Teröre dış destek ve terörle mücadele 11

Çözüm sürecine ilişkin 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra önemli gelişmeler oldu. PKK çözüm sürecine ihanet etti, süreci bitirdi. PKK yöneticisi Bese Hozat, 11 Temmuzda ateşkesi tek taraflı olarak sona erdirdiklerini, 15 Temmuzda devrimci halk savaşını başlattıklarını ve Kürtleri devlete karşı ayaklanmaya davet ettiklerini söyledi. Ardından 20 Temmuz 2015 tarihinde DEAŞ Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 32 vatandaşımızı, 21 ve 22 Temmuzda PKK da Adıyaman, Diyarbakır ve Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 4 polisimizi hunharca ve barbarca, kahpece katletti. PKK terör örgütünün, terör eylemlerine başlayarak sürece ihanet etmesi, asker, polis ve sivil ayırt etmeden Türk-Kürt katliamlarına başlaması sonucunda 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren güvenlik güçleri (Devlet), yurt içinde ve yurt dışında, şehirlerde ve kırsalda başta PKK ve tüm terör örgütlerine karşı amansız bir şekilde, son terörist öldürülünceye ve bir daha ortaya çıkmamak üzere terörün kökü sökülene kadar, kapsamlı kara ve hava operasyonları başlatıldı.

Operasyonların başladığı tarihten itibaren yaklaşık 10.000 terörist öldürüldü veya etkisiz hale getirildi. Yaşanan bu süreçte, 7 Hazirandan / 1 Kasımdan (2015) sonra, Kürt halkının haklarını savunduğunu iddia eden PKK terör örgütü, asker, polis ve sivil yaklaşık 1000’e yakın vatandaşımızı katletti. Kanlı örgüt camileri, okulları, hastaneleri ateşe verdi; ele geçirilen sığınaklardan İncil çıktı. PKK, ekmek almaya giden, 12 yaşındaki Diyarbakırlı Fırat’ı yola döşediği bombayı patlatarak; Cizre’de çorbacıda çalışan garsonu uzun namlulu silahlarla tarayarak; Silvan’da 9 yaşındaki Elif Şimşek’i, binaya roketatarla saldırarak, katletti.

Gelinen noktada, Türkiye’nin Kürt sorununu eşit yurttaşlık temelinde, insan hakları bağlamında Üniter yapı çerçevesinde kültürel hakları tanıyarak çözmek zorunluluğunu vardır. Ancak, terörle mücadelesini de, son terörist öldürülünceye kadar devam ettirmeli, kıyamete kadar bir daha ortaya çıkmamak üzere terörün kökünü de sökmelidir.

Öte yandan Türkiye; terörle mücadelenin yanı sıra eş zamanlı olarak siyasi, idari, hukuki ve ekonomik reformlarını tam olarak yapmalıdır. Ülkemiz; demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü standartlarını dünya standartlarının üzerine çıkarmalı; özgür, zengin, müreffeh bir ülke hedefini gerçekleştirmeli; barış, güvenlik, istikrar ile adalet, özgürlük, eşitlik ilkelerini kendi içinde sağlamalıdır. Tüm bu ilkeleri Ortadoğu, İslam Dünyası ve dünyaya yaymalı, yılmaz bekçisi ve hamisi olmalıdır.

KAYNAKÇA

  • – BAŞAR, Cem -“Terör Dosyası ve Suriye” Uluslar arası İlişkiler Araştırma Merkezi yayınları, Lefkoşe , 1996.
  • – BÖLÜKBAŞI, Süha – “Türkiye ve yakınındaki Ortadoğu” Dış Pol. Ens. Yayınları, Ankara, 1992.
  • – DENKER M., Sami - “Uluslar arası Terör, Türkiye ve PKK” Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1997.
  • – FULLER, e. Graham- Çev. Özden ARIKAN, “Kuşatılanlar:İslam ve Batının Jeopolitiği” Sabah kitapları, İstanbul, 1996.
  • –KOCAOĞLU, Mehmet -“Uluslararası İlişkiler Işığında Ortadoğu” , Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995.
  • – MANİSALI, Erol – “Ortadoğuda Yeni Dengelerin, Doğu Akdeniz’den İç Asya’ya Uzanan Eksene Oturması ve Türkiye” , Su Sorunu, Türkiye ve Ortadoğu, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1993.
  • – ORAN , Baskın – “Kalkık Horoz: Çekiç Güç ve Kürt Devleti”, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1996.