Ya bireylerin sorumluluğu?

Geçtiğimiz cuma gününün, yani İstanbul’un kara teslim olduğu günün gecesi CNN Türk’ün gece haberlerini izliyorum.

İlk haber doğal olarak yoğun kar…

Haber spikeri bir yandan yoğun karın İstanbul trafiğini nasıl etkilediğini anlatırken, diğer yandan telefonla evine gitmeye çalışan spiker arkadaşına bağlanıp yol durumunu soruyor…

“Trafik çok yoğun, 6 saattir yoldayız ancak 600 metre gidebildik” diye yanıtlıyor arkadaşı.

“İnsanlar yolda mahsur, yiyecek yardımı da yok” diyerek eleştirisini dile getirirken, bir yandan da şu sözlerle özeleştiri yapıyor:

“Bünyamin, yoğun kar yağışı konusunda günlerce uyarmış, yolda yanınızda yiyecek de bulundurun demişti, ama ben de yanıma yiyecek almayı ihmal ettim…”

Devlet görevini yapmıyor mu? Eleştirelim…

Yerel idarelerin ihmali mi var? Eleştirelim, eksik olan, aksayan hizmetler konusunda bir birey olarak sorumluluk alarak gerekli uyarılarda bulunalım.

Ama ya bizim sorumluluğumuz?...

Yoğun kar yağışının ardından sosyal medyada İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik o kadar fazla eleştiri vardı ki, okurken bir yandan da düşünmeden edemedim; tamam eleştirelim de acaba biz görevimizi ne kadar yapıyoruz?...

Biliyorsunuz sürücülerin çoğunluğu kış mevsiminde zincir, ya da kar lastiği takmadığı için sürekli kaza olunca, devlet kış lastiğini zorunlu hale getirdi.

Hatta herkes taksın diye daha da ileri giderek takmayanlar için 612 TL gibi yüksek bir ceza da getirdi.

Ancak buna rağmen, yollarda kar lastiği takmayan araçlar gırla geziyor!..

Televizyonlar, gazeteler, haber siteleri yoğun kar geliyor diye bas bas bağırıyor ama dinleyen kim?!...

Adam ya da kadın, kar lastiği takmıyor, aracı kayıyor ya da başka bir araca çarparak yolu tıkıyor, trafik arapsaçına dönüyor, yolda mahsur kalanlar başlıyor, “nerde bu devlet” diye haykırmaya!..

Hatta ben devlete sövüp sayanların büyük kısmının kar lastiği takmadan yola çıkanlar olduğunu düşünüyorum…

Vatandaş olarak sorumluluk almayacağız, yasaları çiğneyip hem kendi hem de başkalarının hayatını tehlikeye atacağız!...

Sonra da kendi sorumsuzluğumuzun sorumluluğunu başkalarına yükleyerek başlayacağız, “nerde bu devlet” diye haykırmaya!...

Yok öyle bedavacılık!... Önce birey olarak kendi sorumluluğumuzu üstleneceğiz ki, başkalarını sorumluluğa davet edecek hakkımız olsun!