TDK’nın bufalosu-1

Bu yazıyı okuyanlar arasında "bufalo"suolan var mı? Muhtemelen yoktur.

(Eğer kendilerinde "bufalo ensesi" veyâ "bufalo hörgücü: buffalo hump" olanlar varsa lütfen alınmasınlar. Onlara şifâlar dilerim...)  

Ben çocukken ineklerimiz vardı ama bir bufalom olmadı hiç... Hem zâten Asya'da doğup büyüdüm. (İnşallah bufalo hörgücüm de olmaz.) Ama insan, elinde olmayanları da -elinde olmadan- merâk ediyor işte: Bu bufalo nedir, ne değildir?

Biraz araştırınca dünyâda 300'den fazla sığır ırkı olduğunu da öğrendim (http://www.veteriner.cc). Oysa ben yalnızca birkaç tâne zannediyordum... 

Dokümanter filmlerin -kör değneğini beller gibi- zırt pırt gözümüze soktuğu bu hayvanlar öylesine kuvvetli ve kahramanmışlar ki yabânî hayâtın kralı sayılan aslanlara bile meydan okuyorlar, onları fenâ hâlde zarara sokuyorlarmış...

Neyse, bunları ve daha fazlasını internetten öğrenmek mümkün. Bense "Acabâ bizim TDK, bufalo hakkında ne demiş?" diye merâk ettim.

TDK, Büyük Türkçe Sözlük’te bir bufalo târîfi yapmış ki "evlere şenlik" mi desem, yoksa "şenlik görmemiş" mi? Öyle ki ucunu bul da yağa bala ver... Buyrun, beyniniz için en az bir günlük doping têsîri yapacak olan bir târif:

“Bufalo İng. Beefalo: ABD’ den köken alan, bizonların çoğu selülozlu yemi yüksek kaliteli ete dönüştürme yeteneğinden yararlanmak ve evcil sığırlar gibi uysal ve sürü idaresi kolay bir hâle getirmek için, bizonlarla evcil sığırların birleştirilmesi sonucu geliştirilmiş, 3/8 Bizon ve 5/8 sığır genotipi taşıyan, evcil sığırlar gibi uysal mizaçlı, etinin yağ, kolesterol ve kalori oranı düşük ve protein ve kalsiyum oranının yüksek olması nedeniyle et endüstrisinde popüler sığır ırkı.”

Dopingini alan beyninize şimdi ters taklalar bile attıracak tahliller yapalım hep berâber:

"ABDden köken alanifâde biçiminin menşei hangi dil? Türkçe mi?

(TDK kayıtlarına göre eskiden “tulumbacı hortumlarının uç kısmındaki sarı maden sap” demek olan; mahallî kelime olarak “kavun, karpuz, kabak gibi bitkilerin toprak üstünde yayılan dalları; ağaç ya da ot kökü; fide; sebze; çalı; soy, asıl, ata; hayvan bağlanan küçük kazık; bir ucu koyun ya da keçinin ayağına diğer ucu kazığa bağlanan kısa ip; kalın kıldan ağaç üstüne yapılmış bir çeşit tuzak; dip koçan...” mânâlarında kullanılan; eski Türkçede ise “kavun, karpuz, kabak gibi yere yatan bitkilerin kökünden çıkan dal”ın ismi olan “köken” kelimesi 1935’te TDK tarafından “menşe, asıl” kelimelerinin yerine ikaame edilmiş. Yâni yazı dilindeki “menşe, asıl” kelimeleri ölsün diye bir nevî diriltilmiş.)

Hadi, bu “menşe, asıl” kelimelerinin ölüme mahkûm edilip yerine “köken” kelimesinin yazı diline sokulmasında -TDK’cılar gibi- hiçbir mahzur yok diyelim. Peki, şu “köken almak” neyin nesi? TDK’nın verdiği rakama göre Büyük Türkçe Sözlük’te 616.767 söz varmış. Bunlardan 60’ında “köken” geçiyor ama “köken almak” diye bir söz yok...

Neyse, sevgili okurlar, olan oldu, bana ayrılan köşe doldu. Bir bufaloyu bitiremedim. Beceriksizliğime verin, idâre ediverin...

Unutmayın, beyninize doping aldınız. Baş ağrısı filan yaparsa aşağıdaki reçeteyi alıverin bir zahmet:

"Bufalokantalaraftaarruznamedetay"

(Çok affedersiniz, biraz aceleye geldi. Reçete işte...)

"BUFALO - 2" pek yakında, bu sütunda...