Türkiye'ye şeriat gelir mi?

Bir kesimin şeriat gelecek diye ödü patlıyor.

Küçük sayılacak bir kesim de Erdoğan'ı şeriat ilan etmediği için kâfir olarak addediyor.

Konuyu ödü patlayanlar cephesinden başlayarak değerlendirelim.

Bu konu uzun zamandır bir korku kampanyası olarak özellikle Laik kesimi kontrol altında tutmak adına kullanıldı.

Birçok kaosun üzeri '' Şeriat geliyor'' sloganıyla kapatıldı.

Ruhen İslam'ı olduğu gibi benimsemeyen, İslam düşmanlarının organize ettiği yüzlerce İslam'ı karalama hamlesini İslam ile bağdaştırma zaafı gösteren halk kesimi, operasyonları yapanların ekmeğine yağ sürdü.

Oysaki kirli ellerin hassasiyetle oluşturduğu algı ile İslam üzerinde oynanan oyunları madalyonun yüzleri metaforu ile değerlendirirsek bambaşka bir mesele karşımıza gelir.

Kampanyalar;

''İslam gericiliktir. İslam baskıdır. İslam vahşettir'' şeklinde sürdürülüyor.

Fakat bu yakıştırmaları yapanların derdi, İslam'daki kusursuz sistemdir.

Asıl korku;

Gerek İslam'daki bireysel disiplin, gerekse mükemmel toplum düzeni ile diğer dinlerin emellerini gerçekleştirmesi yolunda önlerine çıkardığı zorluktur!

İnsanları tüm zararlı alışkanlıklardan men eden,

İlim ile amel etmeyi mecbur kılan, israfı, cimriliği, zulmü, gıybeti ve daha birçok insanı mutsuzluğa itecek unsuru yasaklayan,

Namaz, abdest, oruç gibi insanı sağlık anlamında dinamik tutan, her daim birlik olmayı öğütleyen,

Dil, ırk, renk ayırmayarak herkesin eşit olduğu kaidesini kanun haline getiren,

Her kim ki zulüm ederse ''Savaşın, düzeni sağlayın, ölürseniz şehit olursunuz'' müjdesini veren mükemmel bir din ve sistemdir İslam.

İşte bu mükemmelliktir ki 1400 yıldır özellikle Yahudilerin hedefi haline getirmiştir İslam'ı…

Muharref Tevrat'ta ne yazıyor ise, İslam'da tam tersidir.

İslam yükselirse Yahudilerin tüm emelleri yok olur.

Bu yüzden de İslam'ın anlaşılmaması veya yanlış anlaşılması için her şeyi yapmışlardır.

Hristiyanlar ise İslam'daki şehadet aşkından çok çekmiştir!

Tarihte Müslümanlar ile yaptıkları tüm savaşlarda, savaşın kendisine cennet yolunun açılması imanı ile savaşan Müslümanlar, kâbusları olmuştur!

Öyle ki şehadet inancına olan nefretleri hiç bitmemiş, yıllar sonra William H. Mcneill Dünya tarihini anlattığı kitabın her bir köşesinde Müslümanlara olan öfkesini gizlememiş ve haşa ''Muhammed'in Cennet vaadiyle ölüme koştular'' demiştir.

Bu noktada bu yazarın 'Dünya Tarihi' kitabının, dünyanın en çok satan dünya tarihi kitabı olduğunu belirtmekte de fayda görüyorum.

Yani dünyada hangi ülkede olursa olsun, bir insan dünya tarihini merak ederek kendine kitap aradığında bu kitap liste başı çıkıyor ve kitabın içi İslam'ı karalayan sayfalar ile dolu!...

Velhasıl-ı kelam bizim laikler ile onların derdi bambaşka, ancak tabii bunları izah etmek yetmiyor.

Onlar, içinde mantık zeminine oturmayan tek bir açıklaması bulunmayan Kuran mucizesini akıllarına yerleştirildiği şekilde bilmek istiyor ve inkârda ısrar ediyorlar.

Şeriat sözü geçtiğinde akıllarına kesilmiş kollar, vahşet türü sahneler geliyor! Oysaki gözden kaçırdıkları hırsızlığın olmayacağıdır.

600 yıllık Osmanlı tarihinde sadece 4 tane sonu kol kesme ile biten hırsızlık vakası olmuştur! Ve daha birçok örnek, İslam'ın, toplumun intizamını son derece huzurlu hale getirdiğini gösterir.

Bu konu ile ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki, bir kitaba dahi sığmaz. Kuşkusuz ki, bugün Şeriat korkusu ile yaşayan insanlar, şeriatın içinde büyüselerdi bugünkü hallerinden çok daha mutlu bir hayatları olurdu.

Ancak çok üzücüdür ki! Her ne kadar söylediğim gerçeklik de olsa, maalesef yaşanmadığı için bu satırları okuyan bir Laik ‘in yüzünde lakayt bir sırıtmaya vesile olacaktır!

Gelelim Erdoğan'ı Şeriat ilan etmediği için kâfir ilan edenlere, bu insanlar nerede yaşıyor, zihinleri nasıl çalışıyor anlamak mümkün değil! Günümüz koşullarındaki Türkiye'de ha Şeriat ilan etmişsin, ha Türkiye'ye atom bombası atmışsın, hiç şüpheniz olmasın ki aynı infiali meydana getirir.

Rus çarına ajanlık yapan Papaz Gregorius'un ''Türkleri yenmenin yolu imanlarını sarsmaktan geçer'' istihbaratını yaptığı 1821 yılından tam 102 yıl sonra Türkiye'de cumhuriyet kuruldu ve hilafet lağvedildi. Bunun öncesinde ise Yahudi Sabatay Sevi'nin de İslam'ı zaafa uğratma çabaları hesap edilirse, neredeyse 300 yıl uğraştılar. Ve bugünkü nesli meydana getirebildiler.

En nihayetinde bu neslin ve zannediyorum ki bir sonraki neslin de Türkiye'de Allah'ın hükümleri ile idareyi görmesi zor görünüyor.

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, Allah vaadinden dönmez! Ebetteki bu topraklar eninde sonunda özüne dönecektir.

Türkiye Müslüman ülkesidir! Ve o öze dönüş tam manası ile başladığında, kanla baskıyla değil! İslam'ın güzelliklerini insanlar içine sindirmiş, gerçekleri görmüş ve toplumun ortak iradesi ve İslam aşkı ile dönecektir!