TBMM duâ ile açılmalıdır..

Üzerinden yıllar yıllar geçti... ANAP Milletvekili ve sabık bakanlarımızdan Vehbi Dinçerler beyin içtüzük değişikliği teklifi tartışılıyordu: “Meclis duâ ile açılsın mı, duâsız açılmaya devam etsin mi?” diye.. Merhum Özal güçlüydü lâkin o bile bunu başaramadan göçtü...

Kuruluşundan bu yana geçen bir asra yakın zaman zarfında, Meclis çatısı altında (en üst düzey istişare makamı olarak) neler neler konuşuldu, yazıldı, çizildi. Kanunlar yaptı meclisimiz. Hükûmet (iktidar) ve muhalefet partilerinin karşılıklı fikir teatileri, zaman zaman çok şiddetli kavgaları da oldu...

Fakat maalesef ülke ve insanımızın dertleri kangrenleş­tikçe kangrenleşti, bir türlü sadra şifa iş üretile­medi.

Meclis yasama organıdır ve bunun yanısıra hükûmetlere yol gösterir, fikir verir, çözüm üretir, teşkil ettiği komisyonlarla en üst düzeyde tahkikat başlatır. Bunları millet adına, millet için yapar. Parlamenter yahut eski ağızla mebus dediğimiz zevat, milletin vekilleridirler. Millet adına konuşur meclise milletin derdini getirirler.

Bu güne kadar (başlangıçtaki dönem hariç) duâsız, besme­lesiz açılan Meclis’ten fazla bir hayır sadır olmadı. Mec­lis tavanına çiğ köfte yapıştırmaktan tutun da, boks şampiyona­larına kadar her türlü sosyal ve sporsal (!) faali­yete sahne olan Meclis’imizin hali yürekler acısı.

En üst düzey istişare makamı olmak bir yana, kâmil anlamda nor­mal ve akil bir toplantıya dahi sahne olamadı meclisimiz. Kimse kusura bakmasın ama, biri konuşurken önündeki masayı dövmek, okul çocukları için bile abes. Duâ bütün bunları yok mu edecek sizce?

Evet, yok edecektir..

Evvelâ şu bilinsin: Duâ ile başlamak; işe önem vermek, ciddîyet demek­tir. Ve Müslümanlar için Allah rızasına en muva­fık olan davranıştır.. Allah’ın hoşnut olduğu işte, bereket ve hayır hasıl olur.

Böyle bir teklife karşı çıkanlar ya budala yahut dînsizlikleri gözlerini kör etmiş sefihlerdir ki, her ikisi de aynı kapıya çıkar.

Mevlâ-yı Müteâl Hazretleri yüce kita­bımızda şöyle buyurur: “De ki: «Duânız olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi?»”“ (Furkan Sûresi, 77. âyet). “Rabbinize yalvararak ve gizlice duâ edin.” (A’raf Sûresi, 55)

Ve daha birçok âyet-i celîlede Allah bizlere duânın hayatımıza nasıl bir anlam katacağını ve duâ etmeyenlerin her daim rüsvay olacaklarını bildirmektedir.

Bizce Meclis şöyle açılmalı: En yaşlı üye veya Meclis Başkanı Eûzu Besmele çekerek TBMM kapısını açar, o ve ardından tüm milletvekilleri sırayla meclise girerler. Genel Kurul Salon­unda herkes yerini alır ve yine aynı zat (Meclis başkanı yahut en yaşlı üye) besme­leyi cerhen (açıktan) çekerek şu kısa duâyı okur:

“Rabbi yessîr, velâ tüassîr, rabbi temmîm bil hayr”

Bu kısa duânın meâli şöyledir: “Rabbim, kolaylaştır; güçleştirme, Rabbim hayırların tamamına ulaştır.”

Kısa fakat muazzam bir duâdır bu. Meclis için de en münasip duâdır.

Tüm hayırlar da -Allah saklasın- tüm şerler de, Rab­bimizin dilemesiyledir: “Allah sana bir keder dokundurursa onu O’ndan başka açacak yoktur. Eğer sana bir hayır dokundurursa, O herşey ü­zerinde güç sahibi­dir.” (Maide Sûresi, 17. âyet) Cumanız mübarek olsun efendim...