Tatil Üzerine

Aylar öncesinden yapılan planlar, koşturmaca, stres, tatilden kavgalı dönen arkadaşlar, küs dönen eşler… Deniz, kum ve güneşe mahkûm ruhlar... Artık tatil planlarını daha olgun düşüncelerle yapmakta fayda var. Öyle ki; tatilden yorgun dönmeyelim. Döndüğümüzde dinlenmek ve stres atmak için yeni bir tatile ihtiyaç duymayalım. Zamanımız ve paramız boşa gitmesin.

Anton Çehov “İnsanlar mutlu olduklarında mevsimin yaz mı kış mı olduğu fark etmez” der. Evet, tatilin mutlu olmakla bir ilgisi varsa mutlu olmak için yazı beklemeye gerek yoktur. Tatiller konusundaki en büyük yanlışımız tatili yaza sıkıştırmak. İlkbaharı, sonbaharı, kışı yeterince değerlendirmiyoruz. Bu mevsimlerin güzellikleri gözümüzden kaçıyor.

Bir de en güzel tatil kişinin beklentilerine göre değişir. Aile ve arkadaş grubu içinde herkesin ortalama beklentilerini bilmekte ve insanları yüksek bir beklenti içine sokmamakta fayda var. Mesela; köyünü özleyen oraya gider. O kişiyi lüks otellere sürüklemeye gerek yoktur. Otele vereceği paranın yarısını köyde harcayarak herkesi mutlu eder. Durumu hem maddi hem de manevi açıdan avantaja çevirebilir. Ayrıca köy yaşamı hayvan ve doğayı tanıma açısından çocuklar için tam bir eğitim ve macera sayılır.

Peki; tatil deyince deniz, kum ve güneş üçlüsü hala en baskın şekilde akla geliyor mu? Evet; hala baskın olarak akla geliyor. Fakat aldanmamak gerek. Denize girmeyince tatil yapmamış gibi hissedebilirsiniz. Bu his geçicidir. Kar tatili yapacağım diye binlerce liralık kayak takımı almak zorunda değilsiniz. Önce karda yürümenin tadını çıkarın. Algılarımızla oynamak isteyenlerin farkına varın. İyi bir tatil için uçağa binmek şart değildir. Tren de pekâlâ denenebilir, otobüs de kullanılabilir. Kendi arabanız da bir seçenektir.

Ayrıca anlaşmamız gereken bir diğer konu; tatil anı yaşayabilmektir, anı sosyal medya aracılığıyla paylaşmak değildir. Tabağımızdaki yemeğin fotoğrafını paylaşacağımıza tabağımızdaki yemeği paylaşsaydık dünyada açlık kalmazdı. Her gördüğümü paylaşacağım diye bir çabaya girişmek bizi fazla yorar. Bu anlamda tatillerde akıllı telefonları elden bırakmakta ve başımızı kaldırıp etrafa ve insanlara bakmakta fayda var.

İş hayatı öyle karmaşık hale gelmiş ki, bir yerde durup ben ne yapıyorum diye düşünme fırsatı bulamıyoruz. Bu anlamda tatil durup düşünmek ve hayatımızın akışını gözden geçirmek için bir fırsata çevrilmelidir. Birkaç kaliteli kitapla da tatilimizin içini doldurabiliriz. Francis BACON “Seyahat; gençlerde eğitimin yaşlılarda ise görgünün bir parçasıdır” der.

Tatilde önemli olan ne gördüğümüz değil daha çok neler hissettiğimizdir. En büyük yanlışımız tatilden büyük bir beklenti içine girmek. Gezilecek yerlerin listesini tamamlamaya çalışırken mutluluğu ıskalamak. Evet, tatilde rahatlama hakkımız var. Fakat normal hayatında mutlu olmayan insanın senede birkaç hafta tatil yaparak mutluluğu yakalayabileceğini düşünmek hayal olur.