Türkiye’nin terörle mücadele konusunda son terörist yok edilinceye kadar gerçekleştirdiği operasyonlar devam ederken 911 kilometrelik ortak sınıra sahip olduğumuz Suriye’ye yönelik sınır ötesi operasyona Tel Rıfat ve Münbiç bölgelerinden başlanılacağı düşünülüyor.

Türkiye'nin terörle mücadele konusunda son terörist yok edilinceye kadar gerçekleştirdiği operasyonlar devam ederken 911 kilometrelik ortak sınıra sahip olduğumuz Suriye'ye yönelik sınır ötesi operasyona Tel Rıfat ve Münbiç bölgelerinden başlanılacağı düşünülüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından "Güney sınırımızdaki operasyonlar milli ihtiyaçların gereği. Terör örgütlerine dönük operasyonlar devam edilecek." açıklamasının ardından ABD'nin Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü John Kirby, "Çok endişeliyiz. SDG güçleriyle temas halindeyiz. Bu operasyonun birçok konuda olumsuz etkisi olacaktır" dedi.

PKK terör örgütünün kolu 'SDG güçleriyle' günlük temas halinde olduklarını da dile getiren sözcü DEAŞ bahanesi ile sivillerin güvenliğinin ve insani yardımların olumsuz yönde etkileneceği mavalını okudu yine.

Ama Türkiye, ABD'nin kanlı ellerini çok iyi tanıyor.

DEAŞ ile en çok mücadele eden ülke de Türkiye.

Sözde müttefik ABD, Türkiye'nin terör koridorunu engellemek ve ev sahipliği yaptığı Suriyelilerin yaşayabileceği güvenli bölgeler tesis etmesine bugüne kadar karşı çıkamadı, çıkamayacak. Türkiye'nin kararlılığı buna engel. Operasyonlardan teröre yönelik başarılı sonuçlar alınmasının çıldırtıcılığı karşısında bir şey yapamamalarının vermiş olduğu acının üstüne şimdi de kırmızı biber dökülecek.

Türkiye ise vatan topraklarını korumak ve olası herhangi bir tehlikeyi boşa çıkarmak için bu politikasını sürdürmek durumunda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi ülkemize ve güvenli bölgelerimize sık sık yapılan saldırıların, tacizlerin, tuzakların merkezi konumundaki alanların öncelikli olması gayet doğal.

Suriye'nin kuzeyinde saldırı ve tacizlerini artıran terör örgütü PKK/YPG'ye ölümcül bir darbe vurulması kaçınılmaz.

Amerikan Financial Times gazetesinde yer alan haberde içlerindeki irinin büyüklüğü söylenen sözler ile bir kez daha gözler önüne seriliyor.

'Kürt liderliğindeki güçler (teröristler) uzun süredir Batı'nın IŞİD'e karşı Suriye'deki mücadelesinin bir parçası. Ancak Türkiye'nin bu güçlere karşı antipatisi, yalnızca Suriye'deki sükuneti değil, aynı zamanda NATO'nun büyüme planlarını da tehlikeye atıyor.'

Antipati kelimesinin hafifliği içerisinde sükûnet kelimesini barındıran bu cümle buram buram emperyalizm kokuyor.

Zaten Türkiye'nin terörle mücadele etmesinin sebebi PKK-PYD'ye antipati duyması!

Bölgede terör alanlarının oluşturulmasını fırsat bilen örgüt, ABD'nin desteğine rağmen ülkemizde terörü yeniden tırmandıramayacak.

Bırakın verdiği sözleri tutmak terör örgülerini açıktan destekleyen ABD emellerine ulaşamayacak.

En azından istemedikleri Suriyeli mültecilerin temizlenen bölgelere yerleştirilmesi açısından muhalefet olası operasyona destek verebilse.

Terörün finansörü ülkelere karşı Türkiye'nin güvenlik hassasiyetleri açısından bir olmak artık hayal olmaktan çıkmalı.

Öte yandan PKK'lı teröristlerin 'Türkiye'nin Kobani ve Münbiç'e girmeye gücü yetmez' sözleri gülünçten öte.

Terörün inlerine kadar giren Türkiye merak buyurmayın o bölgeleri de güzelce temizleyecek. Siz de ABD'ye gidin mesela! FETÖ elebaşı ile hasret giderirsiniz. Yenilginizi konuşup dertleşirsiniz.

Teröre destek veren ABD ve Avrupa'nın birçok ülkesi sizi kurtaramayacak.

Vatansız hainlerin her birinin sonu sarı torbaya girmek olacak.