YEMOKRASİ

Bu da nereden çıktı demeyin. Elbette ki demokrasiden...

Nedir demokrasi? Etimolojik olarak “halk iktidarı”, “halkın, halk tarafından, halk için yönetilmesidir”. Günümüz dünyasında uygulandığı şekliyle demokrasi, serbest seçim ve açık oyla teşekkül ettirilen halk iradesinin geçici bir süreliğine parlamenterlere devridir. Yürütme ve denetleme gücünü elinde bulunduran parlamenter sistem üzerine kurulmuş bir yönetim biçimidir.

Demokrasi, insan aklının ve iradesinin bin yıllardır oluşturduğu bir kavramdır. Başlangıcı antik döneme kadar uzanır. Orta Çağ’da gerileyen 18 ve 19. Yüzyıllarda “Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi” ve “Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi” ile hızlıca yükselen bir değerler manzumesidir. Diktatörlerin saltanatına, diktatörlüklerin insan hürriyetine, haysiyet ve şerefine son veren uygulamalarına “son veren” sistemdir.

Şimdi bana ya Cumhuriyet diyenleriniz olacak… Cumhuriyet kısaca bir rejimdir; demokrasi ise cumhuriyetin uygulanış şeklidir. Demokratik cumhuriyetle yanı sıra dine ve dini kurallara dayalı cumhuriyet, oligarşik cumhuriyet, sosyalist cumhuriyet biçimleri vardır.

Demokratik cumhuriyet, parlamentonun ve ülke başkanının belli aralıklarla halkın seçmesi temeline dayanır. Bir cumhuriyetin tam demokratik cumhuriyet olabilmesi için ülke halkının özgür iradesi ile yapılan seçim ve seçim sonucu oluşturulan parlamentoya süreli yetki devri esastır.

Demokrasi, güçler ayrılığı ilkesine dayanır. Yasama, yürütme ve yargı kurumlarının, devletin farklı organlarında bulundurulması iktidarın tek elde toplanmasını engeller. Bu üç kurum birbirlerini denetleyebilmesini esastır.

Siyasi partiler yalnızca temsil görev ve işlevini yerine getiren araçlardır.

Türkiye’de demokrasi Tazimatla birlikte başlamış; Kurtuluş Savaşını müteakip Teşkilat-ı Esasiye kanunları ile birlikte milli egemenlik kavramı kanunda yer almıştır. 1946 yılında çok partili hayata geçiş, 1950 yılında halk iradesinin sandıkta tecellisi ile demokrasimiz olgunlaşmıştır. Araya giren 1960 ihtilalı sonrasında yapılan 1961 anayasası, 1980 Askeri darbesi akabinde 1982 Anayasası… Her iki darbede de kısa süreliğine olsa da demokrasimiz sekteye uğratılmıştır. Bu girizgâhtan sonra ülkemizde demokrasi adına uygulanan şu andaki sisteme bakalım:

Ülke, anayasaya uygun yönetilmesi gerekirken ülkeyi temsil görevli siyasi parti, kendi görüş ve düşüncesine göre yönetmektedir.

Tarafsız olması gereken cumhurbaşkanı bir siyasi partinin genel başkanıdır.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi rafa kaldırılmıştır.

Devlet, iktidar olan siyasi partinin emrine verilmiştir.

Vatandaşın hukuka güveni % 14’e düşmüştür.

Halka seçtiğimi seçmeye mecbursun dayatması vardır.

Vatandaşın kıymeti iktidar partisine yakınlığı ile ölçülür hale getirilmiştir. Benden olanlar, bana oy verenler vatan kurtaran aslan diğerleri ülke bekasını için tehlikedir.

İktidarsan devletin bütün imkânlarını ve gücünü seçim için kullanabilme hakkın vardır.

Milletvekili isen yaşadın demektir. İsterseniz yalnızca bu konuyu biraz açalım:

Mesela Belçika: Kişi başı milli geliri: 47.000 $. Milletvekili maaşı: 5.064 $. Yan ödeme: 1.423 $. Emeklilik: Yok. Maaşın milli gelire oranı: % 10.6

Mesela Fransa: Kişi başı milli geliri: 46.000 $.Milletvekili maaşı: 4.648 $.Yan ödeme: Yok. Emeklilik: 55 yaş sonrası. Maaşın milli gelire oranı: % 10.

Mesela Litvanya: Kişi başı milli geliri: 15.000 $. Milletvekili maaşı: 820 $. Yan ödeme: Yok. Emeklilik: Yok. Maaşın milli gelire oranı: % 5.4

Gelelim Türkiye’ye: Kişi başı milli geliri: 10.000 $. Milletvekili aylık maaşı: 8.000 $. Yan ödeme: Harcırahlı. Emeklilik: Yaş sınırı yok. Çifte emekli geliri var. Maaşın milli gelire oranı: % 80 Sosyal haklar: 2 yılda emeklilik hakkı… Emekli olunca ömür boyu ayda 8.100 TL emekli maaşı(2016 yılı verilerine göre) Hani bu konuda iktidarla muhalefet fark etmiyor. Ancak günün muktedirleri lükse ve israfa düşkünlüklerinin yanı sıra fazlasını istiyorlar. 16 yılda 168 defa değiştirilen devlet ihale kanununu da buna bir pencere. Kısacası neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor.

İnanın ülkemizde “demokrasi” adı verilen bu yönetim biçimi hakkında çok araştırma yaptım ve çok düşündüm. Batı toplumlarında uygulanan demokrasi ile bizde uygulanan demokrasi(!)’yi mukayese ettim. Demokrasi yolu ile iktidarı ele geçiren muktedirler Batılı görevdeşleri ile kıyasladım. İşin içinden çıkamadım.

“Batılı toplumlarda uygulanan demokrasi ise bizdeki ne?”, dedim. Sonunda ülkemizde demokrasi adı altında uygulanan sisteme bir ad buldum. Evet, evet, Türkiye’nin yönetim biçimi demokrasi falan değil: düpedüz: “YEMOKRASİ”

Hadi Önal/18 Mart 2019/İZMİR