Yeni Türkiye’nin Kodları

Dünya uzun zamandan beri yeni dünya düzeninden bahsetmekte. Yeni Dünya düzeninde yer alanlarla, seyirci kalacak olanların şekillendiği bu günler, sırat köprüsünden geçerken ateşe düşen ile köprüyü geceni örneklemekte.

Yeni Dünya düzeni dedikleri kaideler yeni bir şey değil. Olması gereken de değil. Çünkü yeni Dünya düzeninin kurucuları dünyanın en zenginleri. Para bizde ise Dünya bizimdir diyenlerin oluşturmaya çalıştığı kaideler silsilesi.

Paranın kitaplaştığı, paranın anaçlaştığı ve tapılası bir hal aldığı günden bu yana, bu dünyanın başına musallat olan tapınakçıların kurmaya çalıştığı yeni Dünya düzeni.

Bu dünya düzeninde uzun bir zaman öncesine kadar Türkiye’nin yeri vardı. Bundan sonrası için yok. Siyonist İsrail ile Türkiye’nin Ortadoğu’nun uydusu olma hayali, uzun zamandan beri durdurulmuş bir mevzu.

Zaman, şartlar, alt yapılar oluştuğunda tekrar gündeme gelecek olan bir mevzu ama şimdilik değil.

Dünyanın resmini çeken bir fotoğrafçı sizce neler görebilir?

Avrupa’nın madde sever görüntüsünün karşısında Ortadoğu’nun karıştırtıldığı kan revan edildiğini görür.

Dünya Müslümanlarının kopuk, ayrık birbirlerine karşı kin beslediğini görür.

Dini İslam’ı mezhepler üzerinden bölenlerin hedefine ulaştığını görür.

Her sıkıştığında bu saçmalıkların faturasını Avrupa’ya, Hristiyanlara kestiğini görür.

İnançlar üzerinden kavga edenlerin inançlarla ilgili bir duyarlılığının olmadığını, inançların etiketten ibaret olduğunu görür.

Ezberletilmiş ifadelerin, kaidelerin kimler tarafından oluşturulduğunu araştırmayan, okumayan, algı operasyonlarının sadece kuklası olan büyük bir yeşil alan görür.

Bu yüzden yeni Dünya düzenini yön vereni mi, yönlendireni mi? Sorulması gereken soru işte bu.

Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren DAEŞ her nedense bir türlü İsrail’e saldırmıyor..

Gece gündüz İsrail’e, Amerika’ya küfür eden İran’a sözde birkaç yaptırım uygulanıyor… Unutmamak gerekir ki, kapında beslediğin tabi ki seni ısırmayacaktır.

Yeni Dünya düzeni Türkiye için ciddi planları beraberinde getiriyor. Ya onlar gibi olacaksınız-

Ya da bu zamana kadar olmuş olan ülkelere dönüştürüleceksiniz…

Mesela Mısır, Suriye, Irak, Filistin, Yemen, Ürdün gibi ülkeler yeni Dünya düzeninde yerlerini aldılar. Onlar bundan sonraki ilk yüz yıl için kan ve zulüm altında yaşayacaklar… İstenilen bu.

Dünyayı yönetenler, dünyanın zengini olan ailelerden bir tanesi geçen hafta öldü. Bu adam kaç kere kalbini, kaç kere böbreklerini değiştirdi biliyor musunuz? Suriye’de kalpleri, böbrekleri koparılıp çöplere atılan çocukları biliyor musunuz? Bu iki durumu biliyorsanız, aralarında ki bağlantıyı da pekala bulabilirsiniz…

Ruhunu şeytana satanlar öldüler, ölecekler. Önemli olan ölmeleri değil. Önemli olan onlar ölürken Müslümanların artık dirilmeleri, artık uyanmaları. Artık kendi dünya düzenlerine yön vermeleri.

Erbakan hocamız kendi fabrikalarımızda üretilen malların yerli olmasını, kendi tarım arazilerimizde yetiştirilen ürünlerin bizim ürünlerimizin olmasını, tankımızın, topumuzun tüfeğimizin bize ait olmasını isteyen Dünya lideriydi.

Bugün İsrail’in tohumları tarlalarda değil buzdolaplarımızda büyüyor. GDO dedikleri oynanmış tohumlar ile kısırlaştırılmış tohumlarla belki de bu dünya kısırlaştırılmak isteniyor…

Yeni Dünya düzeninde kendi kuracağın bir düzende buluşmak ümidiyle…