TÜRKİYE VE ORTADOĞU-2

Ortadoğu, Ortadoğu’daki devletler ve bu bölgede cereyan eden olaylar Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Türkiye’nin bölge ile yakından ilgili olmasında; Türkiye ile bölge arasında tarihi, kültürel ve dini bağların bulunması ve coğrafi yakınlık faktörleri etkili olmaktadır. Kısacası Türk dış politikası açısından, Balkanlar ve Kafkaslar gibi Ortadoğu bölgesi de hayati önem arz eder. Hatta bu bölgenin öneminin Türkiye ve geleceği açısından daha hayati olduğunu söylemek olanaklıdır.

Ortadoğu bölgesi, günümüzde yeni bir oluşum içindedir. Soğuk Savaş sonrasında 1. Körfez savaşı ile Irak’a, 11 Eylül 2001 saldırısı sonucunda önce Afganistan’a sonra Irak’a (2002- 2. Körfez savaşı) 2. Amerikan müdahalesi(işgali) ile diktatörlüklerin devrilmesi sürecinden sonra, bölgede Arap baharı ile otoriter rejimlerin devrilmesi ve demokratik reformların gerçekleştirilmesi sürecinin günümüz itibariyle etkili olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle 20. Yüzyılda, iki dünya savaşı arası dönemde ve sonrasında ortaya çıkan milli devletler, büyüklü küçüklü arazi ve nüfusları ile oluşum ve gelişim içine girmişlerdir. Bölgenin jeopolitik, jeostratejik ve ekonomik bakımdan büyük önem arz etmesi, dünyanın ideolojik uçlarını temsil eden büyük devletlerini de bölgeden el çekmemeye zorlarken, değişik nitelikteki olaylar, Ortadoğu’da zaman zaman bunalımların patlak vermesine neden olmaktadır. Bu bunalım ve olayların yakından izlenmesi, bölge içinde olması nedeniyle Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Malum olduğu üzere Türkiye, Ortadoğu’ya uzun süre egemen olmuş büyük bir İmparatorluktan ulusal nitelikte devlet haline dönüşmüş bir Avrupa ve Ortadoğu devletidir. Büyük bir İmparatorluğun bölgedeki sınırlı topraklarına varis olan genç Türkiye Cumhuriyeti, dünü olduğu kadar bugünü de iyi bilmek ve analiz etmek zorundadır.

Türkiye, Osmanlı’dan beri Avrupa’nın belli başlı devletlerinden biri olmuştur. Ancak, Türkiye bir Avrupa devleti olmasının yanı sıra, coğrafi açıdan Asya ile Avrupa’nın bir birine en yakın olduğu yerde olmasından dolayı, aynı zamanda bir Asya, Akdeniz ve Ortadoğu devletidir. Ülkenin bu konumu özelikle jeopolitik ve jeostratejik açıdan büyük önem taşımaktadır. Ayrıca bu özellik Türk Milletinin ve Devletinin sosyal, siyasal ve kültürel yapısında da kendisin göstermektedir. Şöyle ki:Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan itibaren hem Batı, hem de Doğu’da devletlerin kurdukları çeşitli örgütlere girme çabası göstermiştir. Bu yüzden Türkiye, bir yandan NATO ve Avrupa Konseyi’nin, diğer yandan da İslam Konferansı Teşkilatı’nın (yeni adı İslam İşbirliği Teşkilatı) üyesidir. Avrupa Birliği ile de tam üyelik müzakerelerini yürütmektedir. Türkiye bu şekilde hem Laik dünyanın, hem de İslam dünyasının bir parçası olarak iki kıtada kendisini en iyi şekilde garanti altına almayı düşünmüştür. Türkiye’nin her iki kıtadaki yeri, bir kıtadan diğerine ve bir kültürden diğerine köprü olma durumuna katkıda bulunmuştur.

Tarih boyunca hem dünya hem de Türkiye açısından hayati önem arz eden ve günümüzde de bu önemini arttırarak devam ettiren Ortadoğu, Türkiye’nin güvenliği, istikrarı ve dış politikası açısından son derece önemli bir unsur ya da belirleyici bir faktördür.

Türkiye’nin Ortadoğu politikası, Ortadoğu olaylarına yaklaşımı ve Ortadoğu’da Türk dış politikasını etkileme açısından; İran, Irak, Suriye, İsrail, Filistin, Mısır gibi devletler son derece önemli ülkelerdir.