Yusuf Kaplan üstadın 100 kitaplık okuma listesi ile ilgili YeniŞafak gazetesindeki 20 kasım 2016 tarihli, yazısını okuyunca hayrete düştüm.

Yusuf Kaplan üstadın 100 kitaplık okuma listesi ile ilgili YeniŞafak gazetesindeki 20 kasım 2016 tarihli, yazısını okuyunca hayrete düştüm. Ben bekliyordum ki, Yusuf Kaplan hocanın listesinin en başköşesinde Kuranın açıklamalı bir meali olur. Belki açıklamadığı bölümlerde yazar diye ümit ediyorum.

Oysa ki yazar, islam’ı anlayan ve alternatif bir medeniyetin teorisini oluşturacak öncü bir kuşağın yetiştirilmesi için uğraş verdiğini söylerken, o öncü kuşağın niteliklerini ” Oysa yeniden keşfedilmeyi bekleyen, henüz hakkıyla anlaşılamış, aşılamamış, anlaşılamadığı için aşılamadığı da anlaşılamamış, Medine'den süt emen köklü bir medeniyet tecrübesine sahip bir ülkenin eğitim, fikir, sanat, kültür ve medya rejimi, kabına sığmayan, öncü kuşaklar yetiştirebilmeli; fikir, sanat ve kültürde insanlığın önünü açacak, insanlığı yitirdiği hakikatle buluşturacak öncü atılımlara kaynaklık edebilmeli, değil mi?” sözleri ile ifade ediyor. Ama İslam’ın ilkelerine göre dünyayı yorumlayıp, Allah’ın boyası ile boyanmış bir dünyayı kuracak insanın en çok okuduğu, kuranın anlamı olmalıdır; ilkesi iyice vurgulanmalı idi. Peygamberimizin sahabeye en fazla telkin ettiği, İslam’ı anlama ve ona göre yaşama yöntemi bol, bol kuran okumaktır. Sahabe, sabah akşam kuran okudu, 100 kitap listesindeki hiçbir kitabın benzerini dahi belki de okumamıştı. Ama onlar, uzun zaman öğrenilebilecek ilmi kısa zamanda alıyorlardı.

Bence, bir Müslüman, 100 adet değil, 10 adet değil, 3 adet, kitaptan oluşan, kitap okuma listesi yapsa, listenin en başına kuranın mealini koymalıdır. Peygamberimiz bir kitap listesi yapsa idi, herhalde Arapça bilenler için Arapça metni, Arapça bilmeyenler için kuranın mealini okuma listesinin başına koyardı.

İslami medeniyeti, İslam’ın ilkelerine uygun olarak kurabilmek için İslam’ın iyi bilinmesi gerekir, İslam’ın iyi bilinmesi için kuranın iyi bilinmesi gerekir. Diğer kitaplar, kuranın iyi anlaşılmasına yardımcı olmak için okunur. Siz, bir kitabı anlamak için bir sürü kitap okuyor ama anlamak istediğiniz kitabı, doğrudan okumuyorsanız, büyük bir çelişki içindesinizdir. En başta kuran ile başlamalı okumalara, daha sonra diğer okumalara geçmelidir. Peygamber sahabeyi yetiştirirken, ilk önce kuranın iyice anlaşılması üzerinde durdu.

İslam medeniyeti kuracak öncü kuşağın, sadece kuran okumamalı, bir süreyi ezbere bilmelidir. (sonra dilediğini okusun) Böylece, kurana olan sevgisini göstermiş olsun, Allah’da kalbini kuranı anlamaya açsın. Hatta cemaatler her bir gence, kurandan ezberledikleri ve anlamını da bildikleri Sure’ye göre ücret vermelidirler. Mesela Bakara suresinin lafzını ve anlamını ezberlemiş her gence 2000 lira verilse, eminim imam hatipliler haricinde de birçok genç kuran ezberleme yarışına girecektir. Ben zengin olsam böyle bir proje için vakıf bile kurardım. (Kuran Ezberletme Vakfı)

“Ey çocuklar! Ey gençler! paraya mı ihtiyacınız var. Sureni ezberle, harçlığın al” diye billboardlara reklam verirdim. Müthiş bir teşvik olurdu. Para için kuran okunur mu? diye sorma, okunuyor. Bilirsiniz, birçok hoca okuyor. Dinden birçok kişi rant elde ediyor. Birazda çocuklar ve gençler kazansın. Hem belki para için ezber yaparken, severler kuranın lafzının uyumunu, utanırlar sadece para için okumaktan da Allah rıza içinde okuyabilirler. Sloganı bile buldum, “Kuranını ezberle harçlığını al” yazın bir sürü çocuk kuran ezberlerdi. Ne güzel olurdu. Hoşça kalın, Kuran kalın…