Yılbaşı yolcuları...

Her yeniyıl girişinde böyle oluyor. Bu yüzden takip ederim her sene... Bu sene Hürriyet Gazetesi konuyu özel bir başlıkla haber yapmış..

Türkiye’den noel kutlamak için başka diyarlara gidiyorlar... Bu onlar için bir ibadet gibi, lâkin “eğlence” görünümlü bir ayin...

Biri İsviçre’ye biri Yunanistan’a gidiyormuş, Dubai’ye gideni de Berlin’e gideni de var... Sabancıların torunu da sevgilisi ile Londra’ya gidermiş...

Gitsinler..

Cehennemin dibine kadar yolları var...

Gitsinler, gidişleri olsun, dönüşleri olmasın keşke...

* * *

Suriye’de DAESH’ten bahseden kalmadı...

Daesh mi bitti yoksa Suriye mi? Yani Suriye içine düştüğü büyük bunalımdan kurtulmadı da o bakımdan soruyorum...

Hani meşhur bir ağa – köylüsü hikâyesi var...

Kasabaya giderlerken at def’i hacet eder... Ağa köylüsüyle dalga geçmek ister ve ona bir teklifte bulunur. “Bu pisliği ye sana şu kesedeki kırk altını vereyim” der.

Köylü çok düşünmez ve kabul eder, büyük paradır. Ve denileni yapıp altınları kapar...

Lâkin dönüşte içi içini yemekte ve ağaya olan kini kabarmaktadır. Tam bu sırada at bir daha ihtiyacını giderir.

Köylü cesaretini toplayıp ağaya der ki, “ağam sen de bunu ye sana kırk altınını geri vereyim..”

Ağa kızar ama düşünmeye de başlar. Bu kadar çok altın kendisini hayli zorlayacaktır. Üstelik bu ırgat da bu parayla artık yanında durmayacaktır...

Tamam der ve arabadan inip pisliği yer altınlarını köylüden geri alır...

Araba biraz daha gider ve tam köye girecekleri sırada köylü ağaya dönüp şu ibretamiz sözü söyler:

“Ağam kasabaya alışverişe giderken senin 40 altının vardı benimse hiç yoktu. Şimdi yine aynı haldeyiz. O hâlde biz bu haltı niye yedik?”

Bu Daesh işi de öyle değil mi dostlar?

Daesh varken de Suriye bu haldeydi, şimdi de aynı halde....

O hâlde bunca devlet, ABD’si, Rusya’sı, Fransa’sı, İran’ı, hattâ İngiltere’sinin neden bunca haltı yediklerini kim açıklar?

* * *

Parası olanlar yılbaşında Avrupa’lara, Amerika’lara, İsviçre’lere gidiyor dedik ya...

Parası olmayanlar da zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış hesabı onların dedikodusunu yapıyor bizim gibi... Yok asla benim param da olsa bendeniz yurdumu hiçbir yere değişmem.

Kaldı ki noel denilen hadiseye bugün değil çocukluğumdan beri karşıyım. Bedeniz ilkokul 2. Sınıfı Amerika’da okudum ve orada bile verilen hediyeleri almış, çukulatalarını yemiş ama yine de sevmemiştim noellerini.

İnsanın kanında varsa cibilliyet, asla çekmeyecektir nedamet..