Zamanı planlamak sadece tek tek bireyler için değil toplumlar için de büyük önem taşır.

Zamanı planlamak sadece tek tek bireyler için değil toplumlar için de büyük önem taşır. Bunu en iyi Türkiye insanı bilir. Gerçekten de çok zaman kaybettik. Toplumsal planlama yapmanın ve zamanın içini doğru şekilde doldurmanın kıymetini geç anladık. Biz 5 yıllık kalkınma planları yaparken bazı toplumlar 50-100 yıllık dünyaya hâkim olma planları yapıyorlarmış.

Evet, bir toplumun zamanı değerlendirme yöntemleri o toplumu gelişmiş toplum ya da gelişmemiş toplum yapar. Savaşta her şeyini kaybeden bazı ülkelerin 20 yıl içinde süper güç olduklarına şahit olurken bizim gibi bazı ülkelerin ise 70-80 yılda bile orta halli toplumlar haline gelemediklerini görüyoruz. Bunda zaman yönetiminin hiç mi yeri yok?

Detaylarla gereğinden fazla zaman kaybeden toplumlar büyük işler başaramazlar. Bu yüzden toplumsal zaman yönetiminin ilk kuralı önceliği önemli sorunların çözümüne vermektir. Ülkemizde bu şimdiye kadar başarılamamıştır . Önemsiz işler sürekli önemli işlerin arasına girmiş, sanayiye mi, tarıma mı, eğitime mi neye ağırlık verilmesi gerektiği bir türlü bilinememiştir. Türkiye bitmemiş yatırımlar, bitmemiş tartışmalar ülkesi haline getirilmiştir.

Zamanımızı nelere harcadığımıza bakalım. Tek tek bireylerin demiyorum. Toplumdaki kitap okuma oranlarını ve televizyon izleme oranlarını karşılaştıralım diyorum. Aradaki büyük farkı görebiliyor muyuz? Bizim asıl sorunumuz budur. Tükettiğinden fazla değer üreten bireylerin sayısındaki azlıktır. Ülkemizin en büyük problemi eğitimsizlik problemidir. Halkımızı doğru şekilde eğitemiyoruz. Türkiye’de her kesimden insanın üzerinde düşünmekle ve çözmekle yükümlü olduğu ilk problem budur. En çok para harcamamız gereken, altyapısını en çok güçlendirmemiz gereken ilk kurum eğitimdir. Sonrası ise çorap söküğü gibi gelir. Eğitimli bir nesil terörü de çözer, işsizliği de çözer.

Zaman yönetiminin ikinci kuralı plan yapmaktır. Plan öncelikleri hayata geçirmek için olmazsa olmazdır. Ya planlı bir toplum olursunuz ya da tesadüflerden medet beklersiniz. Bir planın gerçekleştirilme si için son tarih belirlenmişse o planın gerçekleşme ihtimali daha yüksektir. 2023’ler 2071’ler yeni tartışılıyor. Devlet ilk kez halkın karşısına uzun vadeli planlar ile çıkıyor. Bu tarihler daha çok tartışılmalı, daha da sağlamlaştırılma lı. İçi daha çok doldurulmalı. Derhal kişilerden ve hükümetlerden bağımsız programlar haline dönüştürülmeli. Bu planlar halka doğru şekilde anlatılmalı. Halkın belirlenen bu hedefleri benimsemesi sağlanmalı. Halk da bu hedeflerin takipçisi olmalı ve bu hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını denetlemelidir.

Zaman yönetiminin üçüncü kuralı ülkede faydalı teknolojilerin yaygınlaştırılma sı ve bürokratik işlemlerin hızlandırılmasıd ır. Bu şekilde halkla devlet arasındaki iletişim hızlandırılmalıd ır. Zamanı iyi kullanan devlet vatandaşının zamanını boşa harcamaz. Devlet vatandaşın zamanını çalmaktan vazgeçmelidir. Mesela bir davanın sonuçlanması için onu yıllarca bekletmemelidir. Devlet dairesinde bir işlem yaptırmak için 3 belge gerekiyorsa 4. belge istenmemelidir. Kamu kurumlarında hiçbir gereksiz belge istenmemeli ve kâğıt kullanımı minimuma indirilmelidir.

Ülkemizin zamanını çalan bir diğer unsur kararsızlıktır. Bunun yanında aceleci kararlar, tek kişinin aldığı kararlar, kimin karar verme pozisyonunda olduğunun bilinmemesi gibi durumlar zaman kaybettiriyor. En başta yönümüzü hangi medeniyete dönmemiz gerektiği konusunda ciddi kararsızlıklar yaşayabiliyoruz. AB ile ilişkilerimiz gelişince kendimizi Müslüman ülkeleri aldatmış gibi hissediyoruz. Müslüman ülkeler ile diyalog gelişince eksenimiz kaydı diyoruz. Ekonomik politikalarda kararsızlık yaşıyoruz.

Kararsızlıktan kurtulmanın yolu prensip temelli düşünmektir. Ülkemizin özel şartlarını dikkate alarak politikalar geliştirmeliyiz. Prensiplerimizde n taviz vermeden ve şartları doğru anlayarak karar vermemiz gerekir. Ayrıca alınan kararların halkımıza ve dost ve müttefik ülkelere kolay anlatılabilir kararlar olması gerekmektedir. Mesela Türkiye’nin dış politikada bir prensibi komşularla iyi ilişkiler kurmak olmalıdır. Bu prensip bütün dost ve müttefik ülkelere çok iyi anlatılmalıdır. Bu ilke anlatıldıktan sonra Azerbaycan biz Ermenistan sınırını açarsak bize küsmeyecektir.

Zaman yönetiminde beşinci kural yetki devri kuralıdır. Devlet büyüklerimiz memleketteki her işin detaylarıyla ilgilenmemelidir ler. Kararları hızlı almak adına tüm kararları kendileri almamalıdırlar. Bazı konularda karar alma ve uygulama süreçlerini astlarına bırakabilmelidir ler. Astlarına güvenmeyi ve onları denetlemeyi tercih etmelidirler. Böylece hem kendilerini detaylara boğmamış olurlar daha hayati meseleler konusunda karar almak için daha çok zamanları olur.