Son yaşanan gelişmelerden sonra Türkiye özellikle Küreselciler tarafından bir savaşın içine çekilmeye zorlanıyor.

Son yaşanan gelişmelerden sonra Türkiye özellikle Küreselciler tarafından bir savaşın içine çekilmeye zorlanıyor. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde yakın zamanda meydana gelen ve Fırat’ın batısı mevzusunu tehdit eden PYD kuvvetleri ilerlemelerini sürdürüyor. Son yaşanan Menbic olayı da bunun göstergesidir. Türkiye iyiden iyiye Suriye’ye çekilmeye zorlanıyor.

Türkiye Terör belası ile uğraştırılmaya çalışılırken, Suriye'nin kuzeyinde planlar hızla devam ediyor. Menbic olayına Türkiye'nin verdiği reaksiyondan rahatsız olan Küreselciler Terör kartını açıktan oynamaya devam ediyor. Türkiye bir Terör kuşatması altındadır. Küreselciler 15 Temmuz'un terör ayağını devreye sokmaya başladılar...

Türkiye sınırından yaklaşık 40 kilometre uzakta olan Menbic, IŞİD'in sınır bölgesinde kontrol ettiği stratejik noktalardan birisi olarak görülüyor. Menbic'in güneydoğusundaki Rakka ise IŞİD'in Suriye'deki kalesi olarak biliniyor. Hal böyleyken Türkiye’nin Fırat’ın Batısı çizgisi de delinmeye çalışılıyor. Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da açıkladı: ‘’Fırat’ın Batısı kırmızı çizgimizdir’’ diyerek önemli bir noktaya temas etmiştir.

Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi ile umduklarını bulamayan Küreselciler yani Derin Dünya Yöneticileri (Üst Akıl), Türkiye’yi bölgede bir savaşın içine sokmak için büyük uğraş vermektedir. PYD saflarına yeni katılan ABD’nin paralı askerleri ‘’Black Water’’ Suriye’nin kuzeyinde ilerleyen sözde Suriye Demokratik Güçleri adlı grupla beraber IŞİD’e karşı savaşıyor gibi görünüyor. Oysa ki bölgedeki Türkmenlere karşı bir savaş verildiği muhakkaktır. Halep direnişinin kırılmaması da bu noktada önemlidir.

Menbic bölgesi mevzusu uzun süredir ABD ile Türkiye arasında yoğun tartışmalara neden olan bir konu idi. Türkiye, Suriye Kürtlerinin bölgeyi ele geçirmesi halinde, güney sınırındaki geniş bir alanı kontrol altında tutmasından endişe ediyor. Neticede Türkiye’nin endişeleri de son yaşananlarda, Türkiye’yi haklı çıkarmaya devam ediyor. Türkiye bu noktada çok ince bir diplomasi ve saha da yürüttüğü çalışmalara dikkat etmelidir. ABD, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması istenen sözde Kürdistan Federe Devleti oluşumuna önem vermektedir. Kasım ayındaki ABD Başkanlık seçimlerinden sonra, ABD bölgede daha net ve belirleyici bir pozisyon alabilir.

BOP’un gerçek adı aslında BİP’tir. Yani Büyük İsrail Projesidir. Bu bağlamda Siyonist odaklar Türkiye’yi de bu bataklığa çekerek bir taşla iki kuş vurma derdindeler. 15 Temmuz darbe girişiminde en büyük amaç zaten buydu. Türkiye’yi yıpratmak, kurumlarını yıpratmaktı! Bunu Türkiye içinde uzun zamandır besledikleri sadık tetikçileri FETÖ’cüler tarafından gerçekleştirdiler. Hazırlıksız bir Türkiye, Suriye’deki olaylarda çok dikkatli ve aklı selim davranmalıdır. Derin Dünya Yöneticilerinin şuan için en büyük amacı da Türkiye’yi Suriye’ye çekmektir. Fırat’ın Batısı hamlesi bu noktada önemlidir. Menbic olayı ve Halep olayı bu noktada önemlidir.

Batı bu olayları değerlendirirken Türkiye’de sıradan bir adamın değil, bir Liderin Cumhurbaşkanı olduğunu çok iyi biliyor. Bunun en güzel örneği de: "Fransız düzensiz savaş ve Ortadoğu uzmanı Gerard Challiand, geçen hafta Erbil'de konuşurken 'Eğer Türkiye'nin lideri Erdoğan olmasaydı, Türkler [Kuzey Suriye'ye] askeri müdahale yapmaz derdim. Ama lider Erdoğan olduğu için sanırım yapacaklar' demişti. Yani Batı’nın yaklaşımını da iyi analiz etmek gerekmektedir.

Bölgenin üç Sünni gücü Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar'sa şu ana kadar muhalifleri destekleyerek Esad'ı devirme stratejisinde başarısız oldular. Bu stratejiye verilen desteğin daha ne kadar devam edebileceği de belirsiz. Suudi Arabistan bir yandan Yemen'deki savaşa saplanmış durumda. Diğer yandansa petrol fiyatlarının daha uzun süre 30 dolar seviyesinde kalma riski var.

Katar'ın Suriye stratejisini kestirmek ise daha da zor… Bir Ortadoğu uzmanı 'Katar'ı hiçbir zaman çözemedik' diyor. Washington'dan bir diğer uzman ise 'Katar'ın dış politikası bir gösteriş projesi' diyor ve ülkenin yurtdışında marka değeri yüksek binaları satın alıp Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma emellerini hatırlatıyor.

Evet sevgili dostlar, Suriye'deki gelişmeleri tersine çevirebilecek son bölgesel güç, doğrudan askeri müdahale kabiliyetine sahip olan Türkiye’dir. Ancak Türkiye şu şartlarda ancak sınırlı bir müdahalede bulunabilir. Aksi halde yazıda yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’yi bu bataklığa bir savaşın içine çekmeye çalışan Küreselciler bir taşla iki kuş vurma derdinde. Türkiye bu noktada çok ama çok dikkatli olmalıdır. Tedbirlerini de elden bırakmamalıdır. Güneyden yapılan bu kuşatmaya karşı Türkiye, saha da aktif olarak ve ince diplomasiyi iyi yaparak önemli karşı savunma hamleleri geliştirmeli ve yapmalıdır. Bu noktada aktif saha adamlarına çok iş düşüyor. İKK (İstihbarat’a karşı koyma) faaliyetlerinin önem kazandığı bir süreçten geçiyoruz. İstihbaratımız ne kadar güçlü olursa bölge de o kadar çok söz söyleriz. Türkiye her ne olursa olsun Suriye ile savaş tuzağına düşmemelidir. Sınırlı bir müdahale bölgedeki Türkmenler için evet olabilir ama aksini yani direk bir müdahaleyi düşünemiyorum bile…

Ve son söz: ‘’ Ortadoğu’nun kilitli kapısını açacak tek anahtar Türkiye’dir.’’