Nedir yemin? Bir işi yapıp yapmama konusunda ortaya konulan irade beyanı, verilen söz, içilen ant bir bakıma kişinin söylediği sözün namusu.

Nedir yemin? Bir işi yapıp yapmama konusunda ortaya konulan irade beyanı, verilen söz, içilen ant bir bakıma kişinin söylediği sözün namusu.

İşte bu kutsal değer, törpülenen, etkisizleştirile n, itibarsızlaştırı lan diğer değerler gibi son zamanlarda maalesef ülkemde hızla güvenirliliğini ve geçerliliği kaybedenler kervanına katıldı. Hani bir söz vardır; “balık baştan kokar”,diye. Koktu bile. Tepeden başlayıp ayaklara sirayet eden; verdiği sözü, ettiği yemini ayaklar altına alanların çokluğu bu ülkede yaşayan ülkesini seven her insan gibi beni de kara kara düşündürmeye korkutmaya başladı.

Biliyorsunuz ülkemizde mevcut anayasa; devleti yönetmeye talip olan seçilmişlere, asli devlet memurluğuna atananlara yemin verdirerek görevine başlatır.

Anayasa; seçilmişlere devlet belirli bir süre için teslim ederken onlardan birtakım güvencelere evet demelerini ve verdikleri sözlere sadık kalmalarını ister. Nedir Bunlar;

* Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini korumak

* Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalmak

* Toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmamak…

Evet, Milletimiz tarafından genel oyla milleti temsil etmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilmiş, yasama dokunulmazlığı bulunan kimse yukarıda belirtilen kurallara uymak şartı ile Büyük Türk milleti önünde namus ve şerefine yemin ettirilerek görevine başlatılır. Yemin önemlidir.

Sonra ne olur?

Sonrası için ben bir şey söylemiyorum. İsterseniz sizin adınıza sizi yönetenlerin yemin metnini bir kez daha okuyun sonra da bir masa çekip oturun; şapkanızı değil, vicdanınızı alıp masanın üstüne koyun ve düşünün…

Devletin ve milletin başı olan, bütün Türk milletini kucaklaması gereken cumhurbaşkanının yemini farklıdır elbette. Partiler üstünde kalması gereken Cumhurbaşkanı yemin metninde yukarıda sıralanan maddelere ilaveten;

*Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek, üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getirmenin yanı sıra Anayasa’nın uygulanması, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetme görevi de verir.

Millet, seçtiği kişiye devleti temsil görevini verirken ondan ettiği yemine sadık kalmasını ister.

Şimdi adeta yangın yerine dönen ülkemizde seçilmişlere bakıyoruz, onların millet adına karar vermek için toplandıkları TBMM’sine bakıyoruz, partiler üstü kalması gereken ve bütün milleti tarafsız bir biçimde kucaklaması gereken Devletin ve milletin başına bakıyoruz. Ve şehit kanları ile yoğrulu bu ülkenin bir insanı olarak çığlığı basmaktan öteye yapabilecek bir başka eylemin kalmadığını görüyoruz.

Vatandaş olarak çığlık çığlığa; lütfen, lütfen diyoruz.

Bu millet sizi; küfredesiniz, kavga edesiniz, kendi çıkarlarınız için takla atasınız, beyt-ül mala el uzatasınız; hırsızlık, arsızlık, soygun ve vurgunda sınır tanımayasınız; haksızlıkta biri birinizle yarışanız, kanun tanımazlıkta başa güreşesiniz, ayrımcılık yapasınız, bölücülük yapasınız, Servi hortlatmak için çaba gösteresiniz, insanını köle ülkesini yangın yerine çeviresiniz diye oy vermedi.

Lütfen, kendinize gelin ve ettiğiniz yemini bir kez daha okuyun!

Ettiğiniz yemine; büyük Türk milleti önünde namus ve şerefiniz üzerine içtiğiniz anda sadık kalın!

Ülkemizin, milletimizin selametini, huzur ve refahını düşünün!

Bakın, biz Türk milleti olarak “on altı büyük devlet kurmakla övünen bir milletiz. Ancak, unutulmasın ki on beş ülkeyi de yıkmışız. Çoğunu da kendimiz yıkmışız. Bir on yedici ülke de kurulur. Ama başta size sonra da bu millete yazık olur. Bırakın sanal arayışları; bırakın öfkeyi, kini, enaniyeti de adam gibi yönetin bu ülkeyi.