YOKLUKLAR DÜNYASI, ÇOKLUKLAR DÜNYASI ve OBEZLİK

Yokluklar dünyasından geldik. Çokluklar dünyasında yaşıyoruz. Hala yokluğun sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Ama asıl sorun çokluk. Çünkü çokluk bizi obez yaptı. Yeme obeziyiz, ilgi obeziyiz, bilgi obeziyiz, ilişki obeziyiz.

Yoklukla başa çıkmak çok uç noktalarda değilse görece daha kolaydır. Oysa çokluğun çok uç noktalarda olmasa bile etkileri daha sinsi ve daha derin olabiliyor. Bünyemiz, zihnimiz, hatta belli bir yaşın üstündekiler için kişisel deneyimlerimiz yokluklar dünyasında şekillendi. Oysa yaşamımız büyük ölçüde çokluklar dünyasında devam ediyor. Yokluklar dünyasına göre yapılanmış bir zihinle çokluklarla başa çıkabilmek çok zor. Bunun net sonucu da obezlikler.

İlgi obezliğini daha önceki iki yazımda incelemiştim.

Obezliğin kelime tanımı aslında daha çok yeme ile ilgili. Biraz ondan bahsedelim.

Günümüzde açlıktan çok tokluğun öldürücü bir etkisi var. Çok ve ölçüsüz yemek tip 2 diabet hastalığına sebep oluyor. Bunun yanısıra kalpten tutun kansere kadar kötü beslenme alışkanlıkları pek çok hastalıkta risk faktörü.

Arama motorları üzerinden her türlü bilgiye hızlıca erişebilmek gibi alışık olmadığımız bilgi otoyolları, bilgi konusunda obezlik oluşturuyor. Bilginin de yokluğu kadar çokluğu da sorun oluyor bizler için.

İlişkilerde de çokluk sorunu karşımızda yine. Sosyal medya üzerinden binlerce arkadaşlıklar, eş dostla anında mesajlaşma üzerinden abartılan muhabbetler, hiç tanımadığınız insanlara kolayca ulaşabilmeler…

Tüm bunlarla başa çıkabilmek pek de kolay değil. Üstelik çoğu durumda sorunları algılayamıyoruz bile. Çünkü zihinlerimiz hala yokluklarına takılmış durumda bunların.

İlgi obezliğindeki sorunu hatırlayın: İlgimizi çekecek şeyleri artırarak değil, azaltarak çözüme ulaşmamız gerekiyordu.

Yeme obezliğinde sorunun fazla besinle ilgili olduğunu hissediyoruz, ama her ne hikmetse diyetisyenler öğün sayısını azaltmak yerine artırmayı tavsiye ediyorlar. Bu konuyu biraz detaylı incelemek gerekli oysa. Farklı yaklaşımlar var, sonraki yazılarda bahsedeceğim.

Bilgi obezliğinde de bilgi miktarını daha artırmak değil çözüm, aksine azaltmamız ve daha iyi özümsememiz gerekiyor.

İlişki obezliğinden muzdarip bir insanın, bir ilişkiye ve sonra bir ilişkiye daha atlaması, çevrim içi arkadaşlarına birkaç yüz kişi daha eklemesi, akraba ve dostlarla bir whatsapp grubu daha kurması mı çözüm olacak?

Nimet olarak gördüğümüz şeylere erişim alışık olmadığımız kadar kolaylaşınca, onlar nimet olmaktan çıkıp külfetlere dönüşüyorlar. Yüzyılların alışkanlığıyla, bir nimetle ilgili sorun yaşayınca bunu o nimetin azlığına ya da belki bozukluğuna veriyoruz. Değiştirmek ve artırmak, doğal refleksimiz oluyor. Oysa yapmamız gereken azaltmak. Ama bu tavır, binlerce yıllık insanlık alışkanlıklarına çok ters. Değerli olan bir şeyi azaltmak, o nimetten vazgeçmek gibi geliyor bize, zorlanıyoruz bu fikirde.

Oysa azaltmak günümüz dünyasında gerçekten yararlanabilmeye giden yol; belki de tek yol.