Siyasetin başında olanlar, sermayenin başında olanlar, bürokrasinin başında olanlar, geniş ve büyük topraklara sahip olanlar; kanaat önderleri, imamlar, alimler, ilahiyatçılar, şeyhler ...

Siyasetin başında olanlar, sermayenin başında olanlar, bürokrasinin başında olanlar, geniş ve büyük topraklara sahip olanlar; kanaat önderleri, imamlar, alimler, ilahiyatçılar, şeyhler, mollalar ve melelerin çok büyük çoğunluğu her iki omuzlarında çok büyük ve çok ağır veballer taşıyorlar.

Altını önemle ve özenle çiziyorum ki bahsini yaptığım zümrenin kahirekseriyeti, bu mahsun ve mazlum milletin kendilerinden çok şey çektiği baş belası oligark zümrenin de bizatihi kendisi olan zümredir.

Tek tek ya da total olarak masaya yatıracak olursak şayet kimileri umut hırsızı, kimileri gelecek hırsızı. Kimileri Allah ve din hırsızı, kimileri haysiyet, özgürlük, kimlik, kişilik ve onur hırsızı ve katilidirler.

Sevgimizi çaldılar bizden ve bizi tahammülsüz,sabırsız ve saygısız yığınlar haline dönüştürdüler. Envai tür hile ve desise yöntemleri kullanarak düz, temiz ve hile nedir bilmeyen masumluk ve mahsunluğumuzu katlettiler ve kirlettiler.

Kimi zaman ilahiyatçı, kimi zaman imam, kimi zaman molla ve melelerini çıkardılar önümüze. Kanaat önderleri, toprak ağaları, etraf ve eşraf sahiplerini de siyasi birer argüman haline getirerek hepten sarıp kuşattılar bizi.

Nefes dahi aldırmadılar bize. Hürriyetimizi, hüviyetimizi, irademizi, aklımızı, tefekkür ve tezekküre dair tüm yeti ve özelliklerimize ipotek koydular. Onların izin verdiği kadar düşünüyor ve onların izin verdiği konular üzerine sığ düşünceler dile getirir olduk.

Sidretül münteha dahi (!) bunların tekelleri altındaydı ve dolayısıyla hareket kabiliyetimiz ve alanımızıda yine aynı oligark zümre tayin etti.

Dur durak ve doymak bilmez bu muhteris zümre, koca bir ülkenin yer üstü ve yeraltı tüm değerlerinin üzerine abanmış vampirleridirler.

Allah ile aldattılar !

Allah ile kandırdılar !

Önce çaldılar, sonra çaldılar ve hala çalıyorlar...

Sistematik bir şekilde büyüyen bu çalma girişimi, yanına bilimi ! Ve bilim adamlarını ! Da alarak çalınmaya, aldatılmaya ve en aşağılık şekilde kullanılmaya müsait gönüllü köleler yaratılır.

Vahşet ve kan dolu çarkı dizayn ederken ne bir dirhem utandı ve ne de bir tutam haya etmediler. Kendilerini ve dolayısyla vicdanlarını envai tür uyuşturucular ile bypas ederken, toplumun önüne ise yapay dini aynı emel için piyasaya sürdüler.

Bilinci, şuuru ve direnci bypas edilmiş toplumu, artık istedikleri gibi kullanmaktan yana önemli bir sütre kalmamıştı. Zira din, iman, ahlak ve insanlıktan yana nasipsiz bu zümre, fireni patlak yokuş aşağı giden kamyona rahmet okutuyordu...

Geldiğimiz bu kaos ve buhranın eşiğinde umudunu, inancını, imanını ve kimliğini yitirmiş toplum, artık iyi olmak gibi bir erdemide terk etmiştir

Ne iyi olmak gibi bir çabası ve nede iyi olmak gibi bir arayışı yoktur.

VE İNSAN İYİLİĞİ TERK ETTİ