Toplumsal Çukurları Kapatın

Toplumun birliğe ve beraberliğe ihtiyacı var.

Toplumun sevgi, saygı ve kardeşliğe ihtiyacı var.

Birileri Türk toplumunun birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden sanki rahatsız oldu.

Türk toplumunun sevgi ve saygısından rahatsız oldular.

Toplumu birbirinden ayırmak, toplumu birbirine düşürmek ve hatta toplumu birbirine düşman etmek için çaba harcadıklarını görüyoruz.

Gizli bir elin toplumun içine çukurlar kazdığını görüyoruz.

Hem de derin ve geniş çukur….

Bazı siyasilerin ve bilim adamlarının toplumun içine kocaman kocaman çukurları kazıyacak laflar sarf ettiklerini müşahede ediyoruz.

Toplumu ayrıştıracak sözler kullandıklarını işitiyoruz.

Toplumu kutuplaştırmak doğru değil.

Bu kimseye bir şey kazandırmaz.

Daha önce Güneydoğu'da çukur kazıyanların o kazıdıkları çukurlarının ne olduğunu gördük.

Türkiye'ye neye mal olduğunu gördük.

Şimdi o çukurların yeri park oldu.

Yeni yeni binalar yükseldi.

Diyarbakır’a gidin Sur içini göreceksiniz! Özellikle sahabelerin mezarlarının bulundukları merkezin büyük bir parka dönüştüğünü göreceksiniz!

Ama toplumsal çukurlar böyle değil...

Toplumsal çukurlar, bu kadar kolay kolay kapatılmıyor. Yerde fizikî bir çukur kazarsınız; sonra onu doldurursunuz. Ama toplumun arasına çukur kazar ve toplumu, Türk- Kürt, Alevî-sünnî, Kemalist-Antikemalist, şu veya bu diye bölerseniz; sonra onları bir araya toparlamak çok zor olur.

İşte Suriye, Irak, Yemen, Lübnan ve diğer İslam ülkelerini görüyorsunuz. Orada meydana gelen toplumsal çukurlar bir türlü kapanmadı.

Toplumu bölmenin ve toplumu birbirine düşürmenin vebali çok ağırdır.

Toplumsal yaralar, hemen iyileşmez.

Toplumsal çukurlar hemen kapanmaz.

İlgili kişiler, bin düşünüp bir konuşmalıdırlar.

Toplumu kaynaştıracak sözler kullanmalıdırlar.

Bu toplumun kaynaşmaya ihtiyacı var.

Bu toplumun kalkınmaya ihtiyacı var.

Kalkınma, ancak birlik ve beraberlik ile olur….

Vesselam...