ÜLKÜCÜLERDE FİKRİ DEĞİŞİM

Ülkücülük,

Türk siyasi tarihinin önemli bir vakasıdır.

Bu düşünce, Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından,

Ortaya atılmıştır.

Temelini Türk milliyetçiliği,

ve İslam imanı teşkil eder.

***

Türkeş’in öğrettiği ülkücülük,

Yani yüksek idealizm,

Turan ülküsü olan Türk birliği,

Dünya hakimiyeti olan Kızıl Elma,

Allah’ın adını her yere götürmek olan,

İlayı kelimetullah ülküsüdür.

Bunun içinde Nizamı alem olan,

Yüce Rabbimizin adaletini her yere taşımak da vardır.

***

Başbuğum şöyle derdi;

Yıldızları hedefle ki,

Ağaçtaki kuşu vurabilesin.

Bu hedefe varabilmek için,

Lider, Teşkilat ve doktrin tartışmasızlığı esastır.

Dünyada başarılı liderler,

Teşkilat ve doktrinler tartışılmadan başarılı olmuşlardır.

Yüce Peygamberimiz(sav),

Kraliçe Viktoria, Bismark, Tuğrul bey, Timur han,

Osman gazi, ve daha niceleri sayılabilir.

***

İşte Başbuğ, bu minval üzere,

Milliyetçi hareket parti teşkilatı,

9 Işık doktrini ile yola koyuldu.

Ancak önüne yerli ve yabancı büyük güçler

Büyük engeller koydular.

Bütün bu zorluklara rağmen O,

Türk milletine büyük kadrolar hediye etti.

İdamla yargıladılar, hapse attılar,

İşkence ettiler,

Her yola çıkışında önünü kestiler,

Böldüler parçaladılar,

İktidarı vermediler.

Sonunda Hiton’da zehirleyip şehit ettiler.

***

Ülkücüler, vatanını, milletini, devletini sevenlerdir.

Siyasi bir güç, bir potansiyel olarak,

Türkiye’nin bel kemiğidir.

Ancak, önce 12 Eylülde,

Sonra da Başbuğun vefatından sonra,

Ülkücüler parçalandı.

Bir kısmı, devlet sevgisinden,

Atatürk, demokrasi ve cumhuriyet,

İstismarı ile CHP ye yamanmak isteniyor.

Bu o kadar önemli ki,

Türk milletine en büyük zarar veren

CHP ve zihniyetine teslim olmaktır.

Türk devletinin gerçekten bekasını ilgilendiren bir konudur.

Hiçbir Ülkücü CHP li olamaz.

Yoksa, Devletine, Milletine zarar verir.