Tarikat ve taciz senaryolu bir film daha gösterime girdi. Ne kadar hasılat yapacağını bilmiyorum; ancak, yine bir sürü zırcahil İslam düşmanı “tarikat ve cemaatleri karalama” teranelerine başladılar.

Tarikat ve taciz senaryolu bir film daha gösterime girdi.

Ne kadar hasılat yapacağını bilmiyorum; ancak, yine bir sürü zırcahil İslam düşmanı 'tarikat ve cemaatleri karalama' teranelerine başladılar.

Biliyorsunuz 'Ali Kalkancı-Emire', 'Müslüm Gündüz-Fadime' filmleri tüm televizyonlarda reyting rekorları kırmıştı.

O filmler iyi iş yaptı. Akabinde '28 Şubat Aşağılık Darbesi' yapıldı.

O zamanda tarikat ve cemaatlere ağıza alınmadık küfürler edilerek toplum nezdinde itibarsızlaşmaya çalışılmıştı.

Arkasından '15 Temmuz Hain Darbe' girişimi.

Türkiye'de faaliyetini sürdüren İslami Cemaatler başından beri Fethullah Gülen hareketine iman ve itikadı yönden karşı olmaları ve tavır koymalarına rağmen darbe girişimi sonrası yine tarikat ve cemaatlere saldırıldı.

Şuna açık ve net yüzde yüz inanıyorum; yaşanan bu süreçlerin tamamının arka planında Ehli Sünnet Tarikat Ve Cemaatleri halk nezdinde itibarsızlaştırma var.

Nasıl 'Ali Kalkancı', 'Müslüm Gündüz' emperyalist güçlerin bir projesi ise UŞŞAKİ ve lideri Fatih Nurullah'ta bir projedir.

Yine projenin ana ekseninde cinsellik ve taciz var. Çünkü, böyle çirkin fiiller olacak ki, toplumda infial oluşturacak kadar karşılık bulsun.

Medyada yazar ve yorumcu olarak boy gösteren emperyalist güdümlü solcu, liberal ve her yerde konumlanma davranışı gösterebilen ne olduğu belirsiz kişiler mal bulmuş mağribi gibi tarikat ve cemaat saldırılarına salyalarını akıtarak başladılar.

Yetmedi, bir de ortalıkta ilahiyatçı kimliğiyle dolanan hoca tiplemeli züppeler var ki, bunlara söyleyecek söz bulamıyorum!

Bunların da kesinlikle emperyalist projenin bir parçası olduğunu düşünüyorum; doğrusu düşünmüyor, inanıyorum.

Yanlış anlaşılmasın bu sözde tarikat şeyhi utanmazı aklamaya çalışmıyor, böyle bir şeyin düşüncesini bile kendime hakaret sayarım. Böyle bir şey olmamışta demiyor, bu sahtekarın tuzağa düşürülebileceği ihtimalini de yok saymıyorum.

Yine söylüyorum, bu olayda nasıl 'Müslüm Gündüz-Fadime' olayı gibi senaryo ise bununda öyle olabileceğini yabana atmıyorum.

Utanmaz, hem şeyhim diyeceksin hem de 12 yaşındaki kız çocuğunu taciz edeceksin!

Bu ve bunun gibi sahtekarların İslam'ın hilafına davranışlarının cezasını Allah(cc)'ın vereceğine inanıyorum.

Elbette ki, mağfireti geniş Yüce Rabb'im kullarının günahlarını affeder, buna inancımız tam!

Ancak, bunların tüm dindarlara, tarikat ve cemaatlere sövülmelerine sebebiyet verdikleri için bu durumun diğer günahlardan çok farklı olduğunu düşünüyorum.

Yine her şeyin en iyisini Allah(cc) bilir, biz O'nun ne yapıp yapmayacağına karışamayız.

Bu ahlaksız adamın yaptığı ahlaksızlığı kullanarak ahlaklı insanları itibarsızlaşmaya çalışan ahlaksızları şiddetle kınıyorum.

Bu ahlaksızlığı Ensar üzerinden sürekli yapmaktalar. İnsanda birazcık vicdan olur. Bir kişinin yaptığı ahlaksızlık üzerinden tüm topluluk nasıl kötülenebilir?

-İmanı olmayanın vicdanı bir yere kadar oluyor demek ki!

Allah(cc)'tan korkmayan insandan her türlü vicdansızlık beklenebilir.

Allah(cc) herkese akıl feraset en önemlisi hidayet versin!

Sormadınız ama ben sorayım.

-Hiç hak etmedikleri halde bu kadar karalama ve aşağılamaya maruz kalan tarikat ve cemaatler bu saldırılar karşısında ne yapıyor?

Her zaman ki gibi birkaç hocanın dışında 'İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR' atasözümüz mucibince işlerine bakıyor.

-Doğru mu?

Doğru olmakla birlikte ben daha fazlası yapılmalı diyorum.

Çünkü, bu karalama propagandalarının etkisinde kalabilecek ahmak Müslümanların olduğunu da hesaba katarak bunların etkilerinin en aza indirilmesinin gerekliliğine de inanıyorum.

-Neler yapılabilir?

Mesela, Uşşaki ve buna benzer yapılar ile ilgili araştırmalar yaptırılarak bunların arkasında kimlerin, amaçlarının ne, İslamla alakalarının hangi ölçülerde olduğu ortaya konularak kamuoyuyla paylaşılabilir.

Tarikat ve cemaatlere yönelik yapılan hakaretleri yapanlarla yasal mücadele yapılabilir.

Yasal çerçeve içerisinde yapılabilecek çok şey olup yapılmalıdır da.

Bu mücadeleyi verebilmek için yapılması gereken en önemli yollarından biri olan birlikte mücadele edebilme iradesinin kurumsal bir yapıya kavuşturulmasıdır.

Zor ama en önemlisi de bu olsa gerek!