SEVGİNİN yörüngesi olur mu demeyin? Olur. Her şeyin yörüngesi olur ve olmalıdır. Yoksa nizam bozulur, kaos ortaya çıkar, ortalık toz ve dumana boğulur. Örneğin yörüngesi fesada uğrayan bir hayat çileden başka ne üretir?

SEVGİNİN yörüngesi olur mu demeyin?

Olur.

Her şeyin yörüngesi olur ve olmalıdır.

Yoksa nizam bozulur, kaos ortaya çıkar, ortalık toz ve dumana boğulur.

Örneğin yörüngesi fesada uğrayan bir hayat çileden başka ne üretir?

Azap değil midir?

Kahır içre kalmaktan başka bir adı var mıdır?

Hala mı itiraz ediyorsunuz? Peki, devam edelim o halde.

Yörüngesinden çıkmış bir babanın çocuklarına ettiği eziyetlere her gün gazete haberlerinde, televizyon bültenlerinde tanık olmuyor muyuz?

Sorumluluklarını ihmal eden, sevgiden kendini yoksun hale getirmiş yani yörüngesini şaşırmış bir eş, yuvasını muhabbetin merkezine dönüştürebilir mi?

Asla!

Aynı şey bir patron, işveren ve yönetici için söz konusu değil midir?

Çalışan için geçerli değil midir?

Yörünge her meselede geçerlidir.

Adalette, beşeri münasebetlerde, ticarette, siyasette, her yerde…

SAYGIDA mesela.

Saygı, değerini bilmek, takdir etmek ve buna göre davranmak demektir.

Saygı kıymeti yerinde tutmak anlamına gelir.

Ne yukarı çekmek ne de aşağıya ittirmektir.

Hakkı neyse onu eksiksiz vermektir.

Dolayısıyla saygı adalet ilkesine bağlı kalmakla mümkündür.

Bu gözetilmeden geliştirilen her tutum yörüngenin dışına çıkmaktır.

Saygı diğer adıyla inceliktir.

Terazinin hassas tartmasıyla açığa çıkar.

Terazi yukarıya doğru çekerse menfaat beklentisine bulanmış demektir. Yabancı maddenin içeriye sızdığının göstergesidir. Bu maddi çıkarlar için mevzubahis olabileceği gibi haksız manevî kazanım için de geçerlidir.

Beklenti zaten ihlasta tartıyı bozmak demektir.

Bahsini ettiğimiz terazi aşağıya doğru inerse bu defa kibirle davranım açığa çıkmış muhatap aşağılanmıştır.

Bu da başka bir bakımdan yörüngenin ibresinin şaştığının delilidir.

Zarafetin kaybedilişidir.

Önyargının öne geçmesidir.

Gerçek bir saygı tahakküm kabul etmez. Zorbalığa gelmez. Baskıyla değişmez.

Değişen şartlardan etkilenmez.

Biçime dayalı saygı ise şartlara bağlıdır. Pozisyonun muhafaza edilmesi, konumun kaybedilmemesi için özde olmayanı varmış gibi yapmaktır.

Profesyonel yaşam genellikle sahih olmayan bu kurmaca saygı üzerinden cereyan eder.

Menfaati bitenin saygısının da bitmesi bundandır.

İşten ayrılan çalışanların yöneticilerine veya patronlarına diklenmeleri bunun gözler önüne serilmesidir.

Boşanan eşlerin yıllarca sır olarak sakladıkları mahremiyetlerini ortaya savurmaları da hakikatli bir saygının ve buna bağlı gelişip serpilen bir sevginin aslında hiç olmamış olmasındandır.

SAYGI içermeyen sevgiye öte dur demek gerekir.

Çünkü sahici değildir.

Durumsaldır.

Yörüngedeymiş gibi gösterilen ama yörüngede olmayış halidir.

Düşünün, güneş yörüngede olmayıp yörüngedeymiş gibi davranmış olsaydı yani Sünnetullaha uygun olmayan bir çizgi izleseydi halimiz nice olurdu?

Gezenler, yıldızlar rotalarına uymasalardı neler gelirdi başımıza?

Toprak, topraklığından vazgeçseydi, su, moleküllerini bozsaydı…

Gece bizi yalandan sarmalıyor gibi yapsaydı…

Rüzgar kendisini sadece bir uğultu şekline dönüştürseydi…

Demem o ki; yörünge meselesi çok mühim.

Gelin hayatımızda yörüngesinden nelerin çıkıp bizi zehirlediğini bir kere daha düşünelim.

Ya Selam!