Türk solunun ülkemiz insanının dünya ve ahiret hayatına faydalı olacak bir fikrinin olduğunu bugüne kadar hiç görmedim, bundan sonra da göreceğimin umudunu taşımıyorum!

Türk solunun ülkemiz insanının dünya ve ahiret hayatına faydalı olacak bir fikrinin olduğunu bugüne kadar hiç görmedim, bundan sonra da göreceğimin umudunu taşımıyorum!

Dünya solunun emperyalist ülkelerde insan hak ve özgürlüklerini din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın savunduklarını, statükoya karşı geldiklerini biliyoruz.

-Dünya solu böyleyken Türk Solu ne yapıyor, neyi savunuyor azıcık bir düşünün?

Fazla düşünmenize gerek yok; çünkü, sorunun cevabı çok çok kolay!

Türk Solunun özgürlük, emek, hak, eşitlik gibi bir derdi var da yok; yani, Müslümanlara yok, bunun dışında olanlara çok!

Türk solunun tek ideolojisi var; o da İSLAM KARŞITLIĞIDIR!

İslami olan her şeye karşılar ve bu konuda Türkiye'de emperyalist güçlerin çığırtkanlığını yapmaktadırlar.

Dün öyleydi bugünde öyleler. Ellerine bir malzeme geçmeye görsün her türlü yayın organında öyle kullanır öyle kullanırlar ki deme gitsin!

-Bu konuda ellerine şeytan bile su dökemez!

Televizyon yorumcu ve gazete yazarlarına hatta çevrenizdekilere bir bakınız!

Özelde tarikat ve cemaatleri genelde İslami değerleri kötüleyici kitaplar yazarak Allah(cc)'ın dinine hizmet etmeye çalışan tarikat ve cemaatler ile diğer dini müesseseleri yalan yanlış bilgilerle karalamaktadırlar.

Kitapların konusunu teşkil eden şahıs ve olayların temiz tarikat ve cemaatlerle bir ilgisi olmadığı halde bilinçli olarak kullanmaktadırlar.

Kaldı ki, bir tarikat, cemaat veya başka bir topluluğa mensup birinin işlediği bir suçu tüm topluluğa teşmil etmek edepsizliğin daniskasıdır!

CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay kendisinden iş isteyen bir kadına tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklandı. Kadın, kendisine uyuşturucu içirildiği ve sonrasında şantajla tecavüze uğradığını öne sürdü.

Başkan tutuklansa da bu bir iddia; böyle bir olay doğru olabileceği gibi iftirada olabilir. Olayın gerçek olup olmadığı mahkeme kararı ile ortaya çıkacak.

Başkan ile ilgili bizim bugünden bir hükümde bulunmamız hem İslami hem insani açıdan doğru olmaz!

Varsayalım, belediye başkanı hakkındaki iddialar, gerçek. Azıcık, düşünelim!

-CHP'li bir belediye başkanı bir kadına uyuşturucu kullandırarak şantajla tecavüz etti diye tüm CHP'lileri tecavüzcü olarak suçlayabilir miyiz?

Asla suçlayamayız ve suçlamamız tüm CHP'lilerin hakkına girmek olur. Suç, suçu işleyene aittir. Devletin mahkemeleri ve mensubu bulunduğu parti gerekli cezayı verir.

Bu pis işi sürekli gündeme getirerek büyük bir camianın zan altında bırakılması asla doğru bir davranış olamaz!

Elbette ki, ortada bir ahlaksızlık varsa medyada yer almalı; ancak, kişilerin işlediği suçlar yüzünden camialar suçlanmamalı.

Her türlü edepsizliği yapan kişi ister Sahte Uşşaki Şeyhi isterse belediye başkanı kim olursa olsun yaptığı edepsizlik medyada yer alsın ki, bu edepsizlere karşı toplum daha dikkatli olsun, buna tamam.

Amma, edepsizliği kullanarak tüm tarikat, cemaat veya partilerin zan altında bırakılması edepsizliği yapanlardan daha büyük edepsizlik olmaz mı?

Maalesef, solcular bu olayları çok iyi kullanırlar!

İslam'ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve yaşatılmasına ilişkin düşmanlığınızı bu ve buna benzer pis olayları kullanarak değil; direk muhatabı üzerinden ortaya koyunuz!

Hala, 6 yıl önce Karaman Ensar Vakfı binasında meydana gelmiş o pis olayı kullanarak her fırsatta dile getiriyorlar.

-Milli Eğitim Bakanlığı mensubu bir öğretmenin vakıf binası içinde veya başka bir yerde yaptığı bu iğrenç fiilden dolayı tüm Ensar Vakfı mensuplarının suçlanması ayıp değil mi, haksızlık değil mi?

Ben biliyorum, sizin derdiniz bu pis olayları kullanarak İslami kurum ve kuruluşları halkın gözünden düşürmek!

-Niye, 30-35 yıllık öğretmenin yaptığı fiilden dolayı tüm öğretmenleri istismarcılıkla suçlamıyoruz?

Elbette ki, suçlamamız doğru olmaz; ancak, tüm Ensar Vakfı mensuplarını suçlamakta doğru olmaz!

Bütün samimiyetimle inanıyorum; Türk Solunun tek ideolojisi tek derdi İslam karşıtlığıdır. Bu karşıtlığı, Atatürkçülük ve hükümet karşıtlığı kılıfı altında yürütmekteler.

Elbette ki, hükümetin icraatlarını eleştirebilirsiniz; ancak, bu eleştiriler İslam karşıtlığına dönüştürülerek değil; muhatabı üzerinden yapılmalıdır.

Şunu da belirteyim; tüm solcuları bu şekilde kategorize etmiyorum; ancak, genel olarak böyleler.

Solcu diye sınıflandırdığımız insanlardan çok kıymet verdiğim arkadaşlarım var ve onlar adına da ayrıca üzülüyorum. Çünkü, onlarda bu olumsuz propagandaların etkisinde kalabiliyorlar.

Abartıyorsun diyebilirsiniz; inanın, abartmıyorum!

Daha yeni Erol Mütercimler denen çokbilmiş adamın imam hatipliler için 'cinsi sapık, sahtekar, ahlaksız' diyerek ağır bir şekilde suçladığını televizyonun birinde milyonlarca kişi gördü.

Bu kadar ağır ve pislik bir ithamda bulunan adamın bilinçaltındaki İslam düşmanlığının hangi boyutlarda olduğunu bir düşünün!

Bu ve bunun gibi adamların tarikat, cemaat, imam hatip düşmanlığının arka planında İslam düşmanlığı var; bunu anlayın artık!

Bu durumu tüm Müslümanlar görmeli, çocukları ve yakınlarını bunların etki alanına girmelerinden sakındırmalıdırlar.

Bunlarda utanmanın sınırı olmayıp her türlü ağır ithamda bulunabilirler!

Bir Müslüman Allah(cc)'ın yasakladığı tüm kötülüklerden kaçınmaya çalışır. Müslümanım diyen birinin yaptığı bir kötülüğün İslam'a ve Müslümanlara mal edilmesi insafsızlık ve vicdansızlıktır!

Çocuk Koruma Evlerinde cinsel tacize uğramış çocukların kimler tarafından taciz edildiğine bir bakılsın. Tacizde bulunan birinin inancı, meşrebi ne olursa olsun en ağır ceza verilmelidir.

Buradan çıkaracağımız sonuç şu:

Bütün Müslümanlar uyanık olmalı küçük itilafları bir kenara bırakarak birlik içinde hareket edebilme iradelerini ortaya koymalılar. Birlikte mücadele şart!

Benden söylemesi!