Bugün Irak'ta yaşananlarda sesi çıkmayan ama her olayda mutlaka olan İngiltere,

Bugün Irak'ta yaşananlarda sesi çıkmayan ama her olayda mutlaka olan İngiltere, Türkiye'yi Irak'ta istemiyor. İngiltere kolluk kuvveti gibi hareket eden ABD de Irak’ta son zamanlarda bilinçli bir operasyon yaptırtıyor. İngiltere Musul konusunda 1926 Ankara Anlaşmasından dolayı sessiz kalıyor. Halbuki Türkiye'nin bu anlaşmada ki Garantörlük hakkını bal gibi biliyor. Zamanında Kıbrıs’taki Türkiye’nin Garantörlük hakkı nasıl İngiltere’nin işine gelmiyorsa bugün de Musul’da Türkiye’nin Garantörlük hakkı işine gelmiyor. Özellikle Mondros Ateşkes anlaşmasının 7. Maddesine göre bir oldu bitti ile Musul’u işgal eden İngiltere, burada Lozan’dan beri Türkiye’ye karşı mücadele ederek Türkiye’nin elinden almak için her yolu denemiş ve denemeye devam etmektedir. Musul ve Kerkük’teki Türk varlığı orada Türkmen kardeşlerimize bilinçli bir şekilde uygulanan soykırım ve diğer yaptırımlarla yok sayılmaya çalışılıyor. Türkiye artık Uluslararası arena da söz dinleyen değil söz söyleyen bir ülke olunca, başta İngiltere ve Küresel kaoscular deyim yerindeyse tutuştu. Türkiye Irak’ta Musul ve Kerkük’te yaşayan Türkmenlerin her daim hamisi ve destekçisi olmaya devam etmelidir. Oradaki Türkmen varlığı Türkiye’nin geçmişten gelen derin kökleri ve gücüdür. "Küreselciler ne kadar yukarıdaysa, Türkiye o kadar derindedir.. Türkiye’nin bölgedeki derin köklerinin uyanma vakti gelmiştir.’’ Unutmayalım ki İmparatorluklar kuran bir Milletin, güçlü bir Devlete sahip olması batılı büyük Devletlerce istenmemekte ve endişe edilmektedir.

İngiliz oyununu anlamak için Tarihin tozlu sayfalarına bakmak lazımdır. İngiliz derin devletinin Ülkelerin içinde yuvalandıkları kaos hücreleri iyi analiz edilmelidir. Bunlar deşifre edilmelidir. İngiliz Derin Devleti'nin ağına düşenler ve hizmet edenler iyi deşifre edilmelidir. Üst Aklın piyonları önemli!!! Ayrıca Küreselcilerin beyin takımının üssü olan İngiltere'nin Türkiye'deki yeni hamlelerine dikkat etmeliyiz. İngiltere'nin içindeki derin mekanizma Ortadoğu'da, Yeni dizayn peşinde... Türkiye bu noktada kilit konumda!

Güçler dengesinde iyiden iyiye kilit konuma gelen Türkiye, asla ama asla Milli çıkarlarından vazgeçmemelidir. Özellikle Kasım ayı ABD Başkanlık seçimlerinden sonra, bölge çok ama çok hareketlenecek. Türkiye’nin de artık bölgedeki derin köklerini uyandırma vakti gelmiştir. Dengelerin değiştiği bu geçiş döneminde güçler dengesinin en ortasında yer alan Türkiye kendi çıkarlarını en iyi şekilde korumalı ve arttırmalıdır.

Artık her ne olursa olsun ayakları yere sağlam basan ve kararlı olan bir Türkiye var. Türkiye bölgesel güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor ve bunu sürdürmesi devam ettirmesi lazımdır. Ayrıca her ne olursa olsun unutmamak gerekir ki, Ortadoğu’da yaşanan vekaletler savaşında en önemli husus Ülkelerin İstihbaratıdır. Türkiye İstihbaratını daha da güçlü bir şekilde yapılandırmalıdır. Bu bölgede İstihbaratı güçlü olan devlet her zaman kazanır. Aktif saha elemanlarına çok ihtiyaç vardır. Bu noktada bize dil bilen kariyer yapan adamlardan çok, Ülkesi milleti ve devleti için canını ortaya koyacak ve asla ne olursa olsun hiçbir şekilde Ülkesini satmayacak adamlar lazımdır. Netice de 15 Temmuz’da bunun ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız darbe girişiminde gördük. Kendisini 1 Dolara makama satan alçakları da gördük.

Bu bağlamda Türkiye büyümeye ve güçlenmeye devam etmelidir. Bu bölgede mazlumların tek umudu Türkiye’dir. Türkiye insanlığın vicdan adasıdır. Bizi bu bölgeden silmeye çalışan Haçlı zihniyetine geçmişte çok güzel cevaplar verdik ve Allah’ın izniyle vermeye de devam edeceğiz.

Ve son söz: ‘’Gün her ne olursa olsun Türk-İslam Dünyasının sancaktarlığını ve komutanlığını yapma günüdür’’