“Üniversitelerimiz ihtisas adamı yetiştirirler, münevver yetiştirmezler. Bir biyoloji aliminin bir ahlak meselesinde sözü azdır. Gerçek münevverleri okul değil, hayat yetiştirir. Onlar kendi kendilerinin  hocasıdır. Tecrübe ile pişmiş bir bilgi yaşanmış bir bilgi onların kültürünü vücuda getirir. Bunun içindir  ki gerçek tahsil, üniversite son sınıftan sonra başlar.” diyor kalemine hayran kaldığım Peyami Safa.

Kendisi şimdilerde duvarlara çerçeveleterek asılan diplomaları olmamasına karşın gerçek tahsilin nasıl yapılabildiğini gösteren tesirli bir yazar.  Biz millet olarak “okumuş” olanlara fazla ihtimam  gösterir ve bu ihtimamda ısrarcı olunca kibir ile karşılaşırız. Pek tabi gün sonunda yine milletimiz  kazanır kimin ne olduğunu kavramaya çalışarak. Fakat ne talihtir ki tarih hep tekerrür eder…

Velhasıl diyeceğim  o ki okumak mühim iş. Bana göre ihtisassız hayat geçebiliyorken münevver olun(a)madan hayatın akıp gitmesi biraz da eksiktir. Yakın zamanda üniversite sınavına hazırlanan bir gencin videosunu  izledim. Bu genç arkadaşımız ODTÜ kazanmış ve bir gününü yönetmek ile alakalı içerikler çekiyor. Tesadüfen tıkladım, ilk cümleleri aynen aktarıyorum.

Evvela merhaba arkadaşlar ile giriş yapıyor. Bir kaç tekleme yapıp ben konuşma özürlüsüyüm arkadaşlar diyor hızlı ve kelimeleri yutarak. “Biraz sohbet edeceğiz sizinle, çok küfür etmemle alakalı bir şeyler söylemek istiyorum. Bana edepsiz diyenleriniz olmuş evet ben edepsizim ama burada edebe aykırı bir şey göremiyorum, benim küfürlerim şahsiyata değildir geneldir. Ben gırgır şamata olsun diye ve arada beklenmedik şeyler olsun da izlensin diye küfür ediyorum şahsen ben monoton olsa izlemem, mizahı küfürle şişiriyorum yerseniz” diyor… Videonun devamını izlemeye gerek duymadım.  

Şimdi bu makul genç sınava çok güzel hazırlanmış. Edebiyatı ful yapmış fakat beyni yanmış olsa ki okuduğunu anlamayı bırakın ifade etmekte zorlanıyor. Fikirleriyle değil de küfürleriyle izlenmek istiyor. Bu hayati olduğu iddia edilen sınavlara hazırlanırken ve hazırlarken göz ardı ettiğimiz mevzular mı var sizce? Matematik yapabilmek bu kadar önemliyken iki kelimeyi bir araya getiremeyen ve çukur tıraşından  beyninin içini de beraberinde tıraş ettirmiş olan genç için daha mühimi yok mu bu dünyada? Henüz yakın zamanda içi yanan aileleri arama cüretinde bulunup sarf ettiği cümleleri dinlerken sinir kaslarımız gerilmedi mi hepimizin? Bunlar nasıl çocuk demedik mi?

Bunları yetiştiren anne babaya hemen herkesin birkaç çift sözleri  yok mu? Çocuklarınızı tertemiz, doğru yerden  beslenmeyi ön planda tutan ve kötülüğün zirve yaptığı bu çağda kendi öz değerlerini hatırında diri tutacak kurumlara gönderiniz.  Bizi biz yapan, bizi ahlaki anlamda doyuma ulaştıran değerlere... Modern çağda merdiven altı muamelesi gören değerler. Halbuki ne Fatihler ne selimler yakışırdı bu çağa lakin biz ümmi kaldık bu diyarda.