Sevdiğiniz bir yazarın imzalı kitabını almak, onu bir an önce okuyabilmek için sabırsızlanmak hele hele çok iyi tanıdığınız, geçmişte hukukunuz olan kadim ve kıymetli bir dostunuzun çalışmasını okumak gerçekten insanın okuma keyfini arttıran gerekçelerdendir.

Sevdiğiniz bir yazarın imzalı kitabını almak, onu bir an önce okuyabilmek için sabırsızlanmak hele hele çok iyi tanıdığınız, geçmişte hukukunuz olan kadim ve kıymetli bir dostunuzun çalışmasını okumak gerçekten insanın okuma keyfini arttıran gerekçelerdendir.

'Öncü Kuşak' ve 'Medeniyet Tasavvuru' mottosuyla yazılarını, çalışmalarını, fikirlerini önemsediğim Yusuf Kaplan ve aklı ilmin, gönlü irfanın kaynağı olan, güzel insan, değerli hocam; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri, Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Akın hocamın 'Tevhid Davasında Tefrikaya Savrulmak' adlı kıymetli eserlerini bir çırpıda okudum.

Daha önce 'Marjinal Mehdi Tiplemeleri' isimli çalışmasını okumuş iki farklı yazıyla burada bahsetmiştim.

Kitapta önsözün sonsözünde çalışmanın nihai hedefini İslam dininin temel esası olan Tevhid inancının doğru anlaşılması olduğunu, bazı dini kavramların çeşitli akımlar tarafından kendi ideolojilerini meşrulaştırma adına istismar edildiği, bunun başında da tevhid kelimesinin geldiği özellikle vurgulanıyor.

İslam'ı şiddetin kaynağı olarak göstermeye çalışan batılı istihbarat örgütleri tarafından kurulan grupların, karalama kampanyalarında etkili olduğu kadar Müslümanların kendi dinleriyle kurdukları sorunlu ilişkinin de katkısına dikkat çekiyor.

Tevhidin; uğruna tefrikaya gidilecek bir olgu olmadığını, aksine barışı, güveni, kalbî birlik ve rûhi ahengi taşıyan bir inanç olduğunu belirten Murat Akın hoca, inançla beraber toplumsal boyutunu ilmi açıdan entelektüel bir zeminde temellendirmeye çalışıyor.

Kitabın okunmaya değer olduğunu, tedarik edilip istifade edilebilmesi temennisiyle inançta tevhid, sosyal hayatta ümmetin birliğini 'vahdeti' gerçekleştirme adına eli kalem tutan, dili kelam eden, derin düşünmeyi seven, yüreği insan sevgisi ile dolu, gönül gözü açık, vahdetin ulviyetine inanmış, azimli ve iştiyaklı ilim sahibi insanlara her zaman kıymet vermek durumundayız.

Hakiki manada Müslüman olabilmek için önce sağlam ve samimi bir tevhid inancına sahip olmak gerektiği vurgulanan çalışmada, günümüz selefiliği yeniliğe karşı çıkan, kelama, felsefeye, tasavvufa karşı bir anlayışı benimseyen, şiddeti asli bir yol olarak kabul eden anlayış kastedilerek teolojik değerlendirmelere yer verilmiş.

Şimdilik özetiyle iktifa edeceğimiz bu yazıyla içeriğine ve detaylarına itina ile temas edeceğimiz bir kaç yazı ile tekrar burada olmak ümidiyle...

Kalın Sağlıcakla.