TIP DAVALARI

Birçok hekim, hasta ve akademisyeni dinlemiş; yaşanan acı olayları değerlendirmiş sonunda da önermiştim: TIPİDEK (Tıp İnceleme Değerlendirme Kurulu)artık kaçınılmaz oldu. Önerime hatırı sayılır akademisyenlerden de çok ciddî destek geldi, hâlâ da geliyor. İnkâr edilemez bir gerçek açık ve net ortada: Tıp mesleğinin kılavuzlukları meslektaşlarınca da kabul edilen temayüz etmiş aksakalları (duayen) var. Bunlar da genellikle Ankara, İstanbul, İzmir… gibi büyük illerimizde yaşıyor. Bu yüzden de Anadolu insanı ciddî bir hastalığa yakalanınca buralara taşınıyor. Büyük illerde hastanelerin istiap hadleri çok zamandır dolmuş durumda, taşıyor artık, yer bul bulabilirsen. Bakanlık acillerde çözüm adına iyi bir uygulama başlattı. Lakin bu tür çözümler köklü olamaz.

Geçen Numune Hastanesi Başhekimliğine bir ziyaret yaptım. Otururken yanında parmağı sarılı oğlu olan bir vatandaş geldi. Sekretere elindeki kâğıdı uzattı: Oğlumun parmağı kırık, sizi Bakanlıktan aramışlardı emar randevumuz için, gereğini yapar mısınız? İlgili birime telefon açıldı hemen tabi. Verilen cevap: Ay sonu gece saat 01 dışında bütün saatler dolu. Parmak kırık. Hasta, yönetime baskı uygulamış, haklı da… Lakin sekreter ne yapacak, başka hastayı geri bırakabilir mi? Herkes gerildi tabi! Dedim ki hasta babasına:İnsan sıra için Bakanlığa başvurur mu? Göz görüyor aciliyeti, yapılabilecek yapılır zaten. İçerledi vatandaş süzgün gözlerle baktı bana: Dışarıda çektirecek gücün var mı diye niye sormuyorsun efendi?

Yargıda istinaf var, yargıtay var. Kılavuzluk ediyor hâkimlere. Hatalı kararları iptal ediyor adalet tecelli etsin diye. Eğitimde öğretmenlere kılavuz Talim Terbiye Kurulu var. Sağlıkta da hem kılavuzluk eden hem de denetleyen daireler halinde oluşmuş kurullar olmalı. Bu kurulların üyeleri zaten belli. Yukarıda işaret ettim: Aksakallar. Bütün yük Bakanlığa bırakılırsa sonuç alınamaz ki. Alınamıyor da zaten. Ne kadar iyi yönetici olursa olsun ne yapacak Bakan? Ona bağlı bir koordinatör; araştırmalarla, incelemelerle TIPİDEK işleyişini sağlayabilir ancak. Aksakallar çözer sorunları. Böyle gitmez!

Tıp davaları aldı başını gidiyor. Dinledim en aklı başında hekimleri. Biri dedi ki ilginç olduğu için burada dillendiriyorum:Vatandaş 95 yaşındaki annesini ameliyat sonrası kaybettiği için beni mahkemeye verdi. Olacak iş mi? Bilir kişiyi mahkeme tayin edecek. Ya bir ihmal bahanesi bulabilecek ehliyetsiz hekim olursa…Bizim dünyamızı biz biliriz, hâkim bizden olanların ehliyetini ne bilir?

İstismar da çokmuş. Avukatlar için tıp davaları iyi bir gelir kaynağı haline geldi dedikodusu var. Çok duydum, duyuyorum. Vatandaş ağzına 2-3 bin liralık diş yaptırıyor. Sonra da rahatsızım, hekim şunu ihmal etti bunu ihmal etti diye 20 bin lira tazminat istemiyle dava açıyormuş. Tıp hatası olmasa da maksat para sızdırmak diyen hekimleri duyuyorum.

Git gide daha da büyür sorunlar yumağı tıp dünyasında. Gereksiz tıp davaları zate sıkışık durumdaki yargıyı daha da sıkıştırır, yorar. Bunu enine boyuna değerlendirmek lazım. TIPİDEK YASASI bir an önce yola çıkmalı, geç oluyor. İnsanlar huzursuz, mutsuz!