Malum, bizde us fakirleri var. Bunların tezleri Hükümetin Milleti gerdigi, içerde ve dışarıda herkesle kavga ettiği, dış politikada başarısız olduğu ve yalnız kaldığı (emperyalist uşakları ve ajanları sisi, bae, suud'un bile Türkiye'yi yalnız bıraktığı), Türkiye'nin ikinci İstiklal mücadelesi verdiği hususunun yalan olduğu, BOP'çu ve emperyalizme hizmettiği yönünde olup, ipe sapa gelmez fikirlerde zirve yapıyorlar.

Malum, bizde us fakirleri var. Bunların tezleri Hükümetin Milleti gerdigi, içerde ve dışarıda herkesle kavga ettiği, dış politikada başarısız olduğu ve yalnız kaldığı (emperyalist uşakları ve ajanları sisi, bae, suud'un bile Türkiye'yi yalnız bıraktığı), Türkiye'nin ikinci İstiklal mücadelesi verdiği hususunun yalan olduğu, BOP'çu ve emperyalizme hizmettiği yönünde olup, ipe sapa gelmez fikirlerde zirve yapıyorlar.

Sisi, Suud, bae.. bopçu ve emperyalist uşağı değil de Türkiye ve Hükümet mi bopçu?

Hükümete ve Milletin seçtiği Cumhurbaşkanına günlerce, aylarca, yıllarca KATİL, HIRSIZ, DİKTATÖR, ONURSUZ, HERGELE diyenler değil de İktidar mı ortamı geriyor?

Ülkede her on yılda bir ekonomik kriz çıkartarak hazinenin ve bankaların içini boşaltanlar, on yılda bir darbe yaparak her defasında ülkeyi 50 yıl geriye götürenler kepaze ve pespaye değil de; enerji, altyapı, ulaşım, sağlık ve sosyal güvenlik ve savunma sanayinde stratejik atılımlar yapan, İHA, SİHA, TİHA, MPT-76, helikopter, savaş gemisi, denizaltılar... inşa eden İktidar mı kepaze?

Türkiye doğuda, Irak'ta, Suriye'de, Doğu Akdeniz'de, Ege'de, Mavi vatanda, Libya'da Karabağ'da İstiklal savaşı vermiyor da tiyatro mu çeviriyor?

Karabağ da, Irak'ta, Suriye'de, Akdeniz'de, Mısır'da, Libya'da, Cezayirde, Afrika'da olan Emperyalist yamyamlar sorgulanmıyor da Türkiye'nin Ortadoğu ve Afrika, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Asya... daki barış, demokrasi, medeniyet, adalet ve birlikte kalkınma için varlığı mı sorgulanıyor?

Türkiye kimseyle kavga etmiyor, Milli menfaatlerini koruyor.

Soykırımcılar, emperyalistler, kan emici küresel yamyamlar, ve onların bölgesel maşa ve uşakları (Rum, Ermeni, Yahudi-İsrail, Yunan, sisi, bae, suud, PKK/PYD/YPG/SDG, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ...) Türkiye ile kavga ediyor.

Emperyalistlerin ve BOP'çuların Türkiye'den talepleri nedir?

PKK/PYD/YPG/SDG, FETÖ vb. terör örgütleri ile mücadele etmemek, kardeş Azerbaycan'ın Ermeni işgali altındaki topraklarını işgalden kurtarma mücadelesine destek olmamak, Irak'a ve Suriye'ye girmemek, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de kurulacak İsrail'e kardeş terör devletçiğine rıza göstermek, Doğu Akdeniz ve Ege'deki kıta sahanlığı haklarından vazgeçmek ve emperyalist haritaları kabul etmek (Sevilla haritası), Rum-Yunan'ın arsız isteklerine boyun eğmek; Ortadoğu, Afrika ve Libya'da olmamak; Orta Asya, Kafkasya ve Balkanlarla ilgilenmemek; Küresel uluslararası sistem soykırımcı, adaletsiz, antidemokratiktir, dünya beşten büyüktür, İsrail teröristtir dememek, emirlerini harfiyen yerine getirmek, egemen güçlerin ve emperyalistlerin çıkarlarına göre politika yürütmek, IMF'ten borç almak, Milli menfaatlere göre tam bağımsız politika izlememek…

Peki Türkiye emperyalist ve BOP'çuların isteklerini yerine getiriyor mu? Hayır. Onların isteklerinin tam tersi politika izliyor. Emperyalist ve BOP'çuları kudurtuyor. Çözüm sürecinin bittiği tarih olan 24 Temmuz 2015'ten itibaren içerde, Irak'ta, Suriye'de 20 bin teröristi İHA, SİHA, TİHA ve yerli-Milli silah sistemleriyle, alınlarının çatından görüldükleri yerde öldürüyor. Tüm terör örgütleriyle amansız mücadele veriyor.

Peki bu durumda emperyalizme hizmet eden ve BOP'çu olan, onların dediğinin tam tersini yapan ve onlarla dişe diş kana kan mücadele eden Türkiye mi, yoksa onların (Emperyalist ve BOP'çu) emirlerine harfiyen riayet eden Rum, Ermeni, Yahudi-İsrail, Yunan, sisi, bae, suud mu?

Peki bu bağlamda emperyalizm ve BOP'çularla ölümüne mücadele eden Türkiye'yi emperyalizme hizmet etmek ve BOP'çu olmakla suçlamak, emperyalizme hizmet etmek ve BOP'çu olmak anlamına gelmiyor mu?

Bu arada Hz. Ali'nin bir sözünü de hatırlatmak isterim: "Hakkını aramayan insan, hakkıyla birlikte şerefini de kaybeder." Bu söz uluslararası ilişkilerde, diplomaside ve savaş meydanında devletler için de aynen geçerlidir.

Eli silahlı, gasp ve öldürmeye gelen, namusuna göz dikmiş, barış niyeti olmayan, sömürmeye gelen düşmana gül atılması ve barış eli uzatılması yönündeki yaklaşım kadar dünyada akla, mantığa, bilime, insanlığa, vicdana, onura, namusa, vatanseverliğe, diplomasiye ve hatta savaş hukukuna bile aykırı, us fakiri olan bir fikir ve politika olamaz. Olsa da bizim us fakirlerinde olur!

Pes, çok yazık....!!!!

Saygı ve selamlarımla…