Asıl sual bizim başlıktakidir... Fatih Altaylı ise, “Yerli Otomobil Üzerine” başlığı ile konuyu ele almıştı... Hayli eksik ve hatalıydı, bu yüzden yeniden mütâlââ etmek istedim:

Asıl sual bizim başlıktakidir... Fatih Altaylı ise, 'Yerli Otomobil Üzerine' başlığı ile konuyu ele almıştı... Hayli eksik ve hatalıydı, bu yüzden yeniden mütalaa etmek istedim:

Altaylı evvela 'Yerli otomobil İtalya'da dizayn edilmiş. Pininfarina stüdyosunda çizilmiş. Bunun neresi yerli imiş?' diyenleri paylıyordu:

'Komik bir eleştiri. Mesela Peugeot bir Fransız otomobili mi? Fransız otomobili. En popüler, en bilinen, en çok satan modellerini kim çizdi peki? Pininfarina. Pek çok otomobil markası otomobillerini dünyanın önde gelen stüdyolarına çizdiriyor..'

'Bunun neresi yerli' tenkidi gerçekten de komik. Lakin şu mühim sual de mutlaka sorulmalı: 'Fransa'dan da İtalya'dan da kadim bir medeniyetin mirasçısı olarak, bizim niçin Pininfarina kadar güçlü dizayn stüdyolarımız yok?' Elimize ayağımıza zincir mi vurdu adamlar?

Elbette hayır... Batı gelişmek için didinip dururken biz devasa bir medeniyeti orasından burasından budayıp mafevki maduna (üstün olanı aşağısındakilere) benzettik. Bin yıllık zengin yazımızı ve kadim lisánımızı kuşa çevirdiğimiz gibi, 'osmanlıcadır' diyerek baha biçilmez medeniyet arşivimizi elin gavuruna hurda kağıt fiyatına, üç kuruşa sattık...

Altaylı otomobilin yerli olup olmadığını da şöyle anlatmıştı:

'Tabiî ki, değil... Muhtemelen üretimi de bambaşka bir ülkede yapıldı. Ama yerli otomobil bugün göreceğimiz otomobil gibi olacak muhtemelen. Fakat garip olan ortalıkta bu otomobilin yapılacağı bir fabrika olmaması...'

Altaylı fikrî mülkiyet içinse, 'İlgili bakan otomobilin fikrî mülkiyetinin tamamen Türkiye'de ve TOGG'da olduğunu söyledi? Öyle mi? (.........) Yerli otomobille ilgili herhangi bir patent başvurusu bulamadık. Oysa yerli ve fikri mülkiyeti Türk firmasına ait bir araç tasarımı için yüzlerce farklı patent başvurusu olması lazımdı..' diyor.

Son olarak da 'Bu otomobil ne kadar yerli?' meselesini irdelemiş:

'Artık hiçbir ülkenin otomobili yüzde yüz yerli değil... Önemli olan markanın milliyeti. (.........) Her şey nerede ucuzsa veya amaca uygunsa oradan alınır. Parayı kazandıran fikri mülkiyettir. Bence odaklanmamız gereken nokta bu olmalı..' diyor.

Fikrî mülkiyet mühim. Lakin yüzde yüz yerli ve millî meselesinde yanılıyor, okurlarını da yanıltıyor. Parayı kazandıran yalnız fikrî mülkiyet değil, bu hamleleri idame, kendine yeterli sanayi seviyesine çıkmak ve orada kalabilmektir. Yàni vidasına kadar her şeyin yerli ve millîsi olmalı. Olmalı ki herkese karşı kuyruğu dik tutabilesin.

Şimdilerde Müslüman kesimden iktidar partisiyle arası açılmışları gönüllü hizmetkar yapmışlar, bu hanendeleriyle koro halinde bayatî (!) 'Kanal İstanbul' ve 'Yerli Otomobil' şarkıları söylüyorlar...

Otomobilin de uçağın da alasını yapılabilirdi bu ülke. Lakin ibret almadığımız için tarih tekerrür edip duruyor. Biraz feraset sahibi olabilsek, basîretle bakabilsek, balık hafızalı olmasak 'Nuri Demirağ döneminin tekrarı' bu komedyayı ağızlarına tıkardık...

NOT: Bugün alışveriş etmeyin. Ekmek gibi zarurî ihtiyaçlar hariç, dışarı bile çıkmayın. Alternatif Yılbaşı Kutlamaları ahmaklıktır rağbet etmeyiniz. Yılbaşımız 1 Muharremdir bizim. Muhasebemizi yapacaksak Muharrem girerken yaparız. Kim bir kavme benzerse onlardandır hükmünün teşmil sahası o kadar geniş ki, onlara yanaşmayın bile...