Türkiye’de eğitim sorunu-5

Sonuç: Eğitim sorunlarının çözüm önerilerini kısaca şu şekilde sıralayabiliriz.

1 – Tek tipçi ve ideolojik eğitim sorunun çözümü; çok yönlü, sorgulayıcı, özgür ve yoruma dayalı sistemli bir eğitim sistemidir. İsteğe bağlı pozitif bilimlerin, sosyal bilimlerin, güzel sanatlar ve spor bilimlerinin ve din bilimlerinin bir arada eş zamanlı olarak sistematik bir şekilde verilmesidir.

2 – Eğitim sisteminin sık sık değiştirilerek yaz boz tahtasına çevrilmesi sorununun çözümü; derin bir analiz çalışmasından sonra eğitimin ana ekseninin belirlenerek devlet politikası haline getirilmesidir.

3 – Laiklik ilkesinin yanlış uygulanması sonucunda toplumun din eğitimi ve öğretimi talebinin Devlet tarafından verilmemesi ve ya eksik verilmesi sorunun çözümü; Devletin, “din eğitimi ve öğretimi Devletin denetim ve gözetimi altında verilir” ilkesi gereği bu eğitimi en temel görevi olarak kabul edip milli eğitim sistemi içerisinde ilkokuldan itibaren yeterli, doyurucu ve doğru bir şekilde vermesidir. Laiklik ilkesinin “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” olarak değil (Son derece yanlış- dünyada örneği yok, biraz Fransa), din, vicdan ve kanaat özgürlüğünün teminat altına alınması, milletin din talebinin rasyonel şekilde karşılanması olarak anlamlandırılması ve uygulanmasıdır.

4 – Uygulamadan uzak, ezberci ve yönlendirmesiz eğitim sorununun çözümü; ilk okuldan itibaren yeteneğe göre yönlendirmenin olduğu, üstün zekalılara ayrı ve özel eğitimin verildiği “yönlendirmeli ve nitelikli eğitim modeli” ne geçilmesidir. Sanayide ihtiyaç duyulan ara eleman yetiştirmeye dönük meslek liselerine ağırlık ve öncelik verilmesidir.

5 – Fiziki mekan ve personel yetersizliği sorununun çözümü; ekonomik gelişmeye ve bütçeden ayrılan payın arttırılmasıyla birlikte derslik ve öğretmen açığının kapatılmasıdır.

6 – Orta öğretimde ve yükseköğretimde din, vicdan ve ibadet özgürlüğünün kısıtlanması, dini inancı gereği başörtüsü takan öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi sorununun çözümü; insan hakları ihlallerinin tam olarak ortadan kaldırılması, insan haklarının gereğinin devlet tarafından tam olarak sağlanması, din ve ibadet hürriyeti ile eğitim ve öğrenim hakkının eksiksiz ve hatasız olarak devlet tarafından sağlanması, aynı zamanda teminat altına alınmasıdır. İnsan haklarının, devletin tüm iş ve işlemlerinin dayanağı ve kaynağı haline getirilmesidir.

Son olarak yapılan veya yapılacak tüm mevzuat düzenlemelerinde, gerçekleştirilecek sistemsel çalışmalarda; konunun anlaşılır olmasının yanı sıra objektif, gerçekçi ve çok boyutlu verilmesi, her hangi bir ideolojinin veya görüşün dikta edilmemesi, bütün dersler bağlamında konu veya olayların hesaplaşma arenasına çevrilmeden bilimsel bir disiplin içerisinde aktarılması, uygulamalı-yönlendirmeli-nitelikli eğitim kriterlerine son derece özen gösterilmeli ve bu kriterler göz önünde bulundurulmalıdır.