerimiz yaptı”
Haaretz’in 7 Mayıs tarihli haberine atıf yapan Friedman, Gazze’de 18 bini çocuk olmak üzere 52 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak şu uyarıda bulundu:
“Görmezden gelebilir, inkâr edebilir, sessiz kalabiliriz. Ama bu ölümleri bizim ellerimiz yaptı. Gözlerimizi kaçırmayalım. Uyanalım ve haykıralım: Savaşı durdurun.”