TÜRKİYE’DE EĞİTİM SORUNU-1

Türkiye’de en önemli sorunlarından bir tanesi eğitim sorunudur. Bütün sorunların çözümü bu sorunun çözümüne bağlıdır. Tüm sorunların kökeninde bu sorun yatmaktadır. Şöyle bir söz vardır : “Eğer bir sorunun varsa o sorunun çözümü için ayırdığın eğitim bütçesini iki katına çıkar. Hiçbir sorunun yoksa dört katına çıkar.” Eğitim sorunun çözümü diğer sorunlarının çözümünü kolaylaştıracaktır. Bütçeden eğitime ayrılan payın arttırılması, diğer sorunların çözümüne ışık tutacak, fiziksel ve personel yetersizliklerinin giderilmesini sağlayacak, eğitim kalitesinin arttırılması ile sağlıklı bir sistemin oluşturulması sonucunu doğuracaktır.

Eğitim sorunlarına geçmeden önce bir alıntıyı (anektot) anlatmak isterim. Bir konferansta tanıştığımız ve Milli Eğitim Bakanlığı eski İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Müfettişliği görevlerinde bulunmuş bürokrat büyüğümüzün başından geçen olay son derece anlamlı ve kayda değerdir. Amerika’da eğitim sorunlarının tartışıldığı bir konferansa katılan bürokrat büyüğümüz, aynen şunu ifade etmektedir: “ Oradaki Amerikalı Prof.’a yönlendirmeli ve nitelikli eğitimin ne olduğunu, nasıl oluştuğunu ve sistemi nasıl işlettiklerini sordum. Bana alaylı bir şekilde bakarak öyle bir cevap verdi ki ve bana öyle bir kızdı ki çok şaşırdım. Amerikalı Prof. bana yüksek sesle “sen bu soruyu nasıl bana sorarsın, nasıl bu sistemi bilmezsin” diyerek çıkıştı. Ve aynen şöyle devam etti. Amerikalı, “bizim bu uyguladığımız sitsem sizin Osmanlı’da uyguladığınız Enderun Sistemidir. Biz onu aldık alladık, pulladık, albenili bir paketle dünyaya Amerikan sistemi olarak pazarlıyoruz.” Şeklinde cevap verdi” dedi. Bürokrat büyümüzün anlattığı bu olay sahip olduklarımıza sahip çıkamadığınızın, geliştiremediğimizin ve her türlü akıl kurallarını ihlal ederek, akıl tutulmasıyla, bize ait olanı ithal ettiğimizin göstergesidir.

Bizim eğitim sistemimizin en önemli sorunu; Cumhuriyetin başından itibaren tek tipçi, tek yanlı, ezberci, karmaşık ve sistemsiz olmasıdır. Zaman içinde iyileştirmeye yönelik yapılan değişiklikler işi daha karmaşık ve içinden çıkılmaz hale getirmiştir.

Osmanlı’da eğitim çok parçalı bir şekilde verilmekte idi. Mahalle mektepleri, tekke ve zaviyeler, din eğitimi veren okullar, askeri liseler, yabancı okullar vb. pek çok eğitim kurumları faaliyette idi. Okuma- yazma oranı ile okullaşma oranları oldukça düşük sevide idi. Cumhuriyetle birlikte parçalı eğitim sistemini düzene sokmak için, eğitim-öğretimde birliğin sağlanması amacıyla 03 Mart 1924 tarihinde çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu da eğitimde birliği sağlamamış, sorunları çözmemiştir.

27/01/2017

Zeki ÖZDEMİR / ANKARA