TEMAYÜLDEN DOĞRU BİLGİYLE UYUMA

Prof.Dr.Necati Cemaloğlu diyor ki “Bizim bakış açımız, değerlendirme biçimimiz, algılarımız bizi yanıltıyor olabilir. Bingaman’ın dediği gibi ‘Etkili iletişim iki yönlü bir süreçtir, bir verici ile bir alıcı arasındaki düşünce alışverişidir. Her bir tarafın bu sürece katılımı geçmiş deneyimler, değerler, ihtiyaçlar ve duygulardan çıkan kişisel algılamalara dayanır.’ Etkili iletişim kurmak istiyorsak bakış açımızı, yargılarımızı ve normlarımızı bir kez daha gözden geçirmemiz, gerekirse değiştirmemiz ve bunu ihtiyaç hissettikçe de sürekli yapmamız gerekir.

Bu söylenenler bilimselse halkla etkili iletişim kurmak için ortalama kültür ve algıları iyi ölçmek gerekmez mi? Halkın oyuna ihtiyacı olan toplumsal örgüt siyasî partilerin en önemli sorunu bu ölçümü doğru yapmaktır. Doğru ölçüm de doğru bilgi akışıyla sağlanır. Partilerin handikapı üst yöneticilerin halkın temayülünü doğru öğrenememeleri.

Maalesef ülkemizde kitle partisi henüz kurulamadı. Her parti belli bir üst kadronun yönetiminde. Onlar da kendisine yakın olanların verdiği bilgilere tutsak. Kimse aday belirlerken kitlesel ölçümü sağlıklı yapamıyor. Oysa şimdi her mesleğin ya odası ya sendikası ya derneği-vakfı var. Yani halk bu STK’lar eliyle örgütlü ama kim ciddiye alıyor bunu? Halkın sesini duymanın önünde en büyük engel, adamcılık! Tepede adamın varsa başvuruyor aday oluyorsun yoksa harcaman ve emeğinle kalakalıyorsun. Seçim sonuçları da tepeye hiç ders olmadı, olmuyor. Onun yakınıyım, bunun yakınıyım diye kimse bize gelmesin diyorlar ya icraatlarda göremiyoruz bunu. Sözgelimi ilçe başkanlığında başarısız bulunmuş birini üst düzey yönetici adamım diye alıp kendine danışman yapılabiliyor.

Halkın temayülünü doğru bilgi edinebilmeyle ölçerek seçim yapmak ve seçilenler arasındaki uyumu da sağlamak lidere bağlı. Lider ve çalışanlarla iletişimi konusu da Cemaloğlu’nun kitabında şöyle:

Lider, statüsü ne olursa olsun kişilere fikirlerini sorandır. Japonlar ‘Bir sorunu en iyi, o alanda çalışanlar çözebilir.’ görüşünden hareket ederler. (…) 2010 yılında bir bankanın Molalı Kredi Uygulamasının o bankanın güvenlik görevlisi tarafından ortaya atılması buna güzel bir örnektir. Ayrıca kişilerle işleri hakkında konuşurken onlar kendilerine değer verildiği mesajını da alacaklardır.”

Hoca, bir iş yeri liderinin çalışanlarıyla iletişimini dile getiriyor ama bana göre bu, siyasî liderlerin yönetmeye talip oldukları toplumla iletişiminden farklı değil. Siyasi liderlerin rehberi de STK’ların oy çokluğuyla ölçülmüş temayülü olmalı. O temayül halkın ortak sesidir çünkü.

Temayülden oy çokluğuyla edinilmiş doğru bilgiyle seçilenlerin uyumunu sağlamak da yine lidere aittir. Büyük şehir belediye başkanlarıyla ilçe belediyelerinin uyumsuzlukları çok yansıdı kamuoyuna. Şimdiki Bodrum Belediye Başkanı bu sefer büyük şehire aday olacağını açıklamış. Gerekçesi de yetki büyük şehirdeymiş. Oysa biz yetki değil, etkiden söz ediyoruz. Liderliğinle yönetenini de yönettiğini de etkilemelisin ki başarılı olasın. Halkın sesi olduğunu talep ve icraatlarınla benimsetmelisin.

Yıllar önce çayını içtiğim Bodrum Yalıkavak son Belediye Başkanı Mustafa Saruhan, işlettiği mütevazi lokantasına gittiğimde beni hatırladı. Konuştuk, halleştik çok gelişen Yalıkavak ve çevresi hakkında. Baktım da çevresi hep kalabalık. Gelen gideni görmüyor. Kime sorsam Saruhancandır o can diyor. Tam bir toplum adamı ve liderliği de sinmiş tutum ve davranışlarına. Böylelerinden hiç üstü ve astıyla uyumsuzluk beklenebilir mi? Bir çayını içmişliğimin dışında yakınlığım yok ama herkesi olduğu gibi beni de kırk yıllık dostu gibi karşılamasını, randevu alamadığım birçok siyasî otoriteye örnek göstermek isterim. Siyasetçilerde aranan liderliğin en önemli vasfı bu.

Birkaç kişi veya grupla etrafınızı sardırır da kitlelere kapatırsanız kendinizi, liderliğiniz yetersizleşir. Liderler eğilip bükülenlerle değil, lider kişiliklerle yürümeli ki halkın sesini doğru duyabilsin, böylece de doğru bilgiye ulaşabilsin ve doğru seçimlerle en üstten en alta hep uyum içinde çalışabilsin.

Başarılı olmak isteyen bütün siyasetçilere önerimdir: Haydi temayülden doğru bilgiyle uyuma!