Doğuracak ve doğurmalıdır da ve bundan hiç kimselerin endişesi de olmamalıdır. Son yirmi yıl içerisinde yaşadıklarımız, yaşamaktan yana zoraki kılındığımız, her türlü acayipliklerin, gariplik ve ucubeliklerin reform, yenilik ve yönetim adı altında sunulduğu süreç kendisini yenileyecek ve doğuracaktır.

Doğuracak ve doğurmalıdır da ve bundan hiç kimselerin endişesi de olmamalıdır. Son yirmi yıl içerisinde yaşadıklarımız, yaşamaktan yana zoraki kılındığımız, her türlü acayipliklerin, gariplik ve ucubeliklerin reform, yenilik ve yönetim adı altında sunulduğu süreç kendisini yenileyecek ve doğuracaktır.

Aklın, mantığın, izan ve insanlık tercübesinin dahi adını koymak ve tanımlamaktan yana biçare kaldığı bu süreç, en son, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altında bir kabus gibi gecemiz, günümüz ve yaşantımızın her hali ve anına çöküvermiştir.

Çürümüşlüğün, tükenmişliğin, değersizliğin, kazanmak, varolmak ve sürekli oralarda kalmak adına herşey ama herşeyin mübah sayıldığı, Pragmatist ve ve Makyevalist kirliliğin her tonunun göz pınarlarımız ve nefes borularımız üzerine çöktüğü bu süreç kendisini doğuracaktır.

Dinsel tüm değer, vurgu, çağrı ve görsellerin tepe tepe kullanıldığı, adeta dinin ve bizatihi Allah'ın alay konusu edildiği; Bayrak, marş, vatan, Türkçülük ve milliyetçilik gibi başka değer ve söylemlerin de yanısıra garnitür muamelesine tabi tutulduğu bu süreç kendisini doğuracaktır.

Sistem tıkanmış ve dışarıya vuran koku, bir sızıntının çok ötesinde olup burun, yürek ve vicdan sızıntısı ve kanamasına yeter gerekçe durumunda iken efelik, beylik sözler, dinsel ve milli vurguların miadını doldurmanın da ötesinde kimi kişilerin dillerinde iğreti durduğu bu UTANÇ kendisini doğurmalıdır ve doğuracaktır.

Din, iman, ezan, cami, kilise, vatan, bayrak ve marş gibi söylemlerin devlet yönetimiyle hiç bir alakasının olmadığını ezile ezile, kullanıla kullanıla, aşağılana aşağılana öğrendiğimiz ve öğretilen bu süreç kendisini doğuracaktır.

Doğumun gerçekleştiği an sahicilikten, samimiyetten, gerçeklikten, ahlaktan, izzetten, onur ve şereften yoksun tüm imitasyon '' EŞ- PLESENTA '' kendisini dışarı atacak, temizleyecek, temizlenecek ve sistem kendisini yeniden doğuracaktır.

Mesele, bu doğumun gerçekleşmesi meselesi değildir benim için. Benim için mesele, yaşanmış bunca rezillikler, utanmazlıklar, ahlaksızlıklar, arsızlık, hırsızlık, aldatma ve ihanetlerin yeni bir doğumun sağlıklı gerçekleşmesi, ayakları üzerine durması, güvenle büyüyüp serpilmesinde etken olup olmayacağı meselesidir.

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür sözü gelip boğazıma düğüm düğüm çökerken, yürek yarılmalarıma anlamlı birer gerekçe oluveriyor. Alevisi Sünnisi, Kürt ve Türk'ü kullanılmayan, aşağılanmayan, öldürülmeyen, süründürülmeyen hiç bir kesimin kalmadığı bu süreç, yeterli dersi alıp almadığımıza dair büyük bir korku kabilinden üzerime çöküveriyor.

Oysa çeyrek asra tekabül eden bu zulüm, envai tür ayıp zenginliğini (!) bağrında beslemiş ve hala gözümüzün içine sokuyorken kendisini, bahsini yaptığım bütün katmanların paylarına düşen insan ve insanlık değerlerini sahaya sürmek adına uyanık, diri, istekli bir bilinç kuşanmış olsunlar.

Doğum, gerçekleşmesine gerçekleşecekte diliyor, istiyor ve korkuyorum ki yaşanmışlıklardan yana dersini almamış, ibretten yana kendisini doğru konumlandırmamış olanlar, bir dahaki doğumun ölü gerçekleşmesinin de müntesibi olsunlar.

YALVARIYORUM HEPİMİZ PAYIMIZA DÜŞENİ ALMIŞ OLALIM...